REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük'te Şedi ifadesini içeren 49 kelime bulundu...

adüvv-ü şedid

  • Şiddetli düşman.

aksedilme

  • Yansıtılma.

alaka-i şedide-i uhuvvetkarane / alâka-i şedide-i uhuvvetkârane

  • Kardeşlik gibi çok sağlam ve güçlü ilgi, alâka.

alam-ı şedide / âlâm-ı şedide

  • Şiddetli elemler, acılar.

aşk-ı şedid / aşk-ı şedîd

  • Büyük aşk, şiddetli aşk.

cebir hissedilme

  • Cebriye mezhebinin yorumununun görülmesi.

cesedi / cesedî

  • Cesede ait, cesetle ilgili.

esedi / esedî

  • Arslana aid.
  • Üzerinde arslan resmi bulunan mâdeni para.

evca-i şedide

  • Şiddetli ağrılar.

faka-i şedide / fâka-i şedide

  • Şiddetli ihtiyaç.

fakr-ı şedid

  • Çok şiddetli yoksulluk, fakirlik.

hareket-i şedide / hareket-i şedîde

  • Şiddetli hareket.

harr-ı şedid

  • Şiddetli hararet, fazla sıcaklık.

hiss-i şedit

  • Şiddetli his, duygu.

hissiyat-ı şedide / hissiyât-ı şedide

  • Kuvvetli duygular.

hurmet-i şedide

  • Şiddetli yasaklama.

huruf-u şedide

  • (Bak: şiddet)

ibtila-yi şedid / ibtilâ-yi şedid

  • Şiddetli tiryakilik.

ihtiyac-ı şedid / ihtiyac-ı şedîd

  • Çok şiddetli ihtiyaç.

ihtiyac-ı şedit

  • Şiddetli ihtiyaç.

ihtiyacat-ı şedide-i aşknüma / ihtiyâcât-ı şedîde-i aşknümâ

  • Aşk derecesindeki şiddetli ihtiyaçlar.

kaziye makusedir / kaziye mâkûsedir

  • Önerme tersdir.

meyl-i şedid

  • Şiddetli meyil, arzu.

münasebat-ı şedide / münasebât-ı şedide

  • Kuvvetli bağlantılar.

münsedil

  • Salıverilmiş. Gevşetilip sarkıtılmış olan.

nakşedilen

  • İşlenen.

nakşedilme

  • İşlenme.

nakşedilmek

  • İşlenmek.

sa'ka-i şedide

  • Şiddetli baygınlık.

saik-i şedid / sâik-i şedid

  • Şiddetli sevk edici gerekçe.

sedd-i sedid

  • Yıkılması zor olan, sağlam sed. Yıkılmayacak derecede sağlam sedd.
  • Aşılmaz sağlam engel.

sedid

  • Doğru. Yanlış ve yalan olmayan.
  • Müstakil.
  • Muhkem. Metin.
  • Doğru, sağlam.

şedid / şedîd / شديد / شدید

  • Sert, sıkı, şiddetli.
  • Musibet, belâ.
  • Tecvidde: Rahve harflerinin zıddı olan, sükûn ile harf söylendiğinde sesin akmaması hali.
  • Şiddetli.
  • Şiddetli.
  • Şiddetli.
  • Şiddetli. (Arapça)

şedid-ül mihal

  • Şiddetli kuvvet. Ağır ve şiddetli azab.

şedid-üş şekime

  • Şedid-ün nefs; yani başkasına boyun eğmekten çekinen ve kibirlenen.

şedidane / şedîdâne

  • Şiddetlice.
  • Şiddetli bir şekilde.

şedide / şedîde

  • (Bak: ŞEDİD)
  • Harf sükun ile ve nefesin hepsi hapsolarak sâkin bir halde okunduğu zaman sesin aslâ akmaması.

şedide-i mechure

  • Elif, cim, dal, tı, ba harfleridir. Bunların zıddı: Rehavet (rahvet) ile Beyniye sıfatıdır.

şedide-i mehmuse

  • Kaf ve tâ harfleri.

şedidü'l-ihtiyaç

  • Şiddetli ihtiyaç.

şedidü'ş-sekime / şedîdü'ş-sekîme

  • Karşı koymaya muktedir, sebatlı ve çok güçlü.

şedidü'ş-şekime / şedîdü'ş-şekîme

  • Başkasına kolay kolay boyun eğmeyen, inatçı.

sedif

  • Deve hörgücü.
  • Her canlının sırtı.

sedil

  • (Çoğulu: Sedâil) Askı. Perde. Örtü. Zar.

sedin

  • Semiz, besili, etli ve cüsseli kimse.

sedir

  • Köşk.
  • Nehir.
  • Karyola.
  • Odanın baş köşesine konulan döşenmiş kerevet.

şedit

  • Şiddetli.

tevbihat-ı şedide

  • Şiddetli tekdir ve azarlamalar.

tufan-ı şedid

  • Şiddetli fırtına.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın