REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te yir kelimesini içeren 39 kelime bulundu...

bist / bîst / بيست

  • Yirmi. (20) (Farsça)
  • Yirmi. (Farsça)

bistüm

  • Yirminci.

ca'r

  • Yırtıcı kuşların pisliği.

ded / دد

  • Yırtıcı hayvan. (Farsça)

derende / درنده

  • Yırtan, yırtıcı. (Farsça)
  • Yırtıcı. (Farsça)

deride

  • Yırtık, yırtılmış. (Farsça)

ehred

  • Yırtık şey. (Üstbaş hakkında kullanılır.)

eşter

  • Yırtlak gözlü.

gökdelen

  • Yirmi veya daha çok katlı bina. (Türkçe)

hark / خَرْقْ

  • Yırtma.

hatime kısmı / hâtime kısmı

  • Yirmi Dokuzuncu Mektubun Zeyli.

herz

  • Yırtmak.

hetk / هتك

  • Yırtma Yarma. Perdeyi yırtmak. Rezil olmak. Rezil etmek.
  • Yırtma. (Arapça)

hettak / hettâk / هتاک

  • Yırtıp parçalayan, paramparça eden.
  • Yırtan. (Arapça)

hılab

  • Yırtıcı hayvan veya yırtıcı kuş pençesi.

hilya'

  • Yırtıcı hayvanların küçüğü.

hizbü'l-ekber

  • Yirmi Dokuzuncu Lem'a olan Tefekkürnâme adlı eserde yer alan bir bölüm.

inhirak

  • Yırtılma.

işrin / işrîn / عشرین

  • Yirmi. (Arapça)

ıtak-üt tayr

  • Yırtıcı kuşlar.

kadınlarla muhavere

  • Yirmi Dördüncü Lem'a'nın sonunda yer alan bir bölüm.

kerad

  • Yırtık ve eski elbise. (Farsça)

kuzakız

  • Yırtıcı ve paralayıcı yavuz arslan.

medarlar

  • Yirmi Dokuzuncu Söz'de bulunan bölümler; haşir ile ilgili deliller.

mesbaa

  • Yırtıcı ve vahşi hayvanların çok olduğu yer.

miskal

  • Yirmidört kıratlık (4,5 gr. kadar) bir ağırlık ölçüsü. (Bir kırat, beş normal arpa ağırlığında olup, bir dirhemin 1/14 üdür.)
  • Yirmidört kıratlık bir ağırlık ölçüsü. (Ondört kırat bir şer'î dirhem karşılığıdır).

müfteris

  • Yırtıcı. Parçalayıcı. İftiras eden. Zorla yere yıkıp parçalayan.
  • Yırtıcı, parçalayıcı.
  • Yırtıcı.

müharese

  • Yırtışıp dalaşmak.

mükellib

  • Yırtıcı hayvanları ava alıştıran, avcılık tâlim edip öğreten.

mümazzak

  • Yırtılmış. Parça parça olmuş.

müsabea

  • Yırtıcı hayvanların yeri.

müteharrık

  • Yırtılan, taharruk eden.

mütemezzik

  • Yırtılan, parçalanan.

müvecceb

  • Yirmidört saatte bir kere yemek yiyen kimse.

retk

  • Yırtığı onarmak, yarığı düzeltmek, bitiştirmek.

sebuiye

  • Yırtıcıya mensub, canavarlıkla ilgili.

sebuiyet / sebûiyet

  • Yırtıcılık, parçalayıcılık. Yırtıcı hayvanın fıtri hassası.
  • Yırtıcılık.

taharruk

  • Yırtılma. Koparılma. Sökülme. Yarılma.

yirmi ikinci nur deryası

  • Yirmi İkinci Söz.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın