Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
sehe
ifadesini içeren
25
kelime bulundu...
ale-s-seher
Gün doğmadan evvel, seher vakti.
andelib
Bülbül. Seher kuşu.
Mc: Hz. Resul-u Ekrem'in (A.S.M.) bir ismi.
avret
Eksik. Gedik. Gizlenmesi lâzım gelen şey. Dinen örtülmesi vâcib olan âzâ, ud yeri. Utanılacak ve hayâ edilecek şey. Erkeklerde göbek ile diz kapağı arasındaki kısım.
Kadın. Zevce. Nikâhlı.
Gece uykuya yatacağı vakit ve seherden evvel uykudan kalkılacak saate de şeriat örfünde
bad-ı saba / bâd-ı sabâ
Baharda esen hafif ve hoş rüzgar, seher yeli.
bam-gah
Seher vakti.
(Farsça)
Seher vaktinde.
(Farsça)
bamdad
Sabah, sabahleyin, seher vakti. Tan yeri.
(Farsça)
bamdadi / bamdadî
Seher vakti, erken.
(Farsça)
eshar / eshâr / اسحار
Seher vakitleri, seherler. Gece yarısından sonra ve tan yeri açılmazdan evvelki vakitler.
Seherler.
(Arapça)
fahşa
Büyük günahlar. Çirkinlikler. Zina gibi şehevâta tâbi olmakta ifrat ile alâkadar olan günahlardır ki, lisanımızda fuhşiyat tâbir olunur. Ve bunlar, insanların en çirkin hâlleridir.
ferah-ı seheri / ferah-ı seherî
Yeni bir günün müjdesi olan seher vaktinin sevinç ve huzuru.
gasak
(Gusuk-Gasekan) İlk koyu karanlık.
Küfrün karanlığı.
Gözün dumanlanıp, seçemez olması.
Göz kararması.
Herhangi bir şeyin akması, dökülmesi.
Çok soğuk ve fena kokan içki veya su.
Kuvve-i şeheviyye.
Seyelân.
ısbah
Seher vakti. Sabah vakti.
Gafil olmamak. Uyanıklık.
kuva-yı selase / kuvâ-yı selâse
Üç kuvvet. (Kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye ve kuvve-i akliye.)
lehiv
(Lehv) Günahlı, şehevi, nefsâni meşguliyet. Kadınla yabancı erkeğin oynaması.
Eğlence, oyun.
mürg-i seher
Seherde öten kuş, bülbül.
nesim-i seher / nesîm-i seher
Seher rüzgârı, tan yeli, tatlı sabah rüzgârı.
sahir
(Seher. den) Uykusuz kalan. Uyuyamayan.
sahur / sahûr
Güneşin batmasından imsak vaktine kadar olan zamânın son altıda biri, seher vakti; oruç tutmak için yemeğe kalkılan vakit.
sehergah / sehergâh / سحرگاه
Seher vakti.
Seher zamanı, yeri.
Seher vakti.
(Arapça - Farsça)
seherhiz / seherhîz / سحرخيز
Seher vakti kalkan.
(Arapça - Farsça)
şehvet-engiz
Şehvet uyandıran. Kuvve-yi şeheviyeyi tahrik eden.
(Farsça)
sühre
Seher vaktinin evveli.
Fecr-i kâzib zamanı.
tesahhur
Seher vaktinde kalkmak.
Sahur yemek.
vakt-i seher
Seher vakti.
vird-i seher
Seher vakti yapılan dua ve zikir.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Tündbad
vilāyet
Egerci
alim-i hafiz
sahha
iade-i ziyaret
aklam
rec'a
mütefavit
nikahter
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
sehe
kasr
Gazilik
tutulmus
mahbub
Çeviri
Yolsuz
saldırgan
Solunum
Efsun