REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te zire ifadesini içeren 21 kelime bulundu...

arab

  • Ceziret-ül Arab, Şam, Hicaz, Irak, Yemen, Mısır ve Afrika'nın şimâlinde yaşayan geniş bir kavmin adı.

asafane / asafâne

  • Bir vezire yakışır surette ve hâlde. (Farsça)

cez

  • Cezire, ada. Her tarafı su ile çevrilmiş olan kara parçası. (Farsça)

cezair

  • (Tekili: Cezâyir) (Cezire) Cezireler, adalar.
  • Kuzey Afrikada Fas ile Tunus arasında olan ülke ve bu ülkenin merkezi olan şehir.

haliyye

  • Bağından boşanmış deve.
  • Yabancı bir yavru emziren deve.
  • Büyük gemi.
  • Arı kovanı.
  • Ahlâktan kinâyedir.
  • (Çoğulu: Haliyyât) Bekâr kadın, evlenmemiş kız.

hazair

  • (Tekili: Hazire) Duvar veya çitle çevrilmiş ağıl.
  • Etrafı duvarla çevrili olan mezarlıklar.

hazına

  • Emzirici, emziren. Dadı.

hıdivane / hıdîvâne

  • Bir vezire veya Mısır hıdîvine yakışır şekil ve surette. (Farsça)

murdia / مُرْضِعَه

  • Süt emziren. Süt anası.
  • Çocuk emziren.

murzı'

  • (Rızâ. dan) Çocuk emziren.

mürzı'

  • Emziren, emzirici.

murzia

  • (Rızâ. dan) Çocuğa süt emziren. Meme veren. Sütnine. Bebeğe süt vermek üzere para ile tutulmuş kadın.

nazair

  • Nazire. Nazireler. Benzerler, örnekler.

naziregu / naziregû

  • Nazire söyliyen. (Farsça)

nezair

  • (Tekili: Nazire) Nazireler, benzerler, emsâl olanlar.

radua

  • Kuzusunu emziren ve hem de sağılır olan koyun.

sabiiler / sâbiîler

  • Aya ve yıldızlara tapan kimseler. El-Cezîre (Cizre) ve Harran civârında yaşayan bu kimseler, yahûdîlik, hıristiyanlık ve mecûsîlik gibi çeşitli dinlerden bâzı inanışları alarak bir din meydana getirmişlerdir.

süt anne

  • İki buçuk yaşından küçük olan çocuğu emziren kadın.

tanzir / tanzîr / تنظير

  • Benzetme. Benzetilme. Nazire yapma.
  • Bir yazının şekil ve mâna bakımından benzerini yazma.
  • Benzetme. (Arapça)
  • Nazire yazma. (Arapça)
  • Tanzîr edilmek: (Arapça)
  • Benzetilmek. (Arapça)
  • Nazire yazılmak. (Arapça)
  • Tanzîr etmek: (Arapça)
  • Benzetmek. (Arapça)
  • Nazire yazmak. (Arapça)

tanziren

  • Nazire olarak. Benzetme suretiyle.

vazir / vâzir

  • (Vâzire) Günah işleyen. Suç işleyen.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın