Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
sokak
ifadesini içeren
23
kelime bulundu...
arazi-i mürfaka / arâzi-i mürfaka
Huk: Sokaklarda oturulacak yerler ve caddelerde boş bırakılan kısımlar. Yolculara ait terkedilmiş konak yerleri, kervansaraylar.
berzen
Sahra, çöl.
(Farsça)
Sokak, cadde. Mahalle. Köşebaşı.
(Farsça)
bi-rahe / bî-râhe
Çıkmaz sokak. Sapa yer, yolu bulunmayan yer.
(Farsça)
çarşaf
Yatağın üstüne serilen veya yorgana kaplanan bez örtü.
Kadınların kullandığı baştan örtülen, pelerinli eteklikli sokak elbisesi. Kadınların örtünmesi farzdır. Bu maksatla çarşaf ucuz, pratik, hafif olması ve zengin fakir herkesin kolayca sağlıyabilmesi bakımından yaygın olarak kulanı
darb
(Çoğulu: Dürub) Kapı, bâb.
Büyük, geniş sokak.
Dâr-ı İslâmla dâr-ı harp arasında olan sınır ve hudut.
ezikka
(Tekili: Zukak) Yollar, sokaklar.
firaz
Geniş, vâsi.
Irmak ağzı.
Sokak ağzı.
Elbise.
füvvehe
Irmak ağzı.
Sokak ağzı.
girive / girîve
(Girve) Çıkmaz yol. Çıkmaz sokak.
(Farsça)
İçinden çıkılması müşkül olan durum.
(Farsça)
Çıkmaz yol, sokak.
hanık
(Hunk. dan) Boğucu, boğan.
Küçük dar yarık ve sokak.
i'lan
Belli etmek. Yaymak. Herkese duyurmak.
Gazetelerde veya sokaklarda duvarlara kâğıt yapıştırarak ticari bir iş, bir adres veya başka bir şeyi herkese bildirme.
Açığa vurma, yayma, meydana çıkarma.
kuçe / kûçe / كوچه
Dar sokak, küçük sokak.
(Farsça)
Pazar, çarşı.
(Farsça)
Sokak.
(Farsça)
kuy / kûy / كوی
Karye, mahalle, sokak.
(Farsça)
Yol. Semt.
(Farsça)
Köy.
(Farsça)
Sokak.
(Farsça)
Sevgilinin evinin bulunduğu yer.
(Farsça)
lakit / lakît
Yerden kaldırıp alınmış ve sahipsiz kalmış bir şey. Sokakta bulunan mal, para.
Sokağa atılmış yeni doğmuş çocuk.
Üzerine ansızın gelinen kuyu.
lükata
Fık: Sâhibi belli olmayan sokakta bulunan şey. Bu malı yerden kaldırmağa İltikat, yerden kaldırana da Mültekit denir.
memerr
Geçilecek yer. Cadde, sokak. Geçit yeri.
müdruz
Kapı üstünde veya sokak başında duran kimse.
şahnişin
Şahların oturmalarına lâyık yer.
(Farsça)
Evin sokak üzerine olan çıkmaları.
(Farsça)
şasıye
(Çoğulu: şevâss-şasâyât) Dolu sokak.
seg-i kuy
Sokak, mahalle köpeği.
serkuçe
Sokak başı.
(Farsça)
serkuy / serkûy / سركوی
Yol, sokak veya mahalle başı.
(Farsça)
Sokak başı, mahalle başı.
(Farsça)
zenka
Dar sokak.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
isade
allame
Tekrar
KERB
içtimaü'z-zıddeyn
saye
feris
Istilakarane
ذات الجنب
eczacı
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
sokak
sarp
Hakikati
Suna
BİR HAL
Niyetlenmek
eczacı
Irılma
Memurlar
aleyha