Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
pera
ifadesini içeren
42
kelime bulundu...
ameliyat-ı cerrahiye
Cerrahi operasyon, ameliyat.
ameliyat-ı dahiliye
İç operasyon, sıkı yönetim uygulamaları.
ameliyat-ı kaderiye
Kaderin operasyonu.
ameliyyat
Ameller. işler.
Bir bilginin iş olarak tatbiki.
Tıb: Operatörlük. Cerrahlık.
asdag
Perâkende olmak.
ba'seret
Dikkatle teftiş etme.
Keşif ve istihrac etme.
Perâkende edip dağıtma.
İnkılâb. Karıştırma. Bulandırma.
Meydana çıkma.
Kirli leke.
beyya'
(Bey'. den) Dellal.
Alıp satan kimseler.
Perâkende olarak satış yapan küçük tüccar.
büdd
Uzaklaşma. Birbirinden uzak düşme.
Perâkende etmek, dağıtmak. Put, sanem.
Firak.
Tâkat, kudret.
cerrah / cerrâh / جراح
Operatör.
Yarayı açıp tedavi eden, ameliyat yapan. Operatör.
Operatör.
(Arapça)
cerrahi / cerrahî / cerrâhî / جراحى
Tıpta operatörlük.
Ameliyatla ilgili.
Operatörlük.
(Arapça)
da'daa
Yakmak. Yıkmak.
Hor ve zelil etmek.
Perâkende etmek.
efjul / efjûl
Kandırma.
(Farsça)
Kışkırtma, tahrik etme.
(Farsça)
Dağınık, perâkende.
(Farsça)
enadid
Perişan, saçılmış, dağılmış, pejmürde şeyler. Perakende.
ıdin
Dağılmış, perâkende olmuş.
inkıdad
Yıkılma.
Perakende olup dağılma.
Kuş havadan süzülüp inme.
inşitat
Dağılmak. Dağınık olmak. Perakende olmak.
keşih
(Çoğulu: Küşuh) Perâkende olmak, parça parça dağılmak.
Böğür.
Cânip, taraf.
kıdad
Perâkende olup dağılmak.
mutasaddı'
Dağlıyan, tasaddu eden, perakende olan, yarılıp çatlayan.
müteşa'ib
Budaklanmış ve perâkende olmuş. Dağılmış.
sa'saa
Perakende etmek, dağıtmak.
şa'va'
Perâkende, dağınık.
Dağıtmak.
şaka'
Tulu etmek, doğmak.
Çıkmak, huruç etmek.
Dağıtıp perâkende etmek.
sav'
Perâkende etmek, dağıtmak, parça parça yapmak.
şemel
Perâkendelik, dağınıklık.
Toplanmak, cem'olmak.
Az nesne.
şeml
Az şey. Perâkendelik.
Örtmek, bürünmek, toplanmak.
Topluluk, cemaat, insan yığını.
şemtit
Perakende, dağınık, müteferrik.
şenn
(Çoğulu: Şinân) Eski kırba.
Araptan bir kabile.
Dağılıp perâkende olmak.
şetat
Dağılmak, perakende ve dağılmış olmak.
şette
Perâkende olmak, dağılmak.
şünan
Perâkende, dağılmış.
şüzzaz
Müteferrik, perâkende, parçalanmış, dağılmış.
Az olan cemaat. Kabilenin haricinde kalan.
tasa'su'
Deprenmek, hareket etmek.
Perakende olmak, dağılmak.
tasavvu'
Ayrılmak, perâkende olmak.
tasdi'
Rahatsız etmek. Sıkmak. Baş ağrıtmak.
Yarmak.
Perâkende etmek, dağıtmak.
tebeddüd
Perâkende olmak, dağılmak.
teheyyüz
Perâkende olmak, dağılmak.
temzik
(Çoğulu: Temzikat) Yırtma, paralama, perakende etmek.
teşa'ub
Perâkende ve kol kol olup bölükler ve şubeler sahibi olma.
Bozuk bir şeyin düzelmesi.
Iraklaşmak.
teşbit
Dağıtmak, perâkende etmek.
teşe'ub
Budaklanmak.
Perâkende olmak, dağılmak, saçılmak.
virat
Zekât vermek korkusundan hile edip bir yere toplanmış koyunlarını ayırıp dağıtmak veya perâkende koyunlarını bir yere toplamak.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
esfel-i safilin
Sinezen
eksa
micmer
Dagt
mazhar
cima
azizan
دخت
Işbâ
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
pera
Abeslik
Kem
Zayed
Kaybolmak
Oranlamak
La edrı
Aksi takdirde
Sıkıntı
rahat olun