REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te tabut ifadesini içeren 13 kelime bulundu...

cinaze / cinâze / جنازه

  • Tabut. İçine cenaze konulan sandık.
  • Tabut. (Arapça)

iran

  • Tabut.
  • Neşeli ve mesrur olma.

kalb

  • Vücudun kan dolaşımı merkezi. Yürek.
  • Gönül.
  • Herşeyin ortası.
  • Bir halden diğer bir hale çevirme. Değiştirme.
  • İmanın mahalli.
  • Fuâd, sıkt-ül ilim, tâbut-ül ilim, beyt-ül hikmet, via-i ilim de denilir. (Dâima değiştiği ve hareket halinde olduğu için kalb i

men'uş

  • Hayır ile yâdedilen ölü.
  • Yukarı kaldırılmış.
  • Fakir olduktan sonra sevindirilmiş.
  • Tabuta konulmuş.

na'ş

  • Kefene sarılıp tabuta konmuş ölü.
  • Cansız vücud.
  • Kefenlenip tabuta konmuş ölü.

naş / nâş

  • Tabuttaki ölü.
  • Kefenlenip tabuta konmuş ölü.

seft

  • Kabir üstüne koyulan taş.
  • Tabut.

tabut / tâbut / تابوت

  • Tabut. (Arapça)

tabutiyet / tâbutiyet

  • Tabut olma özelliği.
  • Tabut gibi olma hâli.

tecniz

  • Ölüyü tabuta koyma.

terbi' / terbî'

  • Dörtleme, yâni cenâzenin omuz üzerinde tabutun tahta kolundan el ile tutarak dört kişinin taşıması.
  • Mezârı düz yapmak.

tevabit

  • (Tekili: Tâbut) Tabutlar, sandıklar.

tezekkür-i mevt

  • Ölümü hatırlamak. İnsanın kendini ölmüş, teneşir tahtası üzerinde yıkanmış, kefene sarılmış ve tabuta konulmuş ve mezâra gömülmüş olarak düşünmesi.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın