LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te veran ifadesini içeren 15 kelime bulundu...

cengaver

  • (Çoğulu: Cengâverân ) Cenkçi. Yiğit olan. Kahraman. İyi harbeden. (Farsça)

deveran / deverân / دوران

  • Dönme, dolaşma, dolaşım. (Arapça)
  • Deverân etmek: Dönmek, dolanmak. (Arapça)

deveran-ı dem

  • Kan dolaşımı, kan deveranı.

devran

  • Devir, felek, zaman, deveran, dünya.

devrani / devranî

  • Deverana âit ve müteallik.

feveran / feverân / فوران

  • Fışkırma. (Arapça)
  • Kaynama. (Arapça)
  • Feverân etmek: Fışkırmak. (Arapça)

kam-perver / kâm-perver

  • (Çoğulu: Kâmperverân) Emel besleyici.

nadh

  • Su serpmek, sulamak. Su içip kanmak.
  • Musallat olanı defetmek.
  • Suyun feveran etmesi, püskürmesi.

nagam-perver

  • (Çoğulu: Nagamperverân) Türkü söyleyen, nağmeci. Nağme seven. (Farsça)

nam-aver

  • (Çoğulu: Nam-âverân) Ünlü, meşhur, ad salmış. (Farsça)

namver

  • (Çoğulu: Namverân) Namlı, adlı, meşhur, ünlü.

naver

  • (Çoğulu: Naverân) Olabilir, mümkün, kabil. (Farsça)

peyam-aver / peyam-âver

  • (Çoğulu: Peyamâverân) Haber getiren. (Farsça)

tedvim

  • Teskin etmek, sâkinleştirmek.
  • Kuşun, uçarken dönüp deverân etmesi.
  • Dili ağızda döndürmek.
  • Tatmak.

ten-aver

  • (Çoğulu: Ten-âverân) Vücutlu, etine dolgun. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın