REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te sevgili. ifadesini içeren 52 kelime bulundu...

afet / âfet / آفت

  • Afet, bela, felaket. (Arapça)
  • Güzel sevgili. (Arapça)

ahu-yi simin

  • Sevgili.
  • Sâki.

aziz / azîz

  • İzzetli. Çok izzetli. Sevgili. Çok nurlu.
  • Dost.
  • Şerif.
  • Nadir.
  • Dini dünyaya âlet etmeyen.
  • Sireti temiz.
  • Ermiş. Mânevi kudret ve kuvvet sahibi.
  • Mağlup edilmesi mümkün olmayan ve daima galib olan manasında Cenab-ı Hakk'ın bir ismidir.

azize / azîze / عزیزه

  • Sevgili. (Arapça)
  • Saygın. (Arapça)

azra

  • Medine-i Münevvere'nin bir ismi.
  • Sevgili. Mahbûbe.
  • Delinmemiş inci.
  • Üzerinde yürünmemiş kum. Kız olan kız.
  • Hz. Meryem'in bir vasfı.

behkele

  • Nârin vücutlu kız, sevgili.

can / cân / جان

  • Ruh. (Farsça)
  • Can. (Farsça)
  • Sevgili. (Farsça)

can-bahş

  • Hayat bağışlayan, can veren. Sevgili. Cenâb-ı Hak. Allah. (Farsça)

cana / cânâ / جانا

  • Ey sevgili.
  • Sevgilim, ey sevgili. (Farsça)

canan / cânân / جانان

  • Sevgili.
  • Sevgili.
  • Sevgili. (Farsça)

canane / cânâne / جانانه

  • Sevgili. (Farsça)

cefapişe / cefâpîşe / جفاپيشه

  • Üzmeyi huy edinmiş, cefa eden. (Arapça - Farsça)
  • Aşığını üzen sevgili. (Arapça - Farsça)

ciğer-guşe / ciğer-gûşe

  • Evlât, yavru. (Farsça)
  • Sevgili. Mâşuk. (Farsça)

cigerguşe / cigergûşe / جگرگوشه

  • Ciğerköşe, evlat. (Farsça)
  • Sevgili. (Farsça)

dilaşub / dilâşûb / دل آشوب

  • Gönül karıştıran, sevgili. (Farsça)

dilbend / دلبند

  • Gönül bağlanan, sevgili. (Farsça)

dilber / دلبر

  • Gönül alan, güzel, sevgili. (Farsça)

dilcu / dilcû / دلجو

  • Gönlün aradığı, güzel, sevgili. (Farsça)

dildar / dildâr / دلدار

  • Gönül tutan, sevgili. (Farsça)

dilefruz / dilefrûz / دل افروز

  • Gönül aydınlatan, sevgili. (Farsça)

dilfirib / dilfirîb / دل فریب

  • Gönül aldatan, sevgili. (Farsça)

dost / دوست

  • Sevgili. (Farsça)
  • Yakın arkadaş. (Farsça)
  • Tanrı. (Farsça)

dürdane / dürdâne / دردانه

  • İnci tanesi. (Arapça - Farsça)
  • Sevgili. (Arapça - Farsça)

dürr-i can / dürr-i cân

  • Canın incisi. Çok sevgili. (Farsça)

dust / dûst / دوست

  • Dost. (Farsça)
  • Sevgili. (Farsça)
  • Tanrı. (Farsça)

ehabb

  • Çok sevgili. En sevgili.

enis / enîs / انيس

  • (Üns. den) Dost, arkadaş, ünsiyet edilmiş olan. Alışılmış, kendisi ile ülfet edilmiş olan. Sevgili.
  • Sulu ve ağaçlı yerlerde bulunan ve sesi gayet hoş bir kuş. Çeşitli nağmelerde öter, kâh deve gibi kükrer ve at gibi kişner; insana alışır.
  • Yaban horozu.
  • Dost. (Arapça)
  • Sevgili. (Arapça)

habib / habîb / حبيب / حَب۪يبْ

  • (Hubb. dan) Sevilen. Sevgili. Seven. Dost.
  • Allah'ın en sevdiği kul olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (a.s.m.).
  • Sevgili.
  • Sevgili. (Arapça)
  • Dost. (Arapça)
  • Hz. Muhammed. (Arapça)
  • Sevgili.

Habibe / habibe

  • Sevilen. Sevgili. Seven. Dost.

hıyre-küş

  • Sevilen, mahbub, sevgili. (Farsça)
  • Haksız yere adam öldüren. (Farsça)

huri / hurî

  • Cennet kızı.
  • Sevgili.

ibrin

  • Yüzü çok parlak ve güzel olan sevgili.

kemanebru / kemânebrû / كمان ابرو

  • Kaşı yay gibi olan sevgili. (Farsça)

ma'şuk

  • Aşk ile sevilen, sevgili.

ma'şuk-u mecazi / ma'şûk-u mecâzî / مَعْشُوقُ مَجَاز۪ي

  • Hakîkî olmayan fânî sevgili.

mahbub / mahbûb / محبوب / مَحْبُوبْ

  • Sevgili.
  • Sevilmiş, sevilen, sevgili.
  • Sevgili.
  • Sevgili.
  • Muhabbet edilen. Sevilen, sevgili.
  • Sevilen. (Arapça)
  • Sevgili. (Arapça)
  • Sevgili.

mahbub-u müstean / mahbûb-u müsteân

  • Kendisinden yardım istenen sevgili.

mahbub-u mutlak

  • Sonsuz sevgili.

mahbup

  • Sevgili.

maşuk / maşûk / معشوق

  • (erkek) sevgili. (Arapça)

maşuka / mâşuka / معشوقه

  • Aşık olunan, sevgili.
  • (bayan) sevgili. (Arapça)

muhabbetdar / muhabbetdâr

  • Seven, sevgili.

muhibbe

  • Kadın sevgili. Kadın dost.

nigar / nigâr / نگار

  • Güzel yüzlü sevgili. (Farsça)
  • Nakış. Resim. (Farsça)
  • Nakşeden. (Farsça)
  • Put, sânem. (Farsça)
  • Resmi yapılmış, resmedilmiş. (Farsça)
  • Resim, sevgili.
  • Sevgili. (Farsça)
  • Resim. (Farsça)

nigarin / nigârin

  • Resim gibi güzel sevgili. (Farsça)
  • Resimlerle ve nakışlarla süslü. (Farsça)

perestide / perestîde / پرستيده

  • Tapınılan. (Farsça)
  • Taparcasına sevilen, sevgili. (Farsça)

ratbe

  • (Çoğulu: Ritâb) Genç ve güzel sevgili.
  • Yonca otu.

şahid / şâhid / شاهد

  • Tanık. (Arapça)
  • Güzel. (Arapça)
  • Sevgili. (Arapça)

serv-i bülend / سرو بلند

  • Boyu servi gibi düzgün ve uzun olan sevgili.

serv-i hıraman / serv-i hırâmân / سرو خرامان

  • Salınarak yürüyen sevgili.

sultan / sultân / سلطان

  • Hükümdar. (Arapça)
  • Hükümdar eşi ve kız çocuğu. (Arapça)
  • Sevgili. (Arapça)

yar / yâr / يَارْ / یار

  • Dost, ahbab, tanıdık. (Farsça)
  • Yardımcı. (Farsça)
  • Âşık. Mâşuk, sevgili. (Farsça)
  • Dost, sevgili.
  • Dost, sevgili.
  • Dost. (Farsça)
  • Sevgili. (Farsça)
  • Arkadaş. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın