Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
supu
ifadesini içeren
43
kelime bulundu...
caru / carû / cârû / جارو
Süpürge.
(Farsça)
Süpürge.
(Farsça)
çarub / çârub
Süpürge.
(Farsça)
carub / cârûb / جاروب
Süpürge.
(Farsça)
carub-zen / cârûb-zen
Süpürücü, çöpçü.
(Farsça)
çarub-zen / çârub-zen
Süpürücü.
(Farsça)
deste
Tutam, bağ, demet, kabza.
(Farsça)
Muin, mededkâr.
(Farsça)
Süpürge.
(Farsça)
Küstah.
(Farsça)
faraş
(Feraşe. den galat) Süprüntüleri toplamağa ait kulplu kutu, kürekçik. Süpürge.
feraşet
Süpürücülük ve döşeyicilik. Kâbe-i şerifeyi süpürenin hizmeti.
ferraş
Cami, mescid, imaret gibi müesseselerin temizliğini sağlamak; ve kilim, halı ve hasır gibi mefruşatını yayma hizmetleriyle vazifeli olan kişiler hakkında kullanılır bir tâbirdir. Ferraş; arapçada, yayıcı, hizmetçi, döşeyici anlamlarına gelir. Yeniçeri teşkilâtında bu işi görenlerle, Kâbe'yi süpürenl
hak-rub / hâk-rub
Süpürge.
(Farsça)
hakrub / hâkrûb / خاكروب
Süpürge.
(Farsça)
hamm
Kuyuyu temizlemek.
Evi süpürmek.
Etin kokması.
harisa / harîsa
Yağmuruyla yer yüzünü süpürüp gideren bulut.
Kan çıkmayan azıcık baş yarığı.
havk
Ev süpürmek.
İhâta etmek, kaplamak.
hunnes-künnes
Hunnes, Hânis'in; Künnes de Kânis'in çoğuludur. Kânis, süpüren mânasınadır. Umumiyetle, akıp akıp yuvalarına giden veya aynı yollarında gidip gelen yıldızlar demektir. Bazılarınca gündüz gaib, gece zâhir olan yıldızlara denir. Ekseriyetle yedi seyyar yıldızlara denmiştir. (Zuhal, Müşteri, Merih, Züh
ıhtimam
Ev süpürmek.
ihtimam
Süpürmek, süpürülmek.
ihtimam-ı beyt
Evi süpürme, temizleme.
iksam
Çok miktarda mal alıp biriktirme.
Kökünü kırma. Hepsini silip süpürme.
kamm
Evi süpürmek.
kamme
Süpürmek.
kennas
Süpürgeci.
kens
Süpürge ile süpürme.
kirab
(Tekili: Kerübe) Yeri sürüp aktarmak.
Yeri süpürmek.
Suyun aktığı yerler.
mekanis / mekânis
(Tekili: Miknese) Süpürgeler.
meknus
Süpürülmüş.
mihamme
Yer süpürgesi.
mihsere
Süpürge.
mihveka
Süpürge.
mikamme
Süpürge.
mikne
(Çoğulu: Mekenât) Süpürge.
miknese
Süpürge.
miksaha
(Çoğulu: Mekâsih) Süpürge.
mikseha
(Çoğulu: Mekâsih) Süpürge.
mirşem
Ekmek tozunu silecek tüy süpürge.
misfere
Süpürge.
mısvele
(Çoğulu: Mesâvil) Harman süpürgesi.
mücrif
Süpürüp götüren.
Alan.
rub
Süpürge.
(Farsça)
Süpürme.
(Farsça)
rüft
Süpürme.
(Farsça)
şaruf
Süpürge.
sefr
Ev süpürmek.
Yüzünü açmak.
Yazı yazmak.
Islâh etmek, düzeltmek.
sifal
Değirmen altına döşenen deri.
Değirmen süpürgesi.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Cânbâz
mercu
zemm-i zımni
Rúsen
rah
rahim-i
zad
münhasıran
takdire şayan
muḳaffı
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
supu
çeşitli
dûr olmak
CÜZDAN
ŞİFAHİ
Sevgili
Dili olmayan
diken
koku
güçlü