bi-payan / bî-payan

• Sonsuz. Payansız. (Farsça)

bündad

• Temel. Binanın esası. (Farsça)
• Destek, payanda. Duvar, set. (Farsça)

bünlad

• Destek, payanda, duvar, set. (Farsça)
• Temel. Esas, bina. (Farsça)

deaim

• (Tekili: Dıâme) Destekler, payandalar, direkler.

destek

• Bir şeyin yıkılıp devrilmemesi için, o şeye vurulan payanda, dayanak. (Farsça)
• Küçük el. (Farsça)
• Yün ve pamuk gibi şeyleri eğirmeye yarıyan âlet. (Farsça)

diamet

• Binaya vurulan destek, direk, payanda.
• İleri gelen, makamca yüksek olan baş başkan, reis, şef.

iddiam

• (Diam. dan) Payanda dayamak.

islamiyet

• İslâmlık.
• İslâm oluş. Teslimiyet, inkıyad, bağlılık, hakka tarafgirlik ve iltizamdır. (İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar. Münazarat)

payende / pâyende / پاینده

• (Çoğulu: Payendegân) Payanda, destek, dayak. (Farsça)
• Duran, sürekli. (Farsça)

• Kalıcı, sürekli. (Farsça)
• Payanda, destek. (Farsça)

pazir

• Destek, payanda, dayak.

püştiban

• Payanda, destek, dayanak. (Farsça)
• Yardımcı, muin. (Farsça)

püştivan

• Destek, dayanak, payanda. (Farsça)
• Yardımcı. (Farsça)

sed-i rah / sed-i râh

• Yol kapayan, yola mâni olan.

sedd-i turuk eden

• Yolları kesen, kapayan.

settar

• Örten, kapayan gizleyen. En çok gizleyen ve örten.

zefer

• Ağaca vurulan payanda, destek.