REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te İlala ifadesini içeren 24 kelime bulundu...

berdaht

  • Pürüzünü giderme. Pürüzsüz yapma. (Farsça)
  • Cilâlama, parlatma. (Farsça)
  • Düzleme, düzeltme. (Farsça)

ekinoks

  • Altı aylık fasılalarla gece ve gündüzün eşit oluşu. (Fransızca)

fevasıl

  • (Tekili: Fâsıla) Fâsılalar.

icla / iclâ

  • Cilalama.
  • (Cilâ. dan) Sürme, nefyetme, sürgün etme. Evinden barkından ayırma.
  • Sür'atle seğirtme.
  • Cilâlama, parlatma.

ihtilal

  • (Çoğulu: İhtilalât) Ayaklanma, devlete isyan. Bozukluk, karışıklık.
  • Şerre çalışmak, düzensizlik.

incila / incilâ

  • Cilâlanma. Parlama.
  • Görünme, belli olmak, açılma.
  • Cilâlanma, parlama.

ıttılaat

  • (Tekili: Ittılâ') Bilmeler, ıttılâlar, öğrenmeler, haberli olmalar.

maskul

  • Cilâlanmış, saykal vurulmuş. Mücellâ.

memhus

  • Parlatılmış, cilâlanmış.
  • Etli, şişman, dolgun insan veya hayvan.

mesakıl

  • (Tekili: Mıskal) Cilâlayan veya parlatan âletler.

mıskal

  • Cilâlayan, parlatan âlet.
  • İnce. Zarif.

mücella / mücellâ / مُجَلَّا

  • Parlak, Cilâlı. Cilâlanmış.
  • Cilâlanmış, parlatılmış.

muzahrefiyet

  • Sahtecilik; süsleyip cilalamak sûretiyle aslı gibi, doğal gibi göstermeye çalışmak.

perdahte

  • Cilâlanmış, parlatılmış. (Farsça)
  • Temizlenmiş, düzenlenmiş, tertib edilmiş. (Farsça)

sahtiyan

  • Boyanmış, cilâlanmış deri. Tabaklanmış deri. (Farsça)

sakl

  • Törpü ile eğeleme. Cilâlama.

saykal vurmak

  • Cilalamak, parlatmak.

saykalzede

  • Cilâlı. Cilâlanmış. (Farsça)

sılat

  • (Tekili: Sıla) Sılalar.
  • Bahşişler, armağanlar, hediyeler.

tasaykul

  • Cilalanma.
  • Cilâlanma.

taskil / taskîl

  • Cilâlandırmak. Saykal, cilâ vurmak, cilâ verilmek.
  • Cilâlama.
  • Cilâlayıp parlatma.

taskil etme / taskîl etme

  • Cilalama, parlatma.

taskilat / taskilât

  • (Tekili: Taskil) Cilâlamalar. Cilâ yapmalar.

tecliye

  • (Cilâ. dan) Cilâlama, cilâ verme.
  • Aşikâre etmek, açıklamak.
  • Ruşen etmek, parlatmak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın