ateşperest

• Ateşe tapan, mecûsî. Zerdüşt tarafından kurulan bâtıl dîne inanan.

berkuk

• Şeftali, kayısı, zerdali.

dergiş

• İzdiham, çok kalabalık. (Farsça)
• Bir zerdali cinsi. (Farsça)

destur / destûr / دستور

• İzin. (Farsça)
• Zerdüşt rahibi. (Farsça)
• Uzak dur. (Farsça)
• İzin ver. (Farsça)

ehremen

• Zerdüştîlerin inandıkları, kötülük ve karanlık tanrısı, şeytan, dev.

hürmüz

• (Hürmüzd) Eski İran takviminde, güneş yılının ilk günü.
• Zerdüştlerin bâtıl bir inanışları olan hayır tanrısı.
• Jüpiter (Müşteri) yıldızı.

iccas

• Erik.
• Zerdâli.
• Armut.

iki lütfü'ler

• Abdullah Lütfi Özerdem ve Küçük Lütfi.

maneviye / mâneviye

• İyilik ve kötülük ilâhı diye iki ilâha inanmaktan ibaret batıl bir mezhep olup zerdüştlerden alınmıştır.

mecleb

• Beyaz çiçekli bir otun adı. (Adam boyu uzar ve yaprağı zerdaliye benzer.)

mışmış

• Zerdali, erik veya kayısı.

mişmiş

• Zerdali yemişi.

mubid

• Zerdüşt. Mecusi din adamı.
• Tedbirli, akıllı adam.

mug

• (Çoğulu: Mugan) Mecusi. Ateşperest. Ateşe tapan. Zerdüşt dininde olan.

mugan

• (Tekili: Mug) Mecusiler, ateşe tapanlar. Zerdüştler. (Farsça)

neşm

• Zerdali ağacı gibi bir ağaç.
• Bir çiçek cinsi.

şa'ra

• (Çoğulu: Şüâr) Çok miktar ağaç.
• Bir nevi zerdali.
• Kuyruğunda dikeni olan bir cins sinek.

temeşmüş

• Zerdali yemek.

zerd-alu / zerd-âlû

• (Zerd: sarı; âlû: erik) Sarı erik, zerdali. (Farsça)

zerdab

• (Zerd-âb) İrin, cerahat. (Farsça)
• Safra. (Farsça)
• Beyaz şarap. (Farsça)

zerdalu / zerdâlû / زردالو

• Zerdali. (Farsça)

zerde / زرده

• Zerde. (Farsça)
• Sarılık. (Farsça)
• Safran. (Farsça)

zeryac

• Zerde aşı.