REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te toprakla ifadesini içeren 38 kelime bulundu...

arazi / arâzî

  • Yerler, topraklar, tarlalar.

arazi-i haliye / arâzi-i hâliye

  • Boş, sahipsiz bırakılmış topraklar.

arazi-i haraciyye / arâzi-i harâciyye

  • Harac vergisine tâbi olan topraklar. Müslüman olmayanlardan sulh ile alınıp harac vergisi karşılığında mülkiyeti eski sâhiplerine bırakılan veya harbde zorla alınıp müslüman olmayan sâhiplerinin elinde bırakılan, yâhut zımmînin (müslüman olmayan vata ndaşın) müslüman hükümdârın izni ile işlediği ölü

arazi-i metruke / arâzi-i metrûke

  • Terk edilmiş, bırakılmış topraklar, araziler.

arazi-i miriyye / arâzi-i mîriyye

  • Mîrî yâni devlete âit topraklar. Harp ile alınarak, gâziler arasında taksim edilmeyip, beytülmâle (devlet hazînesine) bırakılan veya uşr yâhut harac toprağı iken sâhibi ölüp, hiç mîrasçısı bulunmayan topraklar. Arâzi-i Memleket, Arâzi-i Emîriyye de denir.

arazi-i mukaddese / arâzi-i mukaddese

  • Mukaddes yerler. Kudsi topraklar.

arazi-i uşriyye / arâzi-i uşriyye

  • Mahsûlünden (ürününden) uşur denilen zekatın alındığı topraklar. Müslüman devletlerde harb ile alınıp gâzîlere (askerlere) taksim edilen veya isteyerek İslâm'ı kabûl edenlerin ellerinde bırakılan yâhut devlet reisinin (başkanının) izni ile müslümanlar tarafından işlenip faydalanılır hâle getirilen m

arzi / arzî

  • (Arziye) Toprağa ait ve müteallik. Yere ait, toprakla alâkalı.
  • Semavî olmayan. Beşerî olan.

bıka

  • (Tekili: Buka) Topraklar, memleketler, ülkeler.

bika'

  • (Tekili: Buk'a) Ülkeler, memleketler. Topraklar, yerler.

defn

  • Cenâzenin yıkanıp kefenlendikten ve namazı kılındıktan sonra kabre konularak üzerinin toprakla örtülmesi.

delta

  • yun. Nehirlerin taşıdığı toprakların (alüvyonları) akarsuyun, denize veya göle döküldüğü yerde yığılmasıyla meydana gelen kısım.

diyar / diyâr / دیار

  • Ülke, topraklar, memleket. (Arapça)

elcezire

  • Mezopotamya. Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan yerin adı. Bugün Irak'ın toprakları arasındadır.

enbire

  • Üzeri toprakla sıvalı olan damlarda sıvanın altına konulan çalı, saz, talaş gibi şeyler. (Farsça)

etribe

  • (Tekili: Turab) Topraklar.

evtan

  • (Tekili: Vatan) Vatanlar, insanın doğup büyüdüğü ve sevdiği memleketler, hatta uğrunda can verilen topraklar.

eyalat / eyâlât / ایالات

  • Eyaletler. (Arapça)
  • Memleketler, topraklar. (Arapça)

fetih

  • Açma; bir şehir veya ülkeyi İslâm topraklarına katmak.

hak ile yeksan / hâk ile yeksan

  • Toprakla bir yıkık, harap, yerle bir.

haki / hakî / hâkî

  • Toprak rengi. Toprakla alâkalı. (Farsça)
  • Toprakla ilgili.

hayta

  • Serseri, serkeş kimse.
  • Ask: Osmanlılarda görevli bir sınıf askere verilen ad. Hayta birlikleri, üstün savaş kabiliyeti olan askerlerden kurulur, lüzumunda düşman topraklarına akın yapmak için de kullanılırdı. Sonraları düzenleri bozulduğunda eşkiyalığa başladılar; bundan dolayı "hayt

hazabi / hazabî

  • (Tekili: Hizbâ) Arızalı topraklar, engebeli yerler.

ihya-ı mevat / ihyâ-ı mevât

  • Faydalanılmayan ölü toprakları işlemek, faydalanılır hâle getirmek.

ılgar

  • Düşman topraklarına ansızın yapılan hücum, akın.
  • Başıboş hayvanın dörtnala koşması.

ırak-ı arab / ırâk-ı arab

  • Arap Irak. Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan ve Bağdat'ın kuzeyine kadar uzanan topraklara Osmanlı İmparatorluğu zamanında verilen isim.

itrab

  • Toprak serpme. Topraklama.

ittihad-ı millet / ittihâd-ı millet

  • Milletin birliği; aynı topraklar üzerinde yaşayan ve aralarında din, dil, duygu, ortak tarih, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğunun birlik ve beraberliği.

kalemrev / قلمرو

  • Ülke, diyar, topraklar. (Arapça - Farsça)

memalik / memâlik / ممالك

  • Ülkeler. (Arapça)
  • Topraklar, diyarlar. (Arapça)

memalik-i osmaniye

  • Osmanlı toprakları.

mevat

  • (Mevt. den) Cansız şeyler. Sürülmemiş topraklar.
  • Sahibsiz yerler.

sevr

  • Osmanlı topraklarını paylaşmayı esas alan sözleşme.

terb

  • Bir nesneyi toprakla örtmek, üstüne toprak saçmak.

teyemmüm

  • Su yoksa toprakla temizlenme.

tirban

  • (Tekili: Türâb) Topraklar.

turabi / turâbî

  • Toprakla ilgili.

türban

  • (Tekili: Türâb) Topraklar.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın