REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te sipa ifadesini içeren 28 kelime bulundu...

afa'

  • Eşek sıpası.

cahmeriş

  • (Çoğulu: Cehâmir) Çok yaşlı kadın.
  • Eşek sıpası.

cahş

  • (Çoğulu: Cihaş-Cuhşâ) Eşek sıpası.
  • Kolan eşeğinin erkeği.

cahşe

  • Eşek sıpasının dişisi.
  • Çobanın eline dolayıp eğerdiği ip.

cündi / cündî

  • Süvâri, sipâhi, ata iyi binen, binici.

dihkan

  • (Çoğulu: Dehâkin) Sipâhi.
  • Köy kethüdâsı.
  • Emirlerin tasarrufunda kuvvetli olan, sözü geçen adam.
  • Bezirgân.
  • Acem fellahlarının maslahatgüzarı.

harkürre

  • Eşek yavrusu, sıpa. (Farsça)

hartavi / hartavî

  • Tar: Sipahilerin yeniçeri keçesine mümasil olarak giydikleri toparlak keçe külâh.

hinber

  • (Çoğulu: Henâbir) Eşek sıpası.

hırvati / hırvatî

  • Tar: Sipahilerin başlarına giydikleri külâh tarzındaki başlık.

huzakiyy

  • Lisanı fasih, konuşması açık olan kimse.
  • Eşek sıpası.

ibsal

  • Bir şeyi sipariş etme.
  • Men etme.

ısmarlama

  • Sipariş verme, emanet etme. Hususi siparişle yaptırılmış, hazır alınmayan.

kazak

  • Her kavmin askerliğe, akın ve çapula ayrılmış efradı.
  • Çarlık Rusyasında ayrıca bir sınıf teşkil eden sipahiye benzer süvari askeri.

kürre / كره

  • Hayvan yavrusu. Sıpa. Tay. (Farsça)
  • Sıpa. (Farsça)
  • Tay. (Farsça)

kürre-i har

  • Eşek yavrusu. Sıpa.

müfevvez

  • (Tefviz. den) Sipariş ve ihâle olunmuş.

müfevviz

  • (Tefviz. den) Sipariş veren, ihâle eden.

sancak beyi

  • Eyalet teşkilâtıyla timar usulünün cari olduğu zamanlarda beş on kazalık yerin mutasarrıfı ile sipahisinin kumandanına verilen addır. Osmanlıların ilk zamanlarında beylere yahut hükümdar evlâtlarına has olarak verilen mıntıkalara "Sancak" denilir, bu sancaklara tasarruf edenlere de "Sancak Beyi" adı

sipah

  • (Çoğulu: Sipâhan) Asker, leşker, nefer.
  • Ordu.

süpare

  • (Bak: Sipare)

süpürde

  • Ismarlanmış, sipariş olunmuş. (Farsça)
  • Bırakılmış, verilmiş. (Farsça)

tavsiye

  • Vasiyet bırakma.
  • Ismarlama, sipâriş etme.
  • Birini iyi tanıtma. Öğütleme.
  • Vasiyet bırakma.
  • Ismarlama, sipariş etme.
  • Birini iyi tanıtma, işinin olmasını dileme.

tefviz

  • Birisine bırakma.
  • İşini Allah'a (C.C.) havâle etme.
  • Sipariş ve ihâle etme.

timar

  • Bir şeyin devam ve inkişafı için yapılan hizmet. (Farsça)
  • Sipâhiye verilen öşrü alınacak arazi. (Farsça)

ulufe

  • Yeniçerilere ve sipahilere dağıtılan maaş.
  • Bir nevi hayvan yemi.

ut'ut

  • Eşek sıpası.

zeamet

  • Şeref, şan. Riyaset.
  • Yetiştirdikleri hayvanları ile birlikte harbe iştirak eden ve Sipâhi denen Osmanlı askerine öşrü alınmak üzere verilen en büyük timâr.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın