REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te verilmek ifadesini içeren 27 kelime bulundu...

arazi-i mektume / arâzi-i mektume

  • Huk: Beytülmâle haber verilmeksizin kullanılan mahlul veya müstahik-i tapu araziler.

ariye

  • (Ariyet) Geri verilmek üzere alınan, iğreti. Bir kimsenin geri almak üzere, karşılıksız olarak başkasının faydalanmasına terk ettiği mal. Kullanılmak üzere alınan emanet mal.

bahş / بخش

  • Bağışlayan. (Farsça)
  • Bahş edilmek: (Farsça)
  • Bağışlanmak. (Farsça)
  • Verilmek. (Farsça)
  • Bahş etmek: (Farsça)
  • Bağışlamak. (Farsça)
  • Vermek. (Farsça)

borç

  • Geri verilmek niyetiyle ihtiyaç sahiplerine verilen para. Müslümanlıkta faizle borç vermek haramdır, günahtır. Borcunu ödiyemiyecek durumda onların borçlarını bağışlamak veya sonraya bırakmak sevaptır. Borcunu ödeyebilecek durumda olanlar da borçlarını zamanında ödemelidirler. Ödeyemiyecek olanlar d

hicaz demiryolu madalyası

  • Şam-Hicaz demiryolunun yapımı için para yardımı bulunanlarla, demiryoluna ait işlerde hizmetleri görülenlere verilmek üzere II.Abdülhamid tarafından çıkartılan üç ayrı madalya. 16.9.1902 tarihli nizamname ile çıkarılan bu madalyanın bir tarafında "Hamidiye Hicaz demiryoluna hizmet eden hamiyyetmendâ

i'ta / i'tâ / اعطا

  • Verme. (Arapça)
  • Verilme. (Arapça)
  • Ödeme. (Arapça)
  • Ödenme. (Arapça)
  • İ'tâ edilmek: (Arapça)
  • Verilmek. (Arapça)
  • Ödenmek. (Arapça)
  • İ'tâ etmek: (Arapça)
  • Vermek. (Arapça)
  • Ödemek. (Arapça)
  • İ'tâ (Arapça)

iade / iâde / اعاده

  • Geri verme, geri gönderme. (Arapça)
  • İâde edilmek: Geri verilmek, geri gönderilmek, (Arapça)
  • İâde etmek: Geri vermek, geri göndermek. (Arapça)
  • İâde eylemek: Geri vermek. (Arapça)

iade-i itibar / iâde-i itibâr

  • İâde-i itibâr edilmek: İtibarı geri verilmek.

iadeten / iâdeten / اعادة

  • Geri verilmek üzere. (Arapça)

icar / îcâr / ایجار

  • Kiralama. (Arapça)
  • Kiraya verme. (Arapça)
  • Kira. (Arapça)
  • Îcâr edilmek: Kiraya verilmek. (Arapça)
  • Îcâr etmek: Kiraya vermek. (Arapça)

iftihar madalyası

  • Padişaha sadakat gösterenlere, tarım ve san'atın ilerlemesine çalışanlara, yangın ve sâri hastalık anında devlet ve millete büyük hizmetleri dokunanlara verilmek üzere II. Abdülhamid'in irade-i seniyesiyle altın ve gümüşten olmak üzere çıkarılan madalya. (1886 ve 1887) Madalyanın ön yüzünde yukarı k

iksa'

  • Kasvet. Sıkıntı vermek. Sıkıntı verilmek.

ilmühaber

  • (İlm-i haber) Resmi bir daireye verilmek üzere hazırlanan ve bir adamın ahvâli hakkında bilgileri ihtiva eden kâğıt. Resmi vesika.
  • Para, evrak vs. teslim olunduğunu gösteren ve bunları getiren adamın eline verilen pusula.

imtiyaz madalyası

  • 2. Abdülhamid'in 11/10/1885 tarihli emriyle devlet ve memleket yararına hizmet edenlere, vazifeyle gönderildikleri yerde başarı gösterenlere verilmek üzere çıkarılan madalya. Altun ve gümüşten olmak üzere iki çeşit olan bu madalyaların ön yüzünde II. Abdülhamid'in "Elgazi" tuğrası, bunun altında sal

istiglal

  • (Galle. den) Kirası veya mahsulü borca mukabil verilmek üzere bir mülkün rehine verilmesi.

karz-ı hasen

  • Ödünç verme, çarşıda benzeri bulunan herşeyi, belirsiz bir zaman sonra, aynısı geri verilmek üzere verme.

maun

  • Eve lâzım şeyler. Ev eşyası.
  • Malın zekâtı.
  • Ufak tefek ihtiyaçlar.
  • Nefaseti sebebi ile (nefsin çok hoşuna gittiğinden) kimseye verilmek istenmeyen şey.

müsaade / مساعده

  • İzin. (Arapça)
  • Yardım. (Arapça)
  • Müsaade edilmek: İzin verilmek. (Arapça)
  • Müsaade etmek: İzin vermek. (Arapça)

ödünç vermek

  • Çarşıda misli yâni benzeri bulunan her şeyi, belirsiz bir zaman sonra, misli geri verilmek üzere verme.

tahliye / تخليه

  • Boşaltma. (Arapça)
  • Salıverme. (Arapça)
  • Tahliye edilmek: (Arapça)
  • Boşaltılmak. (Arapça)
  • Salıverilmek. (Arapça)
  • Tahliye etmek: (Arapça)
  • Boşaltmak. (Arapça)
  • Salıvermek. (Arapça)

takarrür

  • Kararı verilmek.
  • Yerleşmek. Kararlaşmak.

taskil

  • Cilâlandırmak. Saykal, cilâ vurmak, cilâ verilmek.

tazmin / tazmîn / تضمين

  • Zarar ödeme, tazminat verme, zarar karşılama. (Arapça)
  • Bir başka şaire ait beyti sahibinin adını da bildirerek kendi şiirinde kullanma. (Arapça)
  • Tazmîn edilmek: Tazminat verilmek, zarar karşılanmak. (Arapça)
  • Tazmîn etmek:
  • (Arapça)

teati / teâtî / تعاطى

  • Birbirine verme. (Arapça)
  • Teâtî edilmek: Birbirine verilmek. (Arapça)

tehdid / tehdîd / تهدید

  • Gözdağı. (Arapça)
  • Tehdîd edilmek: Gözdağı verilmek. (Arapça)
  • Tehdîd etmek: Gözdağı vermek. (Arapça)

temin / temîn / تأمين

  • Gerçekleştirme, sağlama. (Arapça)
  • Gerçekleştirilme, sağlanma. (Arapça)
  • Emin kılma, güvence verme. (Arapça)
  • Temîn edilmek: (Arapça)
  • Sağlanmak, gerçekleştirilmek. (Arapça)
  • Güvenci verilmek, emin kılınmak. (Arapça)
  • Temîn etmek:(Arapça)

terhis edilmek

  • Salıverilmek, görevi bitince işine son verilmek.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın