debretmek

• (Tepretmek) Kımıldatmak, harekete getirmek, oynatmak. (Türkçe)

haykan

• Büyük ve kalın olan.
• Kısa boylu bir kimsenin yürümesi.
• Omuzunu oynatmak.

nehb

• Yağma, yağmacılık, çapul.
• At oynatmak, koşturmak.
• Kahr ile bir kişinin malını elinden almak.

tarf

• Göz, bakış, nazar. Göz ucu.
• Soyu temiz kimse.
• Her şeyin nihayeti, sonu.
• Göz kapaklarını yummak veya oynatmak.
• Göze bir şey dokundurmakla yaşartmak.
• Koz: Menazil-i Kamer'den bir menzil adı. (Kamer menzillerinden birisinde aslanın alnını teşkil eden dört

temciş

• Oynatmak veya oynamak.

zebzebe

• Muallâkta kalma.
• Mütereddit.
• Titreme.
• Asılı bir şeyi havada oynatmak.