REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te şiyr ifadesini içeren 26 kelime bulundu...

ahihte / âhîhte / آهيخته

  • Kınından çıkmış, sıyrılmış. (Farsça)

bergeşide

  • Sıyrılmış, çekilmiş. (Farsça)
  • Tartılmış. (Farsça)

fena

  • Yok olma, yokluk. "Beka"nın zıddı. (Tasavvufta maddî varlıktan sıyrılıp hakka ulaşma).
  • İyi olmayan, kötü.

ferzane

  • Bilgili kimse. Hakîm, feylesof. (Farsça)
  • Tas: Nefsanî alâkalardan sıyrılmış kimse. (Farsça)

hadba'

  • (Çoğulu: Hudeb) Kalçaları sıyrılıp çıkan zayıf dişi deve.

iflas

  • Sıyrılıp kurtulmak.

insilah

  • Soyulma. Derisi yüzülme. Sıyrılıp çıkma.
  • Ayın sonu gelme.

insilah etmek / insilâh etmek

  • Sıyrılıp çıkmak.

insilal

  • Gizlice savuma, sıvışma, sıyrılma.

intibah-ı ruhani / intibah-ı ruhanî

  • Ruhî uyanış, gafletten sıyrılma.

intizah

  • Suç ve kabahattan sıyrılma. Temize çıkma.
  • Def-i hâcet yaptıktan sonra temizlenme. Tahâretlenme.

istihlal

  • Yeni ay'ı gözleyip görmek. Hilâlin görünmesi.
  • Kılıcın kınından sıyrılıp görünmesi.
  • Edb: Bir ifadede birbirine benzer, seci'li ve kâfiyeli sözlerin söylenmesi.
  • Çocuğun doğar doğmaz hemen ağlamağa başlaması.
  • İyi ve hayırlı bir başlangıca delâlet etmek.

istilal

  • Sıyırıp çıkarma. Sıyrılıp çıkarılma.

meslut

  • Kemiği üzerinden eti sıyrılmış.
  • Tıraş edilmiş. Yontulmuş.

münselih

  • (Selh. den) Soyulmuş, derisi yüzülmüş.
  • Sıyrılıp çıkan, soyunan.
  • Son güne yetişmiş.

mütecerrid

  • Tecerrüt eden, sıyrılan; dünya işlerinden vazgeçip Allah'a yönelmiş.

nüsu'

  • Diş etlerinin sıyrılarak dişlerin meydana çıkması.

sell

  • Yavaşça çekip sıyırma. Sıyrılma.
  • Çıkarma, çıkarılma. Çekme, çekilme.

serdengeçti

  • Tar: Akıncılardan düşman ordusu içine dalmak veya muhasara altına alınan bir kaleye girmek için fedai yazılan kimseler. Bunlara ellerinde kınlarından sıyrılmış kılıçlarla bu tehlikeli işlere atıldıkları için "dalkılıç" da denilirdi. Düşman ordusuna dalacak veya kaleye girecek olanların dönmelerinden

tecerrüd / تَجَرُّدْ

  • Soyutlanma, sıyrılma.
  • Sıyrılma, soyutlanma.

tecerrüd etme

  • Soyutlanma, sıyrılma.

tecerrüd etmek

  • Soyutlanmak, sıyrılmak.

tecerrüt

  • Soyutlanma, sıyrılma.

tecerrüt etme

  • Sıyrılma, soyutlanma.

tekeşşüf

  • Açılmak, görünmek, sıyrılmak, meydana çıkmak.
  • Rüsvay olmak. Sırları açığa çıkmak.

tesellül

  • İnsanlar içinden sıyrılıp çıkma.
  • Verem hastalığına yakalanma.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın