REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te çındır ifadesini içeren 16 kelime bulundu...

ail

  • Ailesini geçindiren, idare eden. Kalabalık ailesi olan. Fakir.

asrem

  • Kulağı sakat, hasta.
  • Ailesini geçindirmek için sıkıntı çeken (kimse).
  • Bölük bölük.

ehl u iyal / ehl u iyâl

  • Bir kimsenin geçindirmek zorunda olduğu aile efradı ve diğer kimseler.

el-hubbu fi'llah

  • Allah için sevmek; sevgi Allah içindir.

elhubbu-lillah

  • Allah için sevmek. Muhabbet, dostluk, sevgi sırf Allah içindir. Hoş geçim, insanlara olan muhabbet Cenab-ı Hakk'ın rızası içindir.

elhubbulillah / elhubbulillâh

  • Sevgi Allah içindir.

ey

  • (Arabçada) "Bak, dinle, dikkat et, yahut, demektir ki" mânalarına gelir. Bir ibareyi tefsir için kulanılır. Türkçede: Yakın nidâ içindir.

ez ki

  • Ondandır ki, onun içindir ki.

hukukullah

  • Fık: İbadetler ve İlâhî cezalar, ukubetlerle alâkalı haklar.
  • Hukukullah umuma taalluk edip, yalnız bir şahsa âid olmayan ahkâm demektir. Bunlar hukuk-u umumiyeden ibarettir. Cenab-ı Hakk'a izafesi, tazim ve ehemmiyetine işaret içindir.

iaşe / iâşe / اعاشه

  • Geçindirmek. Beslemek. Yaşatmak. Diriltmek.
  • Geçindirme, besleme.
  • Geçindirme. (Arapça)

infak / infâk / انفاق

  • Nafaka verme. Besleme. Geçindirme.
  • Harcayıp tüketme.
  • Fakir olma.
  • Nafaka verme, besleme, geçindirme.
  • Nafaka vererek geçindirme, besleme.
  • Geçindirme, nafakalandırma. (Arapça)

ıyal / ıyâl

  • Fık : Bir adamın üzerine nafakasını vermek vacip olan, kendilerini geçindirdiği kimseler.
  • Bir kimsenin bakmak (geçindirmek) zorunda olduğu kimseler: Zevce (hanım), çocuklar (erkek ve kız), ana-baba, hizmetçi.
  • Bir kimsenin geçindirmek zorunda olduğu kişiler.

nafaka

  • Yiyecek parası. Geçim için lüzumlu olan şey.
  • Geçindirmeğe mecbur olduğu kimselere veya çocuklarına mahkeme karariyle verilen iaşe parası.

rikkat-amiz / rikkat-âmiz

  • Acıma veren, kalbe hüzün verecek olan, acındıran.

rikkatli

  • Acınacak, acındırıcı.

ta'tif

  • Şefkat uyandırmak. Acındırmak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın