REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te İnsanlardan ifadesini içeren 27 kelime bulundu...

ademi / âdemî

  • İnsanlardan olan, insana âit, insana dair ve müteallik.

bain / bâin

  • Ayırıcı. Talâk-ı bâin.
  • Tasavvuf'ta bir terim. İnsanlardan uzak olan.

büdela / büdelâ

  • Bedeller. Ricâlü'l-Gayb denilen Allahü teâlânın insanlardan gizlediği evliyâ zâtlar. Bedîl'in çokluk şeklidir. Ebdâl de denir.

cann

  • Ateşten mahlûk cinlerin babası olan.
  • Bir beyaz yılan cinsi.
  • Cin taifesi. İnsanlardan evvel yaratılan bir nevi mahlûklar, cinler.

cibill

  • (Çoğulu: Cibillât) Yaratılmak.
  • İnsanlardan bir grup.

cin ve insi / cin ve insî

  • Cin ve insanlardan olan.

cinni ve insi / cinnî ve insî

  • Cinlerden ve insanlardan olan.

deccal / deccâl

  • Kıyametten az önce çıkacak, insanlardan bir kısmını sapıtacak ve daha sonra Hz. İsa tarafından öldürülecek olan şahıs.

ebdal / ebdâl

  • Bedeller. Dünyânın nizâmı, düzeni ile vazîfeli olup, Allahü teâlânın insanlardan gizlediği büyük zâtlar. Biri vefât edince, yerine başkası getirildiğinden bu isimle anılmışlardır. Bunlara Ricâlü'l-Gayb da denir.

ferd-i insan

  • İnsanlardan bir fert.

guşe-nişin

  • Köşeye çekilen, münzevi, insanlardan uzaklaşan. (Farsça)

insi ve cinni / insî ve cinnî

  • İnsanlardan ve cinlerden olan.

lühmum

  • (Çoğulu: Lehâmim) İnsanlardan ve atlardan iyi ve cevvâd olanlar.
  • Sütü çok olan deve.

merdum-girizane / merdum-girîzâne

  • İnsanlardan sıkılarak, kalabalıktan hoşlanmayıp yalnızlık isteyerek.

merdümgiriz / مرمگریز

  • İnsanlardan sıkılan, yalnızlığı seven.
  • İnsanlardan sıkılan, kalabalıktan hoşlanmayıp yalnızlık isteyen.
  • İnsanlardan kaçan. (Farsça)

merdümgirizlik

  • İnsanlardan sıkılganlık, kalabalıktan hoşlanmayıp yalnızlık isteme hâli.

mücanebet

  • Sakınma. Çekinme. İnsanlardan uzağa bir tarafa çekilme.

müstağni / müstağnî

  • Başkasına muhtâç olmayan.
  • Sâhib olduğu şeyle kanâat edip, insanlardan bir şey beklemiyen. İhtiyâcını başkalarına söylemiyen.

resul / resûl

  • Yaratılışı, huyu, ilmi, aklı ve her bakımdan zamânında bulunan bütün insanlardan üstün olan ve yeni bir din ile gönderilen peygamber.
  • Elçi, haberci.

ruhban / ruhbân

  • Evlenmeden bekâr yaşamayı tercih eden, dünyâdan yüz çevirip, insanlardan uzak yaşayan kimseler, râhibler. Hıristiyanlıkta sâdece ibâdetle meşgûl olan din adamları sınıfına verilen ad. Hıristiyan din adamları evlenmedikleri ve insanlardan uzak yaşadık ları için bu ad verilmiştir.

şeytan-ı cinni ve insi / şeytan-ı cinnî ve insî

  • Cinlerden ve insanlardan olan şeytan.

şeytan-ı ins ve cinni / şeytan-ı ins ve cinnî

  • Cinlerden ve insanlardan şeytanlık özelliği gösteren kimseler.

şeytan-ı insi / şeytân-ı insî

  • İnsanlardan şeytanlaşmış olan.

taayyün

  • Meydana çıkmak, âşikâr olmak, belli başlı ve itibarlı görünen insanlardan olmak.

taife-i beşeriye

  • İnsanlardan oluşan topluluk.

uzlet

  • Yalnızlık. İnsanlardan ayrılarak bir tarafa çekilip yalnız kalmak.
  • Yalnız başına yaşama, insanlardan ayrılarak bir köşeye çekilme.

vahşi

  • Medeni olmayan. İnsanlardan kaçan. Alışık ve ehlî olmayan.
  • Merhametsiz, duygusuz.
  • Ürkek, korkak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın