Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
tabi olan
ifadesini içeren
59
kelime bulundu...
ahd-i cedid / ahd-i cedîd
Hıristiyanların kutsal kitabı olan Kitâb-ı mukaddes'in ikinci bölümü.
alem / âlem
Bütün cihan. Kâinat.
Dünya.
Her şey.
Cemaat.
Halk.
Cemiyet. Dehr.
Hususi hal ve keyfiyet.
Bir güneş ile ona tâbi olan ve etrafında devreden seyyarelerin teşkil ettiği dâire.
arazi-i haraciyye / arâzi-i harâciyye
Harac vergisine tâbi olan topraklar. Müslüman olmayanlardan sulh ile alınıp harac vergisi karşılığında mülkiyeti eski sâhiplerine bırakılan veya harbde zorla alınıp müslüman olmayan sâhiplerinin elinde bırakılan, yâhut zımmînin (müslüman olmayan vata ndaşın) müslüman hükümdârın izni ile işlediği ölü
ashab-ı kütüb-i sitte / ashâb-ı kütüb-i sitte
Kütüb-ü sitte ashabı, meşhur altı sahih hadis kitabı olan Sahih-i Buhâri, Sahih-i Müslim, İbn-i Mâce, Ebu Davud, Tırmizi ve Neseî'nin yazarları.
asr-ı saadet ve tabiin / asr-ı saadet ve tâbiîn
Mutluluk asrı olan sahabe dönemi ve sahabelere tâbi olan bir sonraki dönem.
cengiziyan
Cengiz soyundan gelenler, bunlara tâbi olan kimseler.
(Farsça)
ehl-i ehva / ehl-i ehvâ
Heva ehli, arzu ve isteklerine tabi olanlar.
ehl-i iman ve hakikat
Allah'a ve Allah'tan gelen her şeye inanan ve Kur'ân'a tâbi olan kimseler, mü'minler.
ehl-i iman ve islam / ehl-i iman ve islâm
Allah'a inanan ve İslâma tâbi olanlar, mü'min ve Müslümanlar.
ehl-i islamiyet / ehl-i islâmiyet
İslâma tâbi olan, Müslümanlar.
ehl-i kur'an / ehl-i kur'ân / اَهْلِ قُرْآنْ
Kur'ân'a tabi olanlar.
ehl-i re'y
İçtihadda, dînî hükümleri bildirmede İmâm-ı A'zam ve Irâk âlimlerinin yoluna tâbi olanlar. Bunlara ehl-i kıyâs, eshâb-ı re'y de denir.
ehl-i rivayet / ehl-i rivâyet
Dînî kaynaklardan hüküm çıkarırken Hicâz âlimlerinin yoluna tâbi olanlar. Bunlara; ehl-i hadîs, ehl-i eser de denir.
esrar-ı kitabullah
Allah'ın kitabı olan Kur'ân-ı Kerim.
etba / etbâ / اتباع
Tabi olanlar, uyanlar.
Tâbî olanlar, bağlılar.
Tabi olanlar.
etba'
Tâbi olanlar, bağlı olanlar, emri altında bulunanlar.
etba-i ehl-i sünnet
Ehl-i Sünnete tabi olanlar, uyanlar.
fırka-i naciye / fırka-i nâciye
Kurtuluş fırkası. Cehennem'den kurtulacağı bildirilen fırka. İslâm dîninde doğru îtikâd üzere olanlar. Peygamber efendimiz ve Eshâbının ve bu büyüklere tâbi olan Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda bulunanlar.
haşmet
(Hışmet) Kendisine tabi olanlardan dolayı, "haşem" den olan, büyüklük ve heybet. Tantana-i azamet. Hürmetten gelen çekinme.
Hiddet, kızgınlık.
Alçak gönüllülük.
hizb-üş şeytan
Şeytana ve nefislerine tâbi olanların grubu. Allah'ın kanun ve nizamına tâbi olmadan kafalarına güvenerek ve nefsanî arzularına uyarak gitmek isteyenler. Milleti, memleketi ve mukaddesatı yıkmağa çalışan ve ahlâksızlığa alıştıranların ve dinsizlerin topluluğu ve cereyanı.
ikaniyye / ikâniyye
Yakînî bilgiye tabi olanlar. Din ve bilginlerce ileri sürülen şeyleri delil aramaksızın doğru sayan anlayış.
indiyye
Kendi görüşüne tabi olan.
ittiba eden / ittibâ eden
Tabi olan, uyan.
kafiye
Tâbi olan şey.
Herşeyin son tarafı.
Edb: Manzum yazılan satırların ses bakımından sonlarının aynı olması. (Yaman, duman, saman... gibi.)
kesret-i etba'
Tâbi olanların çokluğu. Tarafdarların kesretli oluşu.
kitabi / kitabî
Kitaba dair ve müteallik. Kitaba tabi olan. Kitaba uygun. Kur'an, İncil, Tevrat kitablarından birine inanan. Semavî kitaplardan birine inanan.
maliki / mâlikî
Ehl-i sünnetin ameldeki dört hak mezhebinden biri olan Mâliki mezhebine tâbi olan, bağlı olan kimse.
me'mum
Tâbi olan, uyan.
moğol
Turâni milletlerinin en büyüklerinden bir kabile olup Türkler ve Mançurlarla cinsi yakınlıkları vardır. Asyanın ortalarında bugün Çin Devletine tâbi olan ve Moğolistan ismiyle bilinen geniş bir çölde ve Sibirya ve Türkistan'ın da bazı taraflarında bulunurlar.Cengiz Hanla beraber Asyanın batı tarafla
muhammediler / muhammedîler
Müslümanlar; Muhammed Aleyhisselâma tabi olanlar.
mukallid
Amelde, yapılacak işlerle ilgili konularda müctehid denilen derin âlime tâbi olan, uyan kimse.
İnanılacak şeylerin delillerini araştırmadan, anlamadan, sâdece anasından babasından duyarak îmân eden.
Fıkıh âlimlerinin yedinci derecesinde bulunan âlim.
muktedi / muktedî
Tâbi olan, uyan. İmama uyan.
musevi / musevî / mûsevî
Hz. Musa'nın (A.S.) dinine tâbi olan. Yahudi.
İmam-ı Musa Kâzım nesline mensub olan. Sadat-ı Museviyeden.
Musa aleyhisselâma tabi olan, Yahudi.
Mûsâ aleyhisselâmın bildirdiği hak dîne inanan ve bu dîne tâbi olan kimse.
müstesna
İstisna edilen. Ayrı tutulan, ayrı muameleye tabi olan. Kaide dışı bırakılmış olan.
müstetbeat / müstetbeât
Edb: Söze, kelâma tâbi olan mânalar. Sözdeki telvihat ve telmihat. Söz söylerken arasında işaretle anlatmalar.
Söze tabi olan mânâlar; telvih ve telmih yoluyla işaret edilen mânâlar gibi çağrışımlar.
Sözün yan mânâları, söze tabi olan mânâlar.
mütabi'
Tâbi olan, uyan.
mütabiin / mütabiîn
(Tekili: Mütabi') Tâbi olanlar, uyanlar, iktidâ edenler.
mütemehhil
Teenni ve sükûn üzere olup acele etmeyen.
Zamana muhtaç, büyüyüp gelişmesi belli bir zaman içinde olan şey, tedric kanununa tabi olan.
müteradif
Birbirine bağlı, tâbi olan. Birbirinin ardınca giden.
Gr: Yazılışı ayrı, fakat mânası aynı olan kelime.
müttebi
İttiba eden, tabi olan, uyan.
Tabi olan, uyan.
müttebi'
İttiba eden. Uyan, tâbi olan. Muktedi.
nebi / nebî
Yeni bir din getirmeyen, daha önce gönderilmiş olan bir Resûlün dînine dâvet eden, çağıran peygamber. Resûllere (yeni bir dinle gönderilen peygamberlere) tâbi olan peygamberler.
ortodoks
Hıristiyanlık mezheblerinden. Ortodoks mezhebinin rûhânî (dînî) lideri patrik olup, merkezi İstanbul Fener'deki patrikhânedir. 1054 (H.446)'da İstanbul patriği olan Mihael Kirolarius, Roma'daki papadan ayrılarak Ortodoks kilisesini (mezhebini) kurdu. Roma'daki papaya tâbi olanlara katolik, İstanbul'
peyrev
Ardı sıra giden, tâbi olan, izinden giden, uyan.
(Farsça)
süfliyat
Fâni dünya ile alâkalı işler. Nefsâni, heva ve hevese tabi olan kimselerin işleri.
sünni / sünnî
Peygamber efendimizin ve Eshâbının inandığı gibi inanan ve Ehl-i sünnet âlimlerine tâbi olan müslüman. Ehl-i sünnet vel-cemâat îtikâdında olan kimse.
tabi / tâbi / تابع
Uyan, tabi olan.
(Arapça)
Boyun eğen.
(Arapça)
tebaa
Tâbi olanlar. Birisinin veya bir devletin emri altında olanlar.
tebe
Tabi olanlar, uyanlar.
tebea
(Tekili: Tâbi) Tâbi olanlar, uyanlar.
tebeiye / tebeîye
Dolaylı, başka bir şeye tabi olan.
tevabi / tevâbi
Tabi olanlar, bağlı olanlar, uyanlar.
tevabi'
(Tekili: Tabi') Maiyyet. Bir kimseye tâbi olanlar. İman ve İslâmiyet veya herhangi bir hususta birisine bağlı bulunanlar.
Uşaklar.
Bir merkeze bağlı olan yerler.
Gr: Evvelki kelimeye göre hareke alan kelimeler.
tezadd-ı tabi' / tezadd-ı tâbi'
Sonradan gelenin, tâbi olanın zıt olması. Tâbi olanın zıt oluşu.
ulema-i rasihin / ulemâ-i râsihîn
Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin derin ve ince mânâlarını, işâretlerini anlayan yüksek din âlimlerine verilen isim. Bunlar; Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn, Tebe-i tâbiîn ve her bakımdan onlara tâbi olan müctehidler, tefsîr ve hadîs âlimleri ve tasavvuf büyükleridir.
ulemaüs-su ashabı / ulemâüs-sû ashabı
İlmi kötüye kullanarak dünyaya yönelik menfaatler için ilmi âlet yapan âlimler ve onlara tâbi olanlar,uyanlar.
ümmet
Topluluk, cemâat. Bir peygambere inanan tâbi olan insanlar. Bir dîne bağlı topluluğun tamâmı.
ümmet-i icabet / ümmet-i icâbet
Kendilerine gönderilen peygamberin dâvetini kabûl edip, ona inanan ve tâbi olan kimseler.
zeydiyye fırkası
Hazret-i Ali'yi sevdiğini söyleyip, diğer Eshâb-ı kirâma düşmanlık besleyen, onlar hakkında kötü sözler söyleyen şîanın kollarından. On iki imâmın dördüncüsü olan Zeynelâbidîn'in oğlu Zeyd'e tâbi olan ve hazret-i Ali, Eshâbın en efdalidir (üstünüdür); bununla berâber Ebû Bekr, Ömer, Osman'ın (r.anhü
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
teshis
huyul
halet-i ictimaiye
siyanet
Usere
Berdevam
sitan
hazari
makes
dar-ı
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
tabi olan
nafia
Mütefekkir
Ortalık
Uyun
Gonul
şikayet etmek
Gul
makes bulmak
çöl