REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te pede ifadesini içeren 21 kelime bulundu...

aba / âbâ

  • (Tekili: Eb) Babalar, pederler.
  • Mc : Mürşidler, ileri gelenler.

ashar

  • (Tekili: Sıhr) Evlenme neticesinde akraba olan erkekler. (Kayınbiraderler, kayınpederler, güveyler.)

der-bend

  • Dağda ve tepede zahmetlerle geçilen yer, dar geçit, boğaz. Hudut. Kale. (Farsça)
  • Anahtarsız kapı. (Farsça)

eb

  • (Ebâ, Ebu, Ebi) Baba, peder. Ced.

eb-i müşfik

  • Şefkatli baba, merhametli peder.

ebu

  • Peder, baba, ata, eb.

içgüvey

  • (İçgüveyi, içgüveysi) Kayınpederinin evine alınan dâmat. Karısı tarafının evinde oturan dâmat. (Türkçe)

kaynata

  • Karı ve kocaya göre birbirlerinin babası.
  • Kayınpeder.

lane-i peder / lâne-i peder

  • Baba yuvası. Peder evi.

merve

  • Kâbe-i muazzamanın yakınında bulunan ve hacda, aralarında sa'y denilen ibâdetin yapıldığı iki tepeden biri.

mürebbi

  • Terbiye eden, Pedegog, çocuk terbiye eden.
  • Besleyen.

pederane / pederâne

  • Babaya yakışır tarzda, pedercesine. (Farsça)

pederi / pederî

  • Babalık, pederlik. (Farsça)

perçem

  • Kâkül. (Farsça)
  • Tepede bırakılan saç. (Farsça)
  • Mızrak ve bayrak gibi şeylerin başlarına konulan püskülümsü şeyler. (Farsça)

serapa / serâpâ

  • Tepeden tırnağa, baştan başa.

şuayb aleyhisselam / şuayb aleyhisselâm

  • Medyen ve Eyke ahâlisine gönderilen peygamber. İbrâhim aleyhisselâmın, dînini insanlara tebliğ etti. İbrâhim aleyhisselâmın veya Sâlih aleyhisselâmın neslinden olduğu rivâyet edilir. İsminin Arabça Şuayb, Süryânicede Yesrûb olduğu bildirilmiştir. Mûsâ aleyhisselâmın kayınpederidir.

usul-ü tedris

  • Eğitim medotu, pedegoji.

vakt-i kerahet

  • Kerahet vakti; güneşin doğduğu, battığı ve tepede olduğu anlar.

yütm

  • (Bu kelime esasen infirad mânasına gelir) Bir çocuğun pederi vefat etmekle pedersiz kalması ki: Bu, yalnız insanlara mahsustur. Hayvanatta ise vâlidesiz kalmaya denir. Yetim de denir.

zeval

  • Zail olma, sona erme.
  • Aşağılama, inme.
  • Güneşin başucunda, tam tepeden bulunma zamanı zeval vakti, öğle vakti.

zeval vakti / zevâl vakti

  • Güneşin tam tepeden ayrıldığı an.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın