REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te yararlı ifadesini içeren 27 kelime bulundu...

amel-i salih / amel-i sâlih

  • İyi amel, yararlı iş. Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği iş, ibâdet.

bakiyat-ı salihat / bâkiyat-ı salihat

  • Ebedî âlemde sevap olarak bâki kalan kutsal sözler, dine uygun iyi ve yararlı işler.

bar-ver

  • Yemiş veren, meyvedar, verimli, meyve verici. (Farsça)
  • Mc: Faydalı, faydayı mucib, iyi netice veren. Yararlı. (Farsça)

celb-i nef'

  • Faydalı olanları yapma, yararlı olanı elde etmeye çalışma.

darrı nef'a derc

  • Zararlıyı yararlının içine koyma.

enfa / enfâ

  • Daha yararlı.

faide / fâide

  • (Çoğulu: Fevaid) Kazanç, kâr, nef', menfaat. İstifadeye sebeb. Yararlılık, işe yarama.

faidebahş / fâidebahş / فائده بخش

  • Yararlı, faydalı. (Arapça - Farsça)

faideli / fâideli

  • Faydalı, yararlı.

gureba-i yemin

  • İbrahim paşa, Galata ve Edirne saraylarından çıkanlarla, harpte fevkalâde yararlık gösteren yabancılar ve yeni Müslüman olmuşlardan teşkil olunan iki süvari bölüğünden birinin ismidir. Bu iki bölüğe birden "Gureba-i Yemin ve Yesar Bölükleri" denildiği gibi "Garip ve Yiğitler Bölükleri" veya "Aşağı B

iktiza

  • Lazım gelme, gerekme.
  • İşe yarama, yararlık.

istifadebahş / istifâdebahş / استفاده بخش

  • Yararlı. (Arapça - Farsça)

kifayet / كفایت

  • Lüzumlu kadar olmak. Yetişmek. Bir işe yetecek kadar olmak. İktidar. Liyâkat. Yararlık.
  • Yeterli olma. (Arapça)
  • Yararlılık. (Arapça)

maslahatkarane / maslahatkârâne

  • Faydalı ve yararlı bir şekilde.

menafi / menâfi

  • Yararlar, yararlı şeyler.

menfaatbahş

  • Faydalı, yararlı. Menfaat ve fayda veren. (Farsça)

menfaatli

  • Yararlı, faydalı.

menfaattar

  • Faydalı, yararlı.

mesel

  • Örnek, benzer, nümune.
  • Dokunaklı ve mânâlı söz.
  • Yararlı hikâye.
  • Delil, hüccet.

müfid / مفيد

  • Faydalı, yararlı.
  • Yararlı. (Arapça)

müspet mesail / müspet mesâil

  • Yararlı, olumlu meseleler; pozitif ilimler.

nafi' / nâfi'

  • Bütün yararlı şeyleri ihsan eden, Allah.

nef'

  • Fayda, yararlılık.
  • Fls: Faydacılık. Yani: Bir şeyin doğru olup olmadığını, o şeyin faidesine göre değerlendiren yanlış bir nazariyedir. Kudsi dinimiz olan İslâmiyette ise: Bir şeyin doğru veya yanlış; iyi ve kötü olması, Allahın emir ve nehyine tâbidir.

salih amel / sâlih amel

  • Faydalı, yararlı iş; dinin emir ve yasaklarına uygun davranış.

salihat / sâlihat

  • Dine uygun iyi ve yararlı işler.

sudmend / sûdmend / سودمند

  • Yararlı. (Farsça)

ukkaşe bin el-mihsan el-esdi / ukkaşe bin el-mihsan el-esdî

  • Efâdıl-ı Sahabeden ve kahramanlardan olup hususan Bedir muharebesinde ve Hazret-i Ebu Bekir (R.A.) devrinde mürtedlerle olan muharebede yararlıklar göstermiştir. Peygamberimizin vefat tarihinde 44 yaşlarında idi.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın