REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te payidar ifadesini içeren 7 kelime bulundu...

irsa'

  • “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” Gazi Mustafa Kemal Atatürk
  • “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” Gazi Mustafa Kemal Atatürk
  • Sağlamlaştırma, sâbit kılma.
  • Geminin demir atması.
  • Pâyidar olmak.

isbat

  • Doğruyu delil göstererek meydana koymak. Delil ve şâhitle bir fikrin sıhhatını göstermek. İtiraf, ikrar ve tasdik etmek.
  • Sabit ve muhkem kılmak.
  • Bâki ve pâyidar eylemek.
  • Delil. Bürhan. Şâhit.

paydar

  • (Pâyidar) İyice yerleşmiş. Devamlı, kadim. (Farsça)
  • Sağlam. Muhkem. (Farsça)
  • Sermedî. (Farsça)
  • Bedi. ' (Farsça)
  • Sâbit. (Farsça)

payidar / pâyidâr

  • İyice yerleşmiş, sağlam, sürekli.

    “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır”
    Gazi Mustafa Kemal Atatürk


sübut

  • Sâbit, berkarar ve pâyidar olup durmak. Oynak ve müteharrik olmamak. Kat'i olarak meydana çıkmak. Sâbit oluş.

terettüb

  • Sıralanmak.
  • Gerekmek. Lâzım gelmek. Netice olarak çıkmak.
  • Bir yerde aslâ kımıldamak, bir vecih üzere sâbit ve pâyidar olup durmak.
  • Zuhura gelmek.
  • Muayen sebeblerin, muayyen ve mukannen olan neticeler vermesi.

tertib

  • (Çoğulu: Tertibât) Tanzim etme. Dizme, sıralama, düzene koymak.
  • Tedarik edip hazır ve müheyya kılmak.
  • Bir şeyi bir yere sabit ve pâyidar kılmak.
  • Mertebelere göre davranmak.
  • Hile ile aldatma.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın