REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te tarzlar ifadesini içeren 19 kelime bulundu...

avamperestane nümayiş

  • Avamca gösteriş, halka hoş görünmek için farklı tarzlara yeltenme.

esalib / esâlib

  • (Tekili: Üslub) Üslublar. Tarzlar. Cihetler.
  • Üslûplar, tarzlar.

esalib-i arab / esâlîb-i arab

  • Arap edebiyatında kullanılan üsluplar, ifade ve anlatım tarzları, Arap kelâmının kalıpları.

esalib-i arap / esâlîb-i arap

  • Araplar'ın üslupları; Arap Edebiyatında kullanılan ifade tarzları.

esalip

  • Üsluplar, ifade tarzları.

hazari / hazarî

  • Köyde ve kasabalarda yaşayanların yaşayış şekli ve tarzlarına ait. Şehirli.
  • Sulh ve asâyiş, sükun ve istirahat zamanlarına mensub ve müteallik. Barış ve güvenle alâkalı.

hem-bu

  • Kokusu bir, aynı kokuda. (Farsça)
  • Mc: Âdet ve tarzları aynı. (Farsça)

hususat

  • (Tekili: Husus) Hususlar, bakımlar, işler. Tarzlar, şekiller. Mes'eleler. Maddeler.

icma-ı manevi / icmâ-ı mânevî

  • Mânevi olarak görüş birliğine varma; uzmanların aynı konuyu faklı tarzlarda belirtmeleriyle veya susmak sûretiyle onu tasdik etmeleriyle görüş birliğine varmaları.

ilmiye kıyafeti

  • İlmiye mensublarının giyiniş tarzları. İlmiye kıyafeti; şalvar, cübbe ve sarıktı. Bununla birlikte ilmiye mensublarının kıyafetlerinde bazı değişiklikler de vardı. Orta derecedekiler cübbe ile sokağa çıktıkları halde üst tabakayı teşkil eden ricâl kısmı, lata yahut biniş giyerlerdi. Ayrıca ilmiyenin

ma'nevi tevatür / ma'nevî tevâtür / مَعْنَو۪ي تَوَاتُرْ

  • Yalan üzerine birleşmesi imkânsız olan bir topluluğun aynı hâdiseyi farklı tarzlarda haber vermesi.

makamat-ı hitabiye / makamât-ı hitâbiye

  • Hitap etme makamları, konumları, ifade tarzları.

meşarib / meşârib

  • Meşrebler; yollar, metodlar, hareket tarzları.

siyer

  • (Tekili: Siret) Tarzlar, gidişler, yollar.

suver / صور

  • Yüzler. (Arapça)
  • Çareler. (Arapça)
  • Biçimler. (Arapça)
  • Tarzlar. (Arapça)

tarz-ı intihabat

  • Seçme tarzları.

turuk-u tabir

  • İfade tarzları, yorum şekilleri.

vücuh / vücûh / وجوه

  • (Tekili: Vech) Çehreler, yüzler, suretler.
  • Tarzlar.
  • Sebepler.
  • İmkânlar.
  • Münasebetler.
  • Kur'an-ı Kerim okunuşundaki farklar.
  • Bir memleketin ileri gelenleri.
  • Yüzler. (Arapça)
  • Şekiller, tarzlar. (Arapça)
  • Yüzeyler. (Arapça)
  • İleri gelenler. (Arapça)

vücuh-u ibadat / vücuh-u ibâdât

  • Allah'a ibadet ve kulluk tarzları.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın