Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
yok
kelimesini içeren
145
kelime bulundu...
a'dem / عدم
Yokluk.
adem / عدم / عَدَمْ
Yokluk.
Yokluk, olmama, bulunmama.
Yokluk, bulunmama, adem.
(Arapça)
Yokluk.
adem-abad / adem-âbâd
Yokluk. Yokluk alemi.
(Farsça)
adem-alud / adem-âlûd
Yoklukla karışık.
adem-i mevcudiyyet
Yokluk. Olmama.
adem-i sırf / عَدَمِ صِرْفْ
Yokluk. Mutlak yokluk.
Yokluk.
ademabad / ademâbâd / عدم آباد
Yokluk ülkesi.
(Arapça - Farsça)
ademalud / ademâlûd
Yoklukla karışık.
ademi / ademî / عَدَم۪ي
Yoklukla ilgili, olmama.
Yokluğa ait, yoklukla ilgili.
Yokluğa ait.
Yokluğa ait. Ademle ilgili
Yokluğa ait.
ademistan / ademistân / عَدَمِسْتَانْ
Yokluk ülkesi, yeri.
Yokluk ülkesi.
Yokluk yeri.
ademiyat
Yokluklar, hiçlikler.
ademiye
Yoklukla ilgili.
ademiyet
Yokluk.
ademnüma / ademnümâ
Yokluk gösteren.
Yokluğu gösteren.
adim / adîm / عدیم
Yok olan.
(Arapça)
alem-i adem / âlem-i adem
Yokluk âlemi.
bari / bârî / بَارِئ
Yoktan var eden (Allah).
bid
Yok olma.
büyud
Yok olma, hiç olma, in'idam.
cenab-ı lemyezel / cenâb-ı lemyezel
Yok olması, gelip geçmesi imkansız olan Allah.
desatir-i icadiye / desâtir-i icadiye
Yoktan yaratma kanunları.
emr-i ademi / emr-i ademî / اَمْرِ عَدَم۪ي
Yokluğa ait iş, şey.
Yokluğa yönelik iş.
endişe-i helaket / endişe-i helâket
Yok olma endişesi.
envar-ı icad / envâr-ı îcad
Yoktan var etme nurları.
evamir-i icadiye / evâmir-i icadiye
Yoktan yaratma emirleri ve kanunları.
faka / fâka / فاقه
Yoksulluk.
(Arapça)
fakat / fâkat
Yokluk, bulunmama.
Yoksulluk, muhtaç olma hâli.
fakd / فقد
Yokluk, yoksunluk.
(Arapça)
fakr / فقر
Yoksulluk, muhtaçlık.
Yoksulluk.
(Arapça)
fakr u zaruret
Yoksulluk ve çaresizlik.
fani olmak
Yok olmak.
farz-ı adem
Yok farzetme, sayma.
fena / fenâ / فَنَا
Yokluk, geçicilik, kötü.
Yok olma.
fenapezir / fenâpezîr / فناپذیر
Yok olucu, fani.
(Arapça - Farsça)
fıkdan / fıkdân / فقدان
Yokluk, bulunmama.
Yokluk, kayıp.
Yoksunluk, bulunmama, yokluk.
(Arapça)
fukara / fukarâ / فقرا
Yoksullar.
(Arapça)
gavr-ı in'idam
Yokluk çukurunun dibi.
Yokluk çukuru.
gayr-i kabil-i izale / gayr-i kâbil-i izâle / غير قابل ازاله
Yok edilemez, giderilemez.
gıyaben / gıyâben / غيابا
Yokluğunda, yokken, ardından.
(Arapça)
halık
Yoktan yaratan. Yaratıcı. Allah (C.C.)
harab / harâb
Yok olma, yıkılma.
harabiyet
Yok oluş, yıkılış.
hasaset / hasâset
Yoksulluk, düşkünlük.
helaket / helâket
Yok oluş.
i'dam / اعدام / i'dâm / اِعْدَامْ
Yok etme.
Yok etme, öldürme.
(Arapça)
Yok etme.
ibda / ibdâ
Yoktan örneksiz yaratma.
icad / îcad / îcâd
Yoktan yaratma.
Yoktan var etme, vücûda getirme, yaratma.
idam / îdam
Yok oluş.
Yok etme, öldürme.
idam edilmek
Yok olmak.
idam etmek
Yok etmek.
ifna / ifnâ / افنا / اِفْنَا
Yok etme, yaşamını elinden alma (tutukluluk).
Yok etme.
Yok etme.
(Arapça)
Yok etme.
ifna etme / ifnâ etme
Yok etme.
iftikar / iftikâr / افتقار
Yoksulluk çekme.
(Arapça)
ihtibar
Yoklama. Deneme. Sınama. Tecrübe.
ihtimal-i adem
Yokluk ihtimali.
ihtimal-i helaket / ihtimal-i helâket
Yok olma ihtimali.
ihtira / ihtirâ
Yoktan yaratma.
illet-i mucide / illet-i mûcide / عِلَّتِ مُوجِدَه
Yoktan var eden sebeb.
imha / imhâ
Yok etme, ortadan kaldırma.
imha eden
Yok eden.
imha edilme
Yok edilme.
imha etme / imhâ etme
Yok etme, ortadan kaldırma.
imha etmek
Yok etmek.
imha olma
Yok olma.
imha ve izale etmek
Yok etmek, gidermek.
in'idam / in'idâm / اِنْعِدَامْ
Yok oluş.
Yok olma.
inidam / inîdam
Yok olma.
intıfa / intıfâ
Yok olma, sönüp bitme.
intifa / intifâ
Yok olma, bitme.
istibar
Yoklama, muayene etme.
izale olma
Yok olma, giderilme.
izmihlal / izmihlâl / اضمحلال
Yok olma, mahvolma.
Yok olma, bozulma, perişan olma.
Yok olma.
(Arapça)
kabul-ü adem / kabûl-ü adem / قَبُولِ عَدَمْ
Yokluğunu kabul etme, inkâr.
Yokluğu kabûl etme.
kabulüadem / kabûlüadem
Yokluk kabulü.
kahtügala / kahtügalâ
Yokluk ve kıtlık.
ke-l-adem
Yok. Yokmuş gibi.
kemal-i bizeval / kemâl-i bîzevâl
Yok olmayan mükemmellik, kusursuzluk.
la / lâ
Yoktur, hayır.
layezal / lâyezâl
Yok olmaz.
layezali / lâyezâlî
Yok olmayan.
lazeval / lâzevâl / لازوال
Yok olmaz, ölümsüz.
(Arapça)
lehf
Yok olan şey için hasret çekip üzülmek.
lemyezel
Yok olmaz, devamlı.
Yok olmayan.
leys
Yokluk.
ma'dum / ma'dûm
Yok olan, mevcut olmayan.
Yok olan, mevcût olmayan
ma'dumat
Yok olanlar. Yokluklar.
ma'dumiyet
Yokluk, ma'dumluk, yok olma.
madum / mâdum / mâdûm / معدوم
Yok, ölü.
Yok olan.
Yok olmuş.
(Arapça)
madumat / mâdûmât
Yok olanlar.
madumiyet / mâdumiyet / mâdûmiyet / معدوميت
Yokluk, yok oluş.
Yok olma, yokluk.
Yokluk.
(Arapça)
mahbub-u layezal / mahbub-u lâyezâl
Yok olmayan, sonsuz sevgili, Allah.
mahkum-u adem / mahkûm-u adem / مَحْكُومُ عَدَمْ
Yokluğa mahkum olan.
Yokluğa mahkum olan.
mahrum / mahrûm / محروم
Yoksun.
Yoksun.
Yoksun.
(Arapça)
Mahrum etmek:
Yoksun bırakmak.
(Arapça)
Mahrum olmak:
Yoksun kalmak.
(Arapça)
mahrum edilen
Yoksun bırakılan.
mahrumiyet / mahrûmiyet / محروميت
Yoksun kalma.
Yoksunluk.
Yoksunluk, mahrumluk.
(Arapça)
mahv / محو
Yok olma.
Yok etmek.
mahv u ispat
Yok olma ve var olma.
mahv u perişan olma
Yok olma, perişan olma.
mahveden
Yok eden.
mahvetme
Yok etme.
mahvetmek
Yok etmek.
(Arapça - Türkçe)
mahvolma
Yok olma.
mahvolmak
Yok olmak.
maruz-u fena / mâruz-u fenâ
Yok olmaya mâruz olan.
mefluk
Yoksul, zavallı, biçare, miskin.
meskenet
Yoksulluk, miskinlik.
mevcudat-ı zaile / mevcudat-ı zâile
Yok olup giden, sona eren varlıklar.
miskin
Yoksul, uyuşuk, tembel, zavallı.
muhayyeb
Yoksun bırakılmış, mahrum kılınmış.
muhayyib
Yoksun bırakan, mahrum kılan.
muhtebirane / muhtebirâne
Yoklar ve denercesine. Tecrübe eder tarzda.
(Farsça)
muhtera
Yoktan var edilmiş.
muhtereat
Yoktan yaratılanlar.
mün'adim / مُنْعَدِمْ
Yok olma.
Yok olan.
münadim / münâdim
Yok olan.
münteha-yı zirve-i hiçi / müntehâ-yı zirve-i hiçî
Yokluk ve hiçliğin zirvesi, en son noktası.
na-besi / na-besî
Yokluk, adem.
(Farsça)
na-budmend
Yoksul, fakir.
(Farsça)
nafi / nâfî
Yok edici, inkârcı.
nefy-i nefiy / نَفْيِ نَفِيْ
Yokluğun yok olması.
nefy-i nefy
Yokluğun yokluğu.
nefyetmek
Yok saymak, sürgün etmek.
netice-i tahrib
Yok etme, bozma sonucu.
nisti / nistî
Yokluk, adem.
(Farsça)
padişah-ı bizeval / padişah-ı bîzevâl
Yok olmayan, varlığı son bulmayan padişah; Allah.
rah-ı adem / râh-ı adem
Yokluk, hiçlik yolu.
saade
Yokuş başı.
şaibe-i zeval ve fena / şaibe-i zevâl ve fenâ
Yok olup gitme ve gelip geçicilik kuşkusu.
sebeb-i mahrumiyet
Yoksun kalmanın sebebi.
sefil
Yoksul.
sefillik
Yoksulluk.
tasavvur-u zeval / tasavvur-u zevâl
Yok olup gittiğini düşünme.
tasdik-i adem
Yokluğunu tasdik etme.
tebahkar / tebâhkâr / تباهكار
Yok eden, mahveden, yıkan.
(Farsça)
tedmir
Yok etmek. Mahvetmek. Tepelemek. Perişan etmek.
telef olma
Yok olma, zâyi olma.
veilla / veillâ / والا
Yoksa, aksi takdirde.
(Arapça)
vücud-u adem
Yokluk vücudu.
vücut vermek
Yok olan birşeyi var etmek, yaratmak.
zail / zâil / زائل
Yok olan, yok olucu.
(Arapça)
Zâil olmak:
Yok olmak, ortadan kalkmak.
(Arapça)
zail olma / zâil olma
Yok olma.
zailat / zâilât
Yok olanlar, kaybolup gidenler.
zeval / zevâl
Yok olma, sona erme. Ölmez imiş âşık cânı, Hiç çürümez imiş teni, Aşk her kimi kıldı fânî, Ona zevâl ermez imiş.
zevalnapezir / zevâlnâpezîr / زوال ناپذیر
Yok olmayan, kalıcı.
(Arapça - Farsça)
zevalpezir / zevâlpezîr / زوالپذیر
Yok olucu, fani.
(Arapça - Farsça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
mabud
Cem u
vizite
İSTİLA
muvazenet
asrî
payan
SEYRAN
mudir
En s
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
yok
düşünen
düşmüş
yıkılmış
sevmeme
bozmamak
Merahiz
Sahabe
Kasıt
dizin