Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
zor
kelimesini içeren
158
kelime bulundu...
alem-i vücub / âlem-i vücub
Zorunlu âlem; Allah'ın zât, sıfat ve isimlerini ifade eden âlem.
asur / asûr
Zorluk. Güçlük.
bil-iltizam
Zorunlu olarak.
bila-külfet / bilâ-külfet
Zorluksuz.
bilmecburiye / bilmecbûriye / بالمجبئریه
Zorunlu olarak, mecburen.
(Arapça)
bilmecburiyye
Zorunlu olarak.
bizzarure / bizzarûre / بالضروره
Zorunlu olarak.
(Arapça)
cabir / câbir / جابر
Zorlayıcı.
(Arapça)
cebabire / cebâbire / جبابره
Zorbalar.
Zorbalar.
(Arapça)
cebbarane / cebbarâne / cebbârâne
Zorbaca.
Zorbaca.
cebbarlık
Zorbalık, zâlimlik.
ceberut / ceberût
Zorla her istediğini yaptırabilme kudreti.
cebir / جَبِرْ
Zorlama.
Zor, zorlama.
Zorlama.
cebr
Zorlama, zor kullanma. İrâde ve ihtiyârın zıddı.
Zorlama, baskı yapma.
cebr u ikrah
Zorlama ve baskı yapma.
cebren / جبرا / جَبْرًا
Zorla. Cebir ve kuvvet istimali ile. Kuvvet kullanarak.
Zorla.
Zorla.
Zorla.
(Arapça)
Zorla.
cebretme
Zorlama.
cebri / cebrî / جبری
Zorla, zorunlu olarak.
Zorla, zorlamalı.
Zoraki, zorla.
(Arapça)
dağdağa / دغدغه
Zorluklar, sıkıntılar.
dikta
Zorbalık.
düşvar / düşvâr
Zor, güç.
düşvari / düşvarî
Zorluk, güçlük, suubet.
(Farsça)
ebrah
Zor olmak, güç olmak.
emr-i cebri / emr-i cebrî / اَمْرِ جَبْر۪ي
Zorlayıcı emir.
emr-i müşkil
Zor iş, müşkil emir.
esbab-ı mücbire / esbâb-ı mücbire / اسباب مجبره
Zorlayıcı sebepler.
esbab-ı zaruriyye / esbâb-ı zarûriyye / اسباب ضروریه
Zorunlu sebepler.
farz
Zorunlu görev.
gasb
Zorla alma.
gasbetme
Zorla alma.
gasıb
Zorla alan.
gasıbane
Zorla alırcasına.
gayr-ı zaruri / gayr-ı zarurî
Zorunlu olmayan.
hacat-ı zaruriye / hâcât-ı zaruriye
Zorunlu temel ihtiyaçlar, yiyecek ve içecek gibi.
hacet-i zaruriye / hâcet-i zaruriye
Zorunlu ihtiyaç.
hakikat-ı zaruriye
Zorunlu gerçek.
hallal-ı müşkilat / hallâl-ı müşkilât
Zorlukları yenen, müşkülâtı halleden kimse.
harec
Zorluk, sıkıntı.
Zorluk, sıkıntı.
havaic-i gayr-ı zaruriye / havâic-i gayr-ı zaruriye
Zorunlu olmayan ihtiyaçlar.
havaic-i zaruri / havâic-i zarurî
Zorunlu ihtiyaçlar.
havayic-i gayr-ı zaruriye
Zorunlu olmayan ihtiyaçlar, ihtiyaç olmadığı halde ihtiyaç haline gelmiş şeyler.
i'tikal
Zorlaşma, müşkilleşme.
i'tisar
Zorluk, güçlük, meşakkat.
ibram / ibrâm / ابرام
Zorlama.
(Arapça)
icab / îcâb
Zorunlu kılma; bir fiilin yapılmasını isteme ve onun terk edilmesini yasaklama.
icabi / icabî
Zorunluluk, mecburiyet.
icbar / icbâr / اجبار / اِجْبَارْ
Zor. Zorlama. Cebretmek.
Zorlama.
Zorlama, cebretme.
Zorlama.
Zorlama.
Zorlama.
(Arapça)
İcbâr edilmek:
Zorlanmak.
(Arapça)
İcbâr etmek:
Zorlamak.
(Arapça)
Zorlama.
ihtiyac-ı zaruri / ihtiyac-ı zarurî
Zorunlu ihtiyaçlar.
ihtiyacat-ı zaruriye / ihtiyâcât-ı zaruriye
Zorunlu ihtiyaçlar.
ikrah / ikrâh / اِكْرَاهْ
Zorlama.
Zorlama, tiksinme.
Zorla yaptırma.
ilhah / ilhâh
Zorlamak. Israr etmek. Bir şeyin kabulü için son derece üstüne düşmek.
Zorlama.
in'isab
Zorlaşma.
irta'
Zoraki ve istemeyerek gülme.
işkal / işkâl / اِشْكَالْ
Zorlaştırma.
işkal ve iğlak / işkâl ve iğlâk
Zor anlaşılma, kapalılık.
istişkal
Zorlaştırma, güçleştirme, müşkülât verme.
ıztırar / ıztırâr / اضطرار
Zorunluluk, mecburiyet.
Zorda kalma.
Zorunluluk.
(Arapça)
ıztıraren / ıztırâren
Zorda kalarak.
ıztırari / ıztırarî / ıztırârî / اضطراری
Zorunlu olarak, çaresizce.
Zorunlu.
(Arapça)
kahr
Zorlama, mahvetme, ezme.
kahr ve cebir
Zorlama, baskı kurma.
kasri / kasrî
Zorla, cebren.
kasriyyet
Zorlama hâli.
ke'kee
Zorla reddetmek, def'etmek.
külfetli
Zor, güç.
ma'sur
Zor, güç, zorlaştırılmış.
maksur
Zoraki, cebren. Elinde ve ihtiyarında olmadan.
mal-ı habis / mâl-ı habîs
Zor ile gasb edilen ve rüşvet olarak alınan, çalınan mallar ve kendine emânet olan mallar, izinsiz ticârette kullanılarak elde edilen kârlar ve dâr-ül-harbde yâni kâfir memleketlerine gidenin (tüccârın, seyyâhın), kafirlerden, rızâsı olmadan aldığı mallar.
mebadi-i zaruriye / mebâdi-i zaruriye
Zorunlu prensip ve ilkeler.
mecbur / mecbûr
Zorunlu.
Zorlanmış, zorunlu.
mecburi / mecburî / mecbûrî / مجبوری
Zor altında, ister istemez, yapma mecburiyetinde.
Zorunlu.
(Arapça)
mecburiyet / mecbûriyet / مجبوریت
Zora tutulma. Mecburluk.
Zorunluluk.
Zorunluluk.
(Arapça)
mecburiyetle
Zorunlu olarak.
mertum
Zor bir işi yapmağa memur edilmiş olan.
meşakkat / مَشَقَّتْ
Zorluk, güçlük, zahmet.
Zorluk.
mesleb
Zorla birşey alınan yer. Zorla alma yeri.
mezniyye
Zorla cinsî ilişkide bulunulan kadın.
mu'dil
Zor, güç.
mu'temil
Zorlukları göze alarak tek başına iş gören.
mücber
Zorlanılmış. Zorlanılan. İcbar olunmuş olan.
mücbir / مجبر
Zorlayan, mecbur eden.
Zorlayan, mecbur eden.
Zorlayıcı.
(Arapça)
mucip olma
Zorunlu kılma, gerektirme.
muhtebis
Zorla alan.
mükreh
Zorlanan.
Zorlanan kimse.
Zorlanan.
mükrehen
Zorla.
mülci / mülcî
Zorla ve cebren yaptıran. Zorlayan.
müşkil / مُشْكِلْ
Zor, güç.
Zor, zorluk, müşkül.
Zor.
müşkil-küşa
Zorluğu gideren, açan. Zor işleri halleden. Çetinliği gideren.
(Farsça)
müşkil-küşayan / müşkil-küşayân
Zorluğu gideren ve zor işleri halleden kimseler.
(Farsça)
müşkil-pesend
Zorla beğenen. Her şeyi kolay kolay beğenmiyen. Zorlaştıran.
(Farsça)
müşkilat / müşkilât
Zorluklar, çetinlikler.
Zorluklar.
müşkilatlı / müşkilâtlı
Zor.
müşkilatsız / müşkilâtsız
Zorluk çıkarmadan.
müşkile
Zor ve müşkil olan iş.
müşkilküşa / müşkilküşâ
Zorluğu gideren.
müşkilpesend
Zor beğenen.
müşkilpesent
Zor beğenen.
müşkül
Zor.
müşkülat / müşkülât
Zorluklar, güçlükler.
müşkülatlı / müşkülâtlı
Zor, güç.
müştebeh
Zor, karışık.
müstebid / مُسْتَبِدْ
Zorba, diktatör.
Zorba.
müteassir
Zor.
müteazzir
Zor, özürlü.
mütecebbir
Zorba.
mütecebbirane / mütecebbirâne
Zorbalıkla, cebren.
mütegallib / متغلب / مُتَغَلِّبْ
Zor kullanarak galip gelen, zorba.
Zorba.
(Arapça)
Zorla üstünlük sağlayan.
mütegallibane / mütegallibâne
Zorbacasına, zâlimlere yakışır surette.
(Farsça)
mütegallibe
Zorba.
mütegallip
Zorba, zorla yenmeye çalışan.
mütehakkim / مُتَحَكِّمْ
Zorba, zorbalık eden, tahakküm eden. Hâkimlik taslayan.
Zorba.
Zorla hükmeden.
mütehakkimane / mütehakkimâne
Zorbaca.
müteneffiz
Zorlu nüfuz sahibi olan.
müteverrit
Zor bir işe rastlıyan.
muztar
Zorlanmış. Cebr olunmuş. Mecbur kalış. Çaresiz kalıp başı sıkılan.
Zorda kalmış.
netice-i zaruriye
Zorunlu sonuç.
sa'b
Zor, çetin.
sa'b-sehl
Zor-kolay.
saab
Zor, güç, çetin.
sab / sâb
Zor, güç.
saylem
Zorluk, meşakkat.
sebeb-i meşakkat
Zorluk sebebi.
sevk-i zaruret
Zorunluluğun itmesi.
sual-i müşkil / suâl-i müşkil
Zor soru.
sual-i müşkül
Zor soru.
suhre
Zoraki iş, angarya.
suubet / suûbet
Zorluk, güçlük.
Zorluk.
Zorluk, güçlük.
Zorluk, güçlük.
suubetli / suûbetli
Zor.
Zor.
tagallüb / تغلب / تَغَلُّبْ
Zorbalık.
(Arapça)
Zorla üstün gelme.
tahakküm / تَحَكُّمْ
Zorla hükmetme.
tahakkümi / tahakkümî
Zoraki ve delilsiz olma.
tahmil-i zahmet
Zor bir işi birine yükletme.
tasannuf
Zorla yapılan sınıflandırma veya te'lif.
tazyik etmek
Zorlamak, baskı yapmak.
tecebbür
Zorbalaşma.
tehcir
Zorla göç ettirme.
tekellüf / تَكَلُّفْ
Zorlanma, özenme.
Zorlanma.
tekellüfat / tekellüfât
Zorlanmalar, özentiler.
Zoraki davranışlar.
telatil
Zorluklar.
tetavül / tetâvül
Zorla uzanma, büyüklenme, kibirle muamele etme.
teverrut
Zor bir işe rastlama. Vartaya düşme.
tıknefes
Zor nefes alan. Rahat nefes alamayan.
unve
Zor, kuvvet gösterme.
usr
Zorluk; meşakkat.
Zorluk.
usret
Zorluk, güçlük. Darlık, sıkıntı. İşlemezlik.
vacip / vâcip
Zorunlu.
vücub derecesinde
Zorunluluk derecinde.
vücub ve lüzum
Zorunluluk ve gereklilik.
zarurat
Zorunluluklar, mecburiyetler.
zaruret / zarûret / ضرورت / ضَرُورَتْ
Zorunluluk.
Zorunluluk, gereklilik.
Zorunluluk.
Zorunluluk.
zaruret derecesinde
Zorunluluk derecesinde.
zarureten
Zorunlu olarak.
zaruri / zarûrî / ضروری / ضَرُور۪ي
Zorunlu.
(Arapça)
Zorunlu.
zaruriye
Zorunlu.
zaruriyyat / zarûriyyât / ضروریات
Zorunluluklar.
(Arapça)
zecirkarane / zecirkârâne
Zorlarcasına.
zecren
Zorlayarak.
zecri / zecrî / زجری
Zorlayarak, zorlayıcı.
(Arapça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
tevriye
dilgir
Süht
Seddü
hezil
dāra
Yile
Bozukluk
genc
hulefa
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
zor
Parlak yüz
hak ile yeksan
ortaya çıkmak
cavidane
Ma-i
Yazili
Cenuba
Çok Az
Fasih Arapça