Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
sen.
ifadesini içeren
179
kelime bulundu...
abad
Mâmur, şen.
(Farsça)
Çok dolu.
(Farsça)
abadan
Mâmur, şen. İmâr edilmiş.
(Farsça)
ahved
Çok değişen.
alem-i tekvin / âlem-i tekvin
Devamlı değişen. Vücud ve hudus âlemi.
an-kasdin
Kasd ve niyet üzere, mahsûsen.
Kasd ve niyet üzere, mahsusen.
azhar
En zâhir. En açık. Besbelli. Bedihi olan, rûşen.
Bir ibârenin en açık ve kat'i olan mânası.
bakure / bakûre
Turfanda yemiş.
Evvel yetişen.
baliğ / bâliğ / بَالِغْ
Erişen.
behic
Güleryüzlü. Güzel. Şen. Şâduman olan.
bekam
İsteğine, meramına kavuşan, nail olan. Arzu ettiğine erişen. Mesut, bahtiyar.
(Farsça)
belel
Yaşlık, rutubet, ıslaklık.
Zafer, galibiyet.
Mihnet, keder, üzüntü.
Mücadele, kavga.
Hastalıkdan iyileşen.
Düşkünlük.
berber
Tıraş eden, saç kesen.
(Farsça)
Afrika'nın kuzeyindeki bir kavim.
(Farsça)
berhudar / berhudâr
Selâmette. Mükâfata erişen. Nasibli.
(Farsça)
Saadete erişen.
beşuş / beşûş
Güler yüzlü, şen.
carim
Cürüm ve kabahat sahibi. Suçlu.
Ailesinin maişetini kazanan.
Kesen.
Hurma toplayan.
cebe
Zincir veya halkadan örme zırh. Cevşen.
cela / celâ
Parlak, ruşen. Zâhir, açık.
dad-res / dâd-res
Yardımcı, yardıma yetişen.
(Farsça)
dil-nişin / dil-nişîn
Hoşa giden, kalpte yerleşen.
dilşad / dilşâd / دلشاد
Gönlü şen.
(Farsça)
Dilşâd etmek:
Gönlünü şenlendirmek, mutlu etmek.
(Farsça)
Dilşâd olmak:
Gönlü şenlenmek, mutlu olmak.
(Farsça)
dır'
(Çoğulu: Dırâ'- Duru') Cevşen. Cenkte, muharebede giyilen zırh.
eftan
Düşerek. Düşen.
(Farsça)
enik
Güzel, ince. Latif şey. Ahsen.
ente
Sen.
Sen.
Sen.
eren
Yetişen. Ermiş. Veli.
(Türkçe)
gabileşen / gabîleşen
Yabancılaşan, âdeta körleşen.
gavs / غَوْثْ
İmdada yetişen.
germ-ülfet
Görüşmesi hararetli olan, hararetli ve sıkı-fıkı görüşen.
(Farsça)
gıyas
Medetkâr. Yardımcı. Nusrete yetişen.
Meded. Yardım.
gurbetzede
Gurbete düşen.
güşade-dil
Gönlü şen.
(Farsça)
güşade-ebru
Güler yüzlü. Mütebessim. şen.
(Farsça)
habıt
Susturucu.
Batıl kılan. İptal ettiren.
Değersizleşen.
(Hübut. dan) Yukarıdan aşağıya inen. İnici. Düşen. Hübut eden.
hadis / hâdis
Yeni. Sonradan olan şey. Değişen. Hudus eden.
halif / hâlif
Yeminli, sözleşen.
harami / harâmî
Katı-üt tarik, yol kesen. Haydut.
Haydut, yolkesen.
harmed
Kokusu ve rengi değişen.
Kara balçık.
haydud / حيدود
Eşkiya, haydut, yolkesen.
(Macarca > Arapça)
hazım
Kesici, kesen.
hazim
Sür'atle kesen.
Çok çabuk yeyip bitiren.
Düşmanı hezimete uğratan.
heleke
Helâk.
Düşen.
heşş
Gevrek, kolayca kırılabilir olan.
Keyifli, şen.
heştad / heştâd / هشتاد
Seksen.
(Farsça)
Seksen.
(Farsça)
hurrem
Sevinçli. Mesrur. Şen. Ferahlık veren. Taze ve hoş. Güler yüzlü.
(Farsça)
ifakat-yab / ifakat-yâb
İfakat bulucu, iyileşen.
(Farsça)
ikbalmend
Bahtiyar, mutlu, saadetli, talihli.
(Farsça)
Refaha, büyük bir makama erişen.
(Farsça)
iltisaki / iltisakî
İltisakla alâkalı.
Yapışan, birleşen. Kavuşan, bitişen.
inkılap eden / inkılâp eden
Dönüşen.
inkılapçı / inkılâpçı
Değişen.
iti
Keskin, kesen.
Mc: Sert, acı.
ittihad eden
Birleşen.
kamreva / kâmreva
İsteğine erişen. Arsuzuna kavuşan. Gayesine ulaşan.
(Farsça)
katıüttarik / katıüttarîk
Yol kesen.
katta'
Çok kat'eden, adah çok kesen.
kazıb
(Çoğulu: Kavâzıb-Kızâb) Kesici, kesen.
küfv
Denk olan, uygun düşen.
küşade / küşâde / كُشَادَه
Açık, şen.
lahık / lâhık
Yetişen, ulaşan, erişen. Eklenen, katılan.
Fık: Namaz başlangıcında imama uymuşken ayrılarak tekrar namaz bitmeden imama uyan.
Yetişen, ulaşan, erişen.
Namaz başlangıcında imama uymuşken ayrılarak tekrar namaz bitmeden imama uyan kimse.
lahik / lâhik
Namaza imâm ile berâber başladığı hâlde, kendisine uyku, gaflet veya benzeri bir sebebden dolayı abdest bozulması hâli ârız olup da (meydana gelip de) namazın tamâmını veya bir kısmını imâm ile kılamayan kimse.
Kavuşan, ulaşan, yetişen.
mağmure / mağmûre
Adı sanı silinmiş, yerinde yeller esen.
mazhar-ı şefaat
Şefaate nail olan, erişen.
medar / medâr
Dayanak noktası, eksen.
mededres
İnayet eden, imdada yetişen.
mevsul / mevsûl
Erişen. Vasıl olan.
Birleşmiş. Kendine başka şey vasıl olmuş olan. Bitirmiş. Vasledilmiş.
Kavuşan, ulaşan, bitişen.
mihver / محور / مِحْوَرْ
Eksen.
Eksen.
Eksen.
(Arapça)
Eksen.
mil
İğne gibi ince ve uzun bir âlet.
Göze sürme çekecek âlet.
Ucu sivri çelik kalem.
Sivri dağ tepesi.
Bir çarkın, üzerinde döndüğü mihver, eksen.
Elektromotordan iş tezgâhına kuvvet nakleden uzun çelik çubuk.
Selin bıraktığı en verimli münbit topr
muakıd / muâkıd
Sözleşen.
muakid
Birbiriyle akid yapan, sözleşen.
mübadir
Bir işe hemen girişen.
mücadil
Mücadele eden, cidalleşen.
mücir / mücîr
(Civar. dan) Himâye eden.
İmdada yetişen.
İmdad isteyen.
mudarib
(Darb. dan) Döğüşen. Birbirlerine vuran.
mudhak
Kendisine gülünen. Soytarı. Gülünç hâle düşen.
mudhike
Gülünç hâle düşen.
muhacir
Göç eden, bir memleketten kalkıp, başka bir yere yerleşen.
Mc: Allah'ın yasak ettiğinden uzaklaşan.
muhassin
(Hasen. den) Güzelleştiren, güzellik veren.
muhavven
Hâinleşen. Tahvin edilen.
muhtazır
Can çekişen.
mukarin
Yakın olan. Bitişen. Ulaşan. Ulaşmış olan.
mükibb
(Kebb. den) Bir şeyin üzerine çok düşen. Gayretle çalışan.
Çok lüzumlu olan.
Yüzü üstüne sürünen, zelil olan.
mülaki / mülakî / mülâkî / مُلَاق۪ي
Buluşan. Yüz yüze gelen. Görüşen. Kavuşan.
Kavuşan, görüşen.
mülteki / mültekî
(Lika. dan) Kavuşan, buluşan, birleşen.
mümas
Temas eden, dokunan, ilişen.
münbasit
İnbisat eden, yayılan, genişleyen. Yaygın, münteşir, yayılmış, açık. Şen.
mündemiç
İçinde bulunan, içine yerleşen.
munfasıl zamir
Gr: Başka kelimeye bitişik olmayan zamir. Ene, Ente: Ben, sen.. gibi.
münhemik
(Hemk. den) Bir işin üzerine çok düşen. Bir işte çok uğraşan.
munkalib
İnkılâb eden. Dönen. Dönmüş. Başka bir şekle ve kılığa girmiş olan. Değişmiş, değişen.
münkalib
İnkılab eden. Dönen, dönmüş. Başka bir hale girmiş olan. Değişen.
Tersine dönen, değişen.
Dönüşen, değişen.
munkalib / منقلب
Değişen, dönüşen.
(Arapça)
Munkalib olmak:
Değişmek, dönüşmek.
(Arapça)
münkemiş
Acele eden, işini çabuk gören.
Buruşan, büzüşen.
muntabıh
(Tabh. dan) Pişmiş, pişen.
mürata
Yüzden veya başka yerden yolunan kıldan düşen.
mürekkeb / مركب
Oluşan, bileşen.
(Arapça)
Mürekkep.
(Arapça)
mürtedif
Arkasından giden, ardına düşen.
Hayvana binen kimsenin ardına binen.
müstahsir
Yorulup halsiz düşen.
mutasaddi / mutasaddî
(Sadv. dan) Bir işe girişen. Tasaddi eden. Başkasına saldıran, başka birine takılan.
müteammik
(Umk. dan) Derine giden, derinleşen.
mütearri
(Uryet. den) Bir şeyden alâkasını kesen.
Soyunan, taarri eden, çıplak.
müteassir
Güçleşen. Güç, zor, çetin.
mütebadil
(Bedel. den) Birbirinin yerine geçen, tebâdül eden.
Nöbetle değişen.
mütebeddil / مُتَبَدِّلْ
Değişen.
mütecadil
(Cedl. den) Mücadele eden, uğraşan. Şiddetle çekişen.
müteceddid / متجدد
Yenilikçi.
(Arapça)
Yenileşen.
(Arapça)
müteehhil
Evli, evcilleşen.
mütegayyir
Değişen. Bir halden başka bir hale geçen.
Bozulmuş, bozuk.
Değişen.
mütehatıb
Birbirine hitab eden, söyleşen.
mütehavvil
Bir halde durmayan, başka şekle girip değişen.
Bir yerden diğer yere nakleden, değişip tebdil olan.
Değişken, sürekli değişen.
mütehayyir
Hayrete düşen.
mütekafi / mütekâfi
(Mütekâfiyye) Birbirine denk ve akran olan. Eşitleşen.
mütekallib
Dönen, değişen. Başka şekil olan.
mütekasım
(Çoğulu: Mütekasımîn) (Kısm. dan) Paylaşan, bölüşen. Bir şeyi paylaşanların beheri.
mütekatı'
Karşılıklı kesişen, birbirini kesen.
mütekellif
Zahmetli iş tutan, külfetli işe girişen.
mütemekkin
Yerleşen.
mütemeskin
Miskinleşen. Miskinlik gösteren.
mütemessih
Çirkin kılığa giren. Temessüh eden. İnsaniyetten hayvaniyete değişen.
mütenafis
Çekişen. Birbiriyle münâkaşa eden.
mütenakız
Birbirine zıt, çelişen.
mütenazi'
(Nez'. den) Münazaa ve kavga eden. Çekişen.
mütenebbit
Tenebbüt eden, yerden biten, yetişen.
müterasil
Mektuplaşan, haberleşen.
mütesakıt
Birbiri ardınca dökülüp düşen.
müteşebbis
Teşebbüs eden. Bir işe girişen.
Teşebbüs eden, işe girişen.
müteşeffi
(Şifa. dan) Şifa bulan, iyileşen.
Öcünü, intikamını alarak rahatlaşan.
mütevaid
Birbirine söz veren. Sözleşen.
mütevessil
(Vesile. den) Tevessül eden, sebep tutan, başvuran, girişen.
müttefik-ul menfaa
Menfaatleri bir olan, birleşen.
nail / nâil
Ulaşan, erişen.
nail olan / nâil olan
Erişen.
nail-i mükafat / nâil-i mükâfât
Mükâfata, ödüle erişen.
nakış / نقش
Desen.
(Arapça)
nakiz / nâkiz
Nakzeden, çelişen.
nakş / نقش
Nakış, desen.
(Arapça)
Resim.
(Arapça)
Duvar resmi.
(Arapça)
Nakş etmek:
İşlemek.
(Arapça)
namahrem / nâmahrem
Mahrem olmayan, nikâh düşen.
nami / nâmi
Büyüyüp gelişen.
nazır
Taze, tazeleşen.
nemadar / nemadâr
Çoğalan, ziyadeleşen. Artan, büyüyen.
(Farsça)
nigu
Güzel, iyi, hasen.
(Farsça)
nüame
Eksen. Çark veya çıkrık ortasındaki mihver.
pişaheng
(Piş-âheng) Önde giden, öne düşen.
puladsenc
Güzel silâh kullanan, iyi dövüşen.
(Farsça)
ra
İsim veya zamirin sonuna ilâve edilirse, Türkçedeki i, im, in, a, e eklerinin yerine kullanılır. Meselâ:Hâne: Ev. Hâne-râ: Evi, evin, eve.Tû: Sen. Tû-râ: Seni, senin, sana.
(Farsça)
rahzen
Yol vuran. Yol kesen. Eşkiyâ, haydut.
(Farsça)
raşid / râşid
Erişkin, doğru yola erişen.
resa
Yetişen, erişen. Yetiştiren.
(Farsça)
resm
(Resim) Yazma, çizme, desen.
Eser, iz, nişan, alâmet.
Suret.
Tertib. Tarz, üslub.
Fotoğraf resmi.
Âdet, usul, tavır, davranış.
Alay, merâsim.
Man: Bir şeyi başkalarından ayırdeden tarif.
şaki / şakî
(Şekavet. den) Haydut. Yol kesen. Haylaz.
Her çeşit günahı işleyebilen.
Haydut, yol kesen.
Her türlü günahı işleyecek bahtsız, haylaz, habis.
sakıt / sâkıt / ساقط / سَاقِطْ
Düşük, düşük cenin.
(Arapça)
Düşen.
(Arapça)
Sâkıt olmak:
Düşmek.
(Arapça)
Düşen.
şatır
(Şetaret. den) Neş'eli. Şen.
Çevik. Hizmete koşup, her işe hazır bulunan.
Vaktiyle vezirlerin yanında giden asker.
seherhiz / seherhîz
Sabahları erken kalkan. Erkenci.
(Farsça)
Sabahleyin esen.
(Farsça)
sektedar / sektedâr
Susan, sesini kesen.
Zarara uğramış olan.
Aheng ve düzeni bozulmuş.
semanin / semanîn
Seksen. 80
semanun / semanûn / semânun / ثمانون
Seksen. 80
Seksen.
(Arapça)
seriü'z-zeval ve't-tahavvül
Hızla kaybolup giden ve değişen.
şifaresan
Şifaya erişen, hastalığı iyileşen.
(Farsça)
sukut eden
Düşen.
tahakkuk eden
Gerçekleşen.
takarrur eden
Yerleşen, sabitleşen.
tarh / طرح
Atma.
(Arapça)
Düzenleme.
(Arapça)
Desen.
(Arapça)
Plan.
(Arapça)
tebdil eden
Değişen.
tekemmül eden
Mükemmelleşen.
teşeyyu / teşeyyû
Şiîleşen.
tevafuk eden
Denk gelen, uygun düşen.
tu
Sen.
(Farsça)
üftan
Düşen. Düşerek.
(Farsça)
varid / vârid
Ulaşan, yetişen, gelen, erişen.
Akla gelen.
Bir şey hakkında söylenen, uygulanan.
(Vürud. dan) Ulaşan, yetişen, gelen, erişen. Akla gelen.
Olan. Bir şey hakkında söylenip tatbik edilen.
Hâzır, nâzır.
Bahadır.
varis / vâris
Cenab-ı Hakk'ın bir ismi.
Mirasçı. Kendisine miras düşen. Mirasa konan. Vefat eden birisinin maddî veya manevî mal ve mülkünde kullanmaya, tasarrufa salâhiyetli olan.
vasıl / vâsıl
Kavuşan, ulaşan, erişen.
vezan / vezân / وزان
Esen.
(Farsça)
yab
"Yaften: Bulmak" mastarından emir kökü olup, birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Şifayab : Şifa bulan, iyileşen.
(Farsça)
yarres
İmdada yetişen.
(Farsça)
zabih / zâbih
(Zebh. den) Boğazlayan, kesen. Kurban kesen.
zafer-yab
Muzaffer olan, muvaffakiyet gösteren. Üstün gelen. Gayesine erişen.
(Farsça)
zafir
Zafer bulan. Zafere erişen.
zahil
Sıkıntıdan sonra yüreği feraha erişen.
Unutan.
zani / zanî
Zina eden, çiftleşen.
zelil
Sürçüp düşen.
Yanılan.
zırh
Cevşen.
Muharebe elbisesi, demirden örülmüş veya dökülmüş elbise.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Mufarakat-i umumiye
Mànàsı
sermedi
eyda'
aksi
haff
Seile
feyz
Baski
Türkt
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
sen.
üzüntü
Muam
lane
Acenta
sinas
Akrabalik
vahyetme
Bitirilmiş
AMCAZADE