REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Özüm ifadesini içeren 19 kelime bulundu...

beserüçeşm / بسر و چشم

  • Başüstüne, başım gözüm üstüne. (Farsça)

burak-ı meşveret-i şer'iye

  • Şer'î meşveret bineği; şeriatın her türlü meselenin çözümünde esas aldığı istişare ve danışma kurulu.

determinant

  • Denklemlerin çözümlerini rahatlıkla bulmaya yarayan matematiksel tablo. (Fransızca)

dirayet

  • Zekâ, iktidar, beceriklilik. Akıl ve ilim yoluyla yapılan çözüm.

fasl / فصل

  • Mevsim. (Arapça)
  • Bölüm. (Arapça)
  • Çözümleme. (Arapça)

faysal

  • Kesin hüküm; karmaşık bir meseleyi kesin hatlarıyla çözümleme, yanlışı doğrudan ayırma.

guya / gûyâ / گویا

  • Sözümona. (Farsça)

hallolmak

  • Çözümlenmek.

ilm-i münazara

  • Bir meseleyi tartışarak çözümleme ilmi.

iris

  • yun. Gözümüzün saydam tabakasının arkasında olup, deliği, ışığın az veya çok miktarda olmasına göre genişleyip büzülen tabaka. Kuzahiye.İRKÂ' : Geciktirme.
  • İftira etme.

rahmaniyyet

  • Cenab-ı Hakk'ın Rahman oluşu. (Yâni: Gözümüzle görüyoruz, birisi var ki, bize zemin yüzünü rahmetin binlerle hediyeleri ile doldurmuş, bir ziyafetgâh yapmış ve Rahmâniyetin yüz binlerle ayrı ayrı lezzetli taamları içinde dizilmiş bir sofra etmiş ve zemin içini rahimiyyet ve hakîmiyetin binlerle kıym

realite

  • Gerçekten olan şey. Olduğunun tıpkısı. Gözümüzle gördüğümüz gibi. (Fransızca)

şafak

  • Tan zamanı. Güneş doğmağa yakın zaman veya güneş battıktan sonraki alaca karanlık. Gündüz.
  • Nahiye. Cânib.
  • Nasihat eden kimsenin "Nasihatım te'sir etsin, sözüm tutulsun" diye ıslah için gayret göstermesi.
  • Merhamet.
  • Harf.

siyaset tabibleri

  • Siyasî hastalıkların hekimleri, doktorları; siyasî meselelere çözüm arayanlar.

tahlil / tahlîl / تحليل

  • Çözümleme.
  • Ayrıştırma, çözümleme, analiz. (Arapça)
  • Tahlil etmek: Değerlendirme yapmak, analiz yapmak. (Arapça)

tahlili / tahlilî

  • Çözümlemeli.
  • Çözümleyici, araştırarak.

temessül

  • Temessül etmek:
  • Cisimlenmek.
  • Benzeşmek.
  • Özümlemek.

temsil / temsîl / تمثيل

  • Tiyatro oyunu. (Arapça)
  • Sözgelişi. (Arapça)
  • Özümseme. (Arapça)

ukde

  • Düğüm, çözümü zor iş.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın