REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük'te uhur ifadesini içeren 52 kelime bulundu...

ahir zuhur / âhir zuhur

  • Cumâ namazının dört rekat son sünneti ile iki rekat vaktin sünneti arasında kılınan dört rekatlık namaz.

alem-i zuhur / âlem-i zuhur / âlem-i zuhûr / عَالَمِ ظُهُورْ

  • Görünen âlem.
  • Görünen âlem, şahâdet âlemi, şu anda içinde yaşadığımız âlem.
  • Görünen âlem.

buhur / buhûr

  • Tütsü.
  • (Tekili: Bahr) Denizler.
  • Bahirler, denizler.

bühur

  • Büyük emir.
  • Işıklı, nurlu, aydınlık.

buhur / buhûr / بخور

  • Tütsü. (Farsça)

buhur-dan / buhur-dân

  • Tütsülük. (Farsça)

buhurdan / بخوردان

  • Tütsülük, tütsü kabı. (Farsça)

cuşuhuruş / cûşuhurûş

  • Coşup taşma.

derece-i zuhur

  • Ortaya çıkma derecesi.

duhur

  • Def'etme, çıkarma, kovma, uzaklaştırma.
  • Zillet, zelillik, hakirlik, aşağılık. Adilik.
  • (Bak: DAHR)

dühur / dühûr / دهور

  • Devirler, zamanlar. Dünyalar.
  • Devirler. (Arapça)
  • Dünyalar. (Arapça)

fekk-i mühür

  • Mühürü bozma.

hakk-i mühür

  • Mühür kazıma.

hilaf-ı zuhur / hilâf-ı zuhur

  • Aksi durumun ortaya çıkması.

kabl-ez zuhur

  • Zuhurundan ve meydana çıkmadan evvel.

kemal-i zuhur / kemâl-i zuhur

  • Son derece açık olma; gözlerin görme sınırını aşacak şiddette açık ve meydanda olma.

kesret-i zuhur

  • Çok sayıda görünme, belirip ortaya çıkma.

kühure

  • Yüzünü pörtürmek.

mahall-i zuhur / mahall-i zuhûr / مَحَلِّ ظُهُورْ

  • Görünme, ortaya çıkma yeri.
  • Meydana çıkma yeri.

mebde'-i zuhur

  • İlk olarak ortaya çıktığı dönem.

medar-ı zuhur / medâr-ı zuhûr / مَدَارِ ظُهُورْ

  • Görünme sebebi.
  • Meydana çıkma sebebi.

mede-d-dühur

  • Dünyanın sonuna kadar.

meydan-ı zuhur / meydân-ı zuhûr / مَيْدَانِ ظُهُورْ

  • Meydana çıkma.

muhur

  • (Bak: MAHR)

mühur

  • (Tekili: Mehr) Evlenirken erkek tarafından verilen nikâh bedelleri.

mühür / مهر

  • İmza yerine kullanılan damga.

    mühürdar / مهردار

    • Özel kalem müdürü. (Farsça)

    mutlak zuhur / mutlak zuhûr

    • Bir kayda bağlı olmayan zuhûr, akis. Bir şeyin bir başka şeyde görünmesi meselâ insanın aynada, Hakk'ın, velînin kalb aynasında tecellî etmesi böyledir.

    nevzuhur

    • Yeni çıkma. Yeni zuhur etme. (Farsça)

    nuhur

    • (Tekili: Nahr) Ayların evvelleri.
    • Göğüsler.

    nühur

    • (Tekili: Nahr) Kurbanlar.
    • Akarsular, nehirler, ırmaklar.
    • Göz, basar, ayn. (Farsça)
    • Ayların evvelleri.

    saha-i zuhur

    • Görünme meydanı.

    sahib-i zuhur

    • Zuhur sahibi; inkârcılık fikrine karşı ortaya çıkıp insanları hidayete ulaştırmaya vesile olan ve âhirzamanda ortaya çıkması beklenilen.

    sahib-zuhur

    • Baş kaldıran, isyan eden, ayaklanan. Başa geçen.

    sebeb-i zuhur

    • Ortaya çıkış ve görünüş sebebi.

    sebeb-i zuhur-u iktidar-ı müsbet

    • Olumlu iş ve icraatı meydana çıkarma sebebi.

    şerefzuhur / şerefzuhûr

    • Şerefzuhûr olmak: Şerefle çıkmak.

    şiddet-i zuhur / şiddet-i zuhûr / شِدَّتِ ظُهُورْ

    • Açık seçik olma ve açığa çıkma derecesinin şiddeti ve kuvveti.
    • Fazlasıyla belli olma, ortaya çıkma.

    suhur

    • (Tekili: Sahr) Kayalar, büyük taşlar.

    sühur

    • Uyanık olmak.

    şuhur / şuhûr

    • (Bak: şühur)
    • Aylar.
    • Aylar.

    şühur / şühûr / شهور

    • (Tekili: şehr) Aylar. 30 günlük müddetler.
    • Aylar. (Arapça)

    şuhur-u mübareke / şuhur-u mübâreke / şuhûr-u mübareke

    • Mübarek, bereketli aylar.
    • Mübarek, bereketli, sevaplı aylar.

    şuhur-u muharreme

    • Haram aylar (hicrî Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları).

    şuhur-u selase / şuhur-u selâse / şuhûr-u selâse

    • Üç aylar.
    • Üç aylar; Recep, Şaban ve Ramazan ayları.

    şühur-u selase / şühur-u selâse

    • Arabî üç aylar. Receb, Şaban ve Ramazan ayları.

    şuhur-u selase ve muharreme / şuhur-u selâse ve muharreme

    • Üç aylar ve haram aylar.

    şuhur-u selase-i mübareke / şuhur-u selâse-i mübareke

    • Mübarek üç aylar.

    şuhuruselase / şuhûruselâse

    • Üç aylar.

    tuhur

    • (Çoğulu: Tahârir) Bulut parçası.
    • Arınıp pâk olmak, temizlenmek.
    • İki hayız arasındaki temizlik süresi.

    vakt-i zuhur

    • Ortaya çıkma vakti.

    zaman-ı zuhur

    • Ortaya çıkma zamanı.

     

    Bağış Yapmak İçin Tıklayın