REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük'te veri ifadesini içeren 36 kelime bulundu...

ahveri / ahverî

  • Yumuşak, beyaz nesne.

akverin

  • Büyük belâlar, musibetler, âfetler.

akveriyat

  • (Bak: AKVERİN)

cengaveri / cengâverî / جنگاوری

  • Savaşçılık. (Farsça)

cihan serveri

  • Dünyanın baş tacı.

daveri / dâverî

  • Hâkimlik, hükümdarlık. (Farsça)
  • Mahkeme ve dâvâ. (Farsça)
  • Kötü ile iyiyi birbirinden ayırt etme. (Farsça)
  • Kavga, mücadele. (Farsça)

ev'iye-i veridiyye

  • Tıb: Siyah kan damarları.

habl-ül verid

  • Şah damarı. Atar damar.

hablülverid / hablülverîd

  • Şahdamarı.

hareket-i mihveriye

  • Yörüngedeki hareket.
  • Mihver, eksen etrafındaki muntazam hareket.

ihlas-perveri / ihlas-perverî

  • Temiz yürekli, ihlas sâhibi olma. (Farsça)

iki cihan serveri

  • İki cihanın baş tacı.

kanaat verici

  • İnandırıcı, razı edici.

merhametperveri / merhametperverî

  • Merhametlilik, esirgeyicilik. (Farsça)

mihmanperveri / mihmanperverî

  • Misafirperverlik, misafir ağırlayıcılık. (Farsça)

müdevveriyet

  • Yuvarlaklık.

müdevveriyet-i arz

  • Dünyanın yuvarlaklığı, yuvarlık oluşu.

müdevveriyyet

  • Yuvarlaklık.
  • Yuvarlaklık.

münevveriyet

  • Nurlu oluş, münevverlik. Aydınlık.

münevveriyet-i efkar / münevveriyet-i efkâr

  • Fikir aydınlığı.

pehnaveri / pehnaverî

  • Enlilik, genişlik. Vüs'at. (Farsça)

perveri / perverî

  • Büyütücülük, besleyicilik. Terbiye. (Farsça)

perveriş

  • Besleme, besleyiş. Beslenme. (Farsça)
  • Terbiye etme, yetiştirme, eğitme. Terbiye edilip yetiştirilme, eğitilme. (Farsça)
  • İlerleme, terakki. (Farsça)

perverişyab / perverişyâb

  • Beslenen. (Farsça)
  • Terbiye edilen, terbiye gören, eğitilen, yetiştirilen. (Farsça)

perverişyafte / perverişyâfte

  • Terbiye edilmiş, büyütülmüş, yetiştirilmiş, eğitilmiş. (Farsça)

senaveri / senaverî

  • Birisini medhedene, övene ait. Senakârane. (Farsça)

serveri / serverî

  • Başlık, başkanlık, serverlik, reislik. Ululuk. (Farsça)

veri'

  • Haramdan kaçınan kişi.

veria

  • At ismi.

verid / verîd / ورید

  • Siyah kan damarı. Toplar damar. Boyun damarı.
  • Kırmızı gül.
  • Toplardamar. (Arapça)

veriha

  • Çok sıvı hamur.

verık

  • Çok eskiden kullanılan gümüş para. Kıymetli para.

verik / verîk

  • Sikkesiz gümüş.
  • Gümüş.
  • Gür sakallı adam.
  • Sık yapraklı ağaç.

veriş / verîş

  • Yürümek ve seğirtmek istediği hâlde sahibi engel olan davar.

verise / verîse

  • Veris otuyla boyanmış nesne.

yaveri / yâverî

  • Yâverlik, yardımcılık. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın