Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
takdir et
ifadesini içeren
30
kelime bulundu...
ecel
Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti. Âhirete göç etmek.
İleride olacağı şüphesiz olan.
Allah'ın takdir ettiği ömür.
ecel-i müsemma / ecel-i müsemmâ
Muayyen bir zamana kadar, Allah'ın takdir ettiği ölüm.
(Farsça)
Allah'ın takdir ettiği ölüm.
ecr-i misil
Âdil iki ehl-i vükûfun (bilir kişinin) takdîr ettikleri ücret.
hayran
Takdirkârlığından dolayı şaşa kalmış. Çok takdir etmiş. Çok beğenmiş.
hazv
Kat'etmek, kesmek.
Takdir etmek.
kader
Allah'ın meydana gelecek hâdiseleri olmadan önce bilmesi, takdir etmesi, plânlaması.
Cenab-ı Hakk'ın kâinatta mevcut her şeyin bütün özelliklerini ezelden bilip takdir etmesidir.
Allahü teâlânın ilm-i ezelîsi (başlangıcı olmayan ilim sıfatı) ile, ilerde olacak hâdiseleri ezelde (başlangıcı olmayan öncelerde) bilip takdîr etmesi; alın yazısı.
Allahın herşeyi ezelden bilip takdir etmesi.
kader kalemi
Allah'ın ezelî ilmi ile kâinatta olmuş ve olacak her şeyi bilip takdir etmesi ve kudretiyle yazması, yaratması.
kader-i ezeli / kader-i ezelî
Ezelî kader; Allah'ın ezelî ilmi ile kâinatta olmuş ve olacak herşeyi bilip takdir etmesi.
kader-i ilahi / kader-i ilâhî
Allah'ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce takdir etmesi, plânlaması.
kader-i ilahiye / kader-i ilâhîye
Allah'ın meydana gelecek hâdiseleri olmadan önce takdir etmesi, plânlaması.
kader-i sübhani / kader-i sübhânî
Her türlü eksiklikten sonsuz derecede yüce olan Allah'ın ezelî ilmi ile kâinatta olmuş ve olacak herşeyi bilip takdir etmesi.
kadere rıza / kadere rızâ
İnsanın, Allahü teâlânın kendisi hakkında takdîr ettiği şeylere rızâ göstermesi, hoşnud olması başına gelen belâ ve musîbetlere sabredip, boyun eğmesi.
kalem-i kader ve kudret
Allah'ın olacak hadiseleri önceden bilip takdir etmesi ve kudretiyle yaratması.
kalem-i kaza ve kader / kalem-i kazâ ve kader
Allah'ın olacak hadiseleri olmadan önce bilip takdir etmesi ve bu bilinen ve takdir olunan hadiseleri zamanı gelince meydana getirmesi.
kalem-i kudret ve kader
Allah'ın olacak hâdiseleri olmadan önce bilip takdir etmesi ve bu olayların düzenli olarak meydana gelişinde bir kalem gibi eserini gösteren İlâhî güç ve ilim.
kaza / kazâ
Allah'ı takdir ettiği şeyin zamanı gelince meydana gelmesi; kaderde yazılı olanın meydana gelmesi.
kaza ve kader / kazâ ve kader
Olacağı Allah tarafından bilinen ve takdir olunan şeylerin zamanı gelince yaratılması ve Allah'ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce bilmesi, takdir etmesi, planlaması.
Allahü teâlânın meydana gelecek hâdiseleri ilm-i ezelîsi (başlangıcı olmayan ilim sıfatı) ile ezelde (başlangıcı olmayan öncelerde) bilip takdîr etmesi ve bu hâdiselerin zamânı gelince, Allahü teâlâ tarafından yaratılması ve meydana çıkması. Allahü teâlânın birşeyin varlığını ezelde bilip, takdîr et
kaza ve kader-i ezeli / kaza ve kader-i ezelî
Allah'ın ezelî ilmi ile kâinatta olmuş ve olacak herşeyi bilip takdir etmesi ve takdir olunan şeylerin zamanı gelince yaratılması.
kaza-i muallak / kazâ-i muallak
Allahü teâlânın yaratılmasını şarta bağlı olarak takdîr ettiği ve şart meydana gelince yarattığı şeyler.
kaza-i mübrem / kazâ-i mübrem
Allahü teâlânın şarta bağlı olmaksızın yaratılmasını takdîr ettiği, yaratılması muhakkak olan şeyler.
kudret ve kader kalemi
Allah'ın olacak olayları olmadan önce bilip yazması, takdir etmesi ve kudretiyle yaratması.
levh-ül-mahfuz / levh-ül-mahfûz
Korunmuş levha; Allahü teâlânın takdir ettiği her şeyin yazılı bulunduğu, nasıl olduğu bizce bilinmeyen ve her türlü te'sirden korunmuş levha.
meny
Meniyi dışarı getirmek.
Takdir etmek.
Okumak.
Hükmetmek.
mukadderat / mukadderât
Allahü teâlânın olacak şeyleri ezelde (sonsuz öncelerde) bilip takdîr ettiği şeyler, kader, alın yazısı.
nasib / nasîb
Ele geçen, kavuşulan.
Allahü teâlânın ezelde takdir ettiği maddî ve mânevî rızık, kısmet.
rızk
Allahü teâlânın takdir ettiği maddî ve mânevî nîmet, kısmet. Yiyecek, içecek, giyecek ve barınacak yer.
sevm
Satılık bir şeye kıymet takdir etme, paha biçme.
Su-i kasd. Zulüm ve minnete giriftar etmek. Derde sokmak.
Dağlamak.
Başına buyruk olup istediği yere gitmek.
Kuş havada dolaşmak.
Satışa arzetmek.
Satın almak istemek.
Fâide yetiştirmek.<
tahsin / تحسين
Beğenme, güzel bulma, takdir etme.
(Arapça)
takdir / تقدیر
Değerlendirme.
(Arapça)
Beğenme.
(Arapça)
Tanrı'nın isteği.
(Arapça)
Takdîr edilmek:
(Arapça)
Değerlendirilmek.
(Arapça)
Beğenilmek.
(Arapça)
Değer biçilmek.
(Arapça)
Takdîr etmek:
(Arapça)
Değerlendirmek.
(Arapça)
Beğenmek.<
(Arapça)
takyiz
Kırılmak.
Takdir etmek.
Sövmek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
lugat
evliya
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
ihlas
kadem
Müş
zarr
nazan
vaziyet
lodos
lillahilhamd
Fikret
ehl-i zimmet
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
takdir et
Kat'i
dolandırıcı
haber
Çeviri
seçkin
kayık
sîn
yavaş yavaş
enî