REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te uzama ifadesini içeren 32 kelime bulundu...

amud-ül fecr

  • Sabah yeri ağarıp uzama.

besk

  • Tükürmek.
  • Uzamak.
  • Büyümek.

büsuk

  • Bir kimsenin, akranına üstün olması.
  • Ağacın uzaması.
  • Uzunluk.

cehad

  • Nimet az olmak.
  • Ot uzamayıp kalmak.
  • Su az olmak.

cünun

  • Delilik, cinnet. Delirmek.
  • Çok olmak.
  • Otun uzaması.

dahh

  • Bevlin uzaması.

eşvak

  • Dikenler. (Nebat)
  • Tıb: Kemiklerin uzaması.

harazet

  • Hastalığın uzaması, derdin müzminleşmesi.

igdidan

  • Saç uzamak.
  • Ot yeşermek.

ıhrıvvat

  • Uzamak.

ihticab

  • Örtünme. Saklanma. Gizlenme. Perdelenme.
  • Doğumun belirli zamanından fazla uzaması.

imtidad / imtidâd

  • Uzama.

inbisat

  • Genişleme. Yayılma.
  • Açık yüzlü olma. Şâd, mesrur ve mahzuz olma.
  • Gönül açıklığı. Kalb ferahlığı.
  • Fiz: Sıcaklığın etkisiyle madenî cisimlerin enine, boyuna büyüyüp uzaması. Genleşme.

istitale

  • Uzanmak. Uzantı. Uzayıp gitmek.
  • Birisi üzerine faziletlilik dâvasında bulunmak.
  • Tecvidde: Harf okunduğunda sesin imtidadına, uzamasına denir. Bu harfe müstatıl harfi de denir. Bu sıfat Dad harfine aittir.
  • Tıb: Vücutta bazı organların uzaması.

lezc

  • Kaypak olmak.
  • Çekilip uzamak.

mütemayilen imtidad

  • Eğimli olarak birleşme noktasına doğru uzaması.

nema

  • Artma, çoğalma, büyüme, uzama.
  • Gelişme, büyüme.
  • Uzamak, artmak, çoğalmak, üremek.
  • Faiz.

rags

  • Nimet. Lütf-u İlâhî. Bereket. Hayır.
  • Çoğalmak ve uzamak.

şemhar

  • Büyümek. Uzamak.

senem

  • Yüce olmak, yükselmek.
  • Uzamak.

sümuk

  • Yüce olmak, yükselmek.
  • Uzamak.

tebarük

  • Çoğalmak, ziyâde olmak.
  • Uzamak.
  • Büyüklük.
  • Genişlemek.
  • Zâhir olmak, görünmek.

tebaüd

  • Uzaklaşma. Uzağa çekilme.
  • Uzama.

temadi / temâdî / تمادی

  • Uzama, sürme. (Arapça)
  • Temâdî etmek: Uzamak, sürmek, devam etmek. (Arapça)

temeddüd

  • Çekilmek.
  • Uzamak.
  • Gerinmek.

temk

  • Uzamak.
  • Yükselmek, yüce olmak.

tetavül / tetâvül

  • Uzun olma, uzama.
  • Zulüm etme.
  • Birbirine muhalefet, kibir ve taazzum etme.
  • Musallat olma.
  • Mugayeret eylemek.
  • Uzama.

tevali / tevâli

  • Uzama, devam.

tevazi

  • (Vezy. den) İki çizginin birbirine değmeden sonsuza kadar yanyana uzaması, paralellik.

tul

  • Boy.
  • Uzunluk.
  • Ömür ve hayat.
  • Uzamak.
  • Zaman çokluğu.
  • Çokluk, bolluk.

vehf

  • Bitkinin yapraklanması. Uzama. Çoğalma, artma.

velh

  • Büyümek.
  • Uzamak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın