REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te yum kelimesini içeren 108 kelime bulundu...

adem-i hilim

  • Yumuşak ve uysallıktan uzak.

adude

  • Yumuşaklık. Tazelik.

ahveri / ahverî

  • Yumuşak, beyaz nesne.

albatr

  • Yumuşak ve beyaz bir çeşit mermer, kaymak taşı. (Farsça)

aşine

  • Yumurta. (Farsça)

astine

  • Yumurta. (Farsça)

ayse

  • Yumuşak yer.

basra

  • Yumuşak küfki taşı. (Bu sebepten Basra şehri, "Basra" diye isimlendirilmiştir.)

behne

  • Yumuşak yer.

besne

  • Yumuşak yer.

bevga

  • Yumuşak toprak.

beyuz

  • Yumurtlayan tavuk.

da'sa

  • Yumuşak yer.

dehme

  • Yumuşak yemek.

delas

  • Yumuşak ve berrak şey.

dıbabe

  • Yumuşak nesne.

dılamis

  • Yumuşak ve berrak olan şey.

dilas

  • Yumuşak ve berrak olan nesne.

eclec

  • Yumru ve geniş alınlı.

estine

  • Yumurta. (Farsça)

fetah

  • Yumuşak.

gamin / gamîn

  • Yumuşak.

gamn

  • Yumuşaklık.

gazıf

  • Yumuşak, geniş.

gırki / gırkî

  • Yumurta kabuğu.

hadebiyyet

  • Yumruluk, kamburluk.

hakek

  • Yumuşak beyaz taş.

halim / halîm / حليم / حَل۪يمْ

  • Yumuşak huylu, uysal.
  • Yumuşak huylu. Hoş muamele yapan.
  • Yumuşak huylu, kızmayan.
  • Yumuşak huylu. (Arapça)
  • Yumuşak huylu.

halim selim

  • Yumuşak huylu ve sağlam karakterli kişi.

halim ve selim

  • Yumuşak huylu, uysal.

halim-i alihimmet / halîm-i âlihimmet

  • Yumuşak huylu olmasının yanı sıra kutsal değerler uğruna gayret gösteren.

halim-selim

  • Yumuşak huylu ve doğru.

halimane / halîmâne

  • Yumuşak bir şekilde, uysalca.
  • Yumuşak surette. Yumuşak huylulara yakışır bir tarzda. (Farsça)

halime / halîme

  • Yumuşak huylu kadın. (Peygamberimizin süt annesinin adı)
  • Yumuşak huylu kadın, Peygamberimizin süt annesi.

haye / hâye / خایه

  • Yumurta, haya. (Farsça)

hemk

  • Yumuşak. Kof.

hilm / حلم

  • Yumuşak huylu olmak, kızmamak. Gücü yettiği halde affetmek.
  • Yumuşaklık, insanın tabiatında olan yumuşaklık duygusu.
  • Yumuşaklık, kızmama.
  • Yumuşaklık. (Arapça)

hilm ü haya / hilm ü hayâ

  • Yumuşaklık ve utanma duygusu.

hilmiyyet

  • Yumuşaklık, yavaşlık, yumuşak huyluluk.

hirşemm

  • Yumuşak taş.

hudir

  • Yumuşak taze ot.

ilane

  • Yumuşatmak.

kabe

  • Yumurta.

kavl-i leyyin

  • Yumuşak söz.
  • Yumuşak söz. Sert olmayan söz. Enâniyetli olmayan söz.

kemal-i hilm / kemâl-i hilm

  • Yumuşak huyluluğun mükemmel derecede olması.

kıza

  • Yumuşak yerlerde biten bir ot cinsi.

kurnuk

  • Yumuşak bedenli delikanlı.

latif / lâtif

  • Yumuşak, güzel, şirin, ince.

lekm

  • Yumrukla vurmak.

leynet

  • Yumuşak koltuk yastığı.

leyyin / لين

  • Yumuşak. Mülâyim. Hafif. Yavaş olan.
  • Yumuşak.
  • Yumuşak.
  • Yumuşak. (Arapça)

luaa

  • Yumuşak yaş ot.

lüdane

  • Yumuşaklık.

lüdune

  • Yumuşaklık.

ma'dudat

  • Yumurta gibi sayı ile satılıp alınan şeyler.

mad

  • Yumuşak taze ot.

mahh

  • Yumurtanın akı.

mehul

  • Yumuşak yay.

melaset

  • Yumuşaklık. (Zıddı: Huşunet)

meld

  • Yumuşak olmak.

melyene

  • Yumuşaklık.

merfak

  • Yumuşak yer.

mermare

  • Yumuşak vücutlu kadın.

muhnis

  • Yumuşak kimse; yâni şiddeti ve katılığı olmayan. Mülâyim.

mükvin

  • Yumurtası çok olan kertenkele.

mülayemet / mülâyemet

  • Yumuşaklık.

mülayim / mülâyim / ملایم

  • Yumuşak. Yavaş. Uygun. Yumuşak huylu.
  • Yumuşak.
  • Yumuşak. (Arapça)

mülayimane / mülâyimane / mülâyimâne

  • Yumuşakça.
  • Yumuşak ve uysal bir şekilde.

müleyyin

  • Yumuşatan, yumuşaklık veren, yumuşaklık verici.

münazzıc

  • Yumuşatıcı. Öldürücü.

mürn

  • Yumuşaklık.

muşta

  • Yumruk. Kunduracıların deriyi inceltmek için kullandıkları mâdeni top.

muştzen

  • Yumruk vuran. Boksör, yumrukçu. (Farsça)

müştzen

  • Yumruk vuran, boksör. (Farsça)

müvasat

  • Yumuşaklıkla davranmak.

na'çe

  • Yumuşak yer. (Farsça)

naice

  • Yumuşak yer.

nerm / نرم

  • Yumuşak. (Farsça)

nermgu / nermgû

  • Yumuşak sözlü. (Farsça)

nermin / نرمين

  • Yumuşak. (Farsça)
  • Yumuşak. (Farsça)

nermiyet

  • Yumuşaklık, gevşeklik.

nermsaz

  • Yumuşak adam. (Farsça)

nuaa

  • Yumuşak ot.

nüume

  • Yumuşaklık.

nuumet

  • Yumuşaklık.

rahasa

  • Yumuşaklık.

rahih

  • Yumuşak, sulu balçık.

ratb-ül lisan / ratb-ül lisân

  • Yumuşak sözlü. Mülâyim lisanlı.

regabe

  • Yumuşak arazi.

reşreş

  • Yumuşak döş kemiği.

rıfk

  • Yumuşak huyluluk.
  • Yumuşak ve hoşgörülü davranma.
  • Yumuşaklık, yavaşlık, tatlılık, nezaket. (Zıddı: unf)
  • Yumuşaklık, tatlılık.

rıhv

  • Yumuşak.

sehah

  • Yumuşak ve sıcak yer.

ser'

  • Yumurtlamak.

süheyla

  • Yumuşak huylu kadın.

sühve

  • Yumuşak. Sükun, sessizlik.

suples

  • Yumuşaklık, esneklik. (Fransızca)

sür'uf

  • Yumuşak, hafif.

tadil / tâdil

  • Yumuşatma, düzeltme, ılımanlaştırma.

tedmis

  • Yumuşak etmek, yumuşatmak.

telaküm

  • Yumruklaşma. Boks.

telattuf / تلطف

  • Yumuşak davranma. (Arapça)

telyin

  • Yumuşatma.

temyis

  • Yumuşak yapmak, yumuşatmak.

terhim

  • Yumuşatmak.

tevsir

  • Yumuşak etmek, yumuşatmak.

tevtine

  • Yumuşak etmek, yumuşatmak.

vati

  • Yumuşak ve kolay olan şey. (Kuş tüyünden yapılmış yastık gibi)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın