ahben

• Çok su içmekten karnın şişip zahmetli olması.

eşakk

• Meşakkatli, zahmetli.

hakhaka

• Zahmetli ve meşakkatli yolculuk yapmak.

hamt

• Şiddetli ve zahmetli olmak.
• Çürümek.
• Mütegayyer olmak, değişmek.

heyd

• Depretmek.
• Zahmetli olmak.

kerihet

• Harpte şiddet.
• Zahmetli ve meşakkatli olan.

külfet

• Zahmet. Sıkıntı. Yorgunluk. Zahmetli iş. Adetten ve lüzumundan çok yorularak çalışmakla iş yapmak.
• Merâsim.

müteanni

• Zahmetli ve zor olan bir işi üzerine alan. Zahmet çeken.

mütekellif

• Zahmetli iş tutan, külfetli işe girişen.

mütekellifin / mütekellifîn

• (Tekili: Mütekellif) Zahmetli, külfetli iş tutanlar, tekellüf edenler.

taharrüc

• Zahmetli yerden uzaklaşmak.
• Günah işlemek.

teceşşüm

• İncinmek.
• Zahmetli şeyleri seçmek.

tekellüflü

• Zahmetli, zoraki.