Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
orak
ifadesini içeren
55
kelime bulundu...
anve
Kuvvet, cebr, zorakilik, zorlama, zor.
bişkel
Elem, keder, gam, tasa, kasavet.
(Farsça)
Orak şeklinde ağaç anahtar.
(Farsça)
Kıvırcık saç.
(Farsça)
cadis
Viran, harap, yıkık.
Çorak, kurak, işlenmemiş, ekilmemiş toprak, gelir getirmeyen boş arazi.
cahsuk
Orak.
(Farsça)
cebri / cebrî / جبری
Zoraki, zorla.
(Arapça)
cerda
Mahrum, çıplak.
Tüysüz, dazlak.
Çorak, verimsiz toprak, arazi.
Karıştırılmamış.
cerid
Çorak ve verimsiz yer.
cüdcüd
(Çoğulu: Cedâcid) Orak kuşu derler bir büyük böcek ki yaz aylarında öter.
cürde
Çorak bölge.
Çıplak vücut.
Atlı asker.
cürüz
Verimsiz çorak yer.
das / dâs / داس
Orak.
(Farsça)
Tuzak.
(Farsça)
Sedef otu.
(Farsça)
Orak.
(Farsça)
das-ı zerrin / dâs-ı zerrin
Altın orak.
Mc: Yeni ay.
dase
Orak.
(Farsça)
direv-ger
Ekin biçen, orakçı.
(Farsça)
duh
Çorak, otsuz ve çıplak arazi.
(Farsça)
Tüysüz, çıplak yüz ve baş. Köse ve dazlak.
(Farsça)
Yapraksız ve meyvasız ağaç.
(Farsça)
Hasırotu.
(Farsça)
ecred
Tüysüz adam, köse. Genç.
Çorak, otsuz yer. Bir şey yetişmeyen arazi.
Tüyü yumuşak ve kısa olan at.
hassad / hassâd / حصاد
Orakçı, ekin biçen.
Orakçı.
(Arapça)
ifade-i cebriyye
Zoraki ifade.
Mat: Cebir işaretleri ile maksadını anlatma.
irta'
Zoraki ve istemeyerek gülme.
isti'dad-şure
Verimsiz istidad. Çorak yerin kabiliyeti.
(Farsça)
isticbar
(Cebr. den) Zorlama, cebretme. Baskı yapma. Zoraki yaptırma.
istidad-ı şure / istidad-ı şûre
Verimsiz, çorak istidad.
istidat-ı şure / istidat-ı şûre
Çorak, verimsiz yetenek.
kerhen
İstemeyerek, zoraki.
İstemiyerek, tiksinerek, zoraki.
kır'av
Çorak tarla.
Çorak tarla.
kıraç
Çorak, verimsiz.
kırav
Çorak tarla.
maksur
Zoraki, cebren. Elinde ve ihtiyarında olmadan.
menacil
(Tekili: Mincel) Ekin orakları.
mihaşş
Ot biçtikleri âlet. Orak ve tırpan.
Ot koydukları kap.
mihleb
(Çoğulu: Mehâlib) Yırtıcı kuşların tırnağı, pençesi.
Orak, bıçak.
mincel
(Çoğulu: Menâcil) Orak. Ekin orağı.
mısram
(Çoğulu: Mesârim) Orak.
mişvel
Orak.
mişzeb
Dişli orak.
Bağcıların asma çubuğu kesecek âletleri.
muhla
Ot biçecek âlet, orak.
Nalbantların tırnak yonacak âleti.
na-hah
İstemeyerek, râzı olmayarak. Zoraki.
(Farsça)
rağmen
Aksine olarak, inadına, zıddına olarak, zoraki.
rağmen li-enfihi
(ve alâ rağmihi) Zoraki ve mahsus tahkir ve tezlil için olan hareket.
sarrar
Orak kuşu denilen ve yaz sıcaklarında öten bir hayvan.
sefa'
Buğday başının kılçığı.
Orak.
Kuyu içinden çıkan toprak.
serab
Şaşkın hâle gelme. Çorak yerlerde, çölde sıcak ve ışığın te'siriyle ileride, yakında yahut ufukta su veya yeşillik var gibi görünme hâdisesi.
sibah
Tuzlu ve çorak yerler.
sifal
(Sifâle) Topraktan yapılmış (çanak, çömlek, testi gibi) şey.
(Farsça)
Orak.
(Farsça)
Fıstık, ceviz, bâdem kabuğu.
(Farsça)
suhre
Maskara, gülünç, eğlenceli.
Zoraki iş gören, ücretsiz zoraki çalışan kimse ve hayvan.
Zoraki iş, angarya.
şure / şûre / شوره
Çorak, tuzlu, verimsiz toprak.
(Farsça)
Çorak.
Çorak.
(Farsça)
şurezar / şûrezâr / شوره زار
Çorak yerler, verimsiz araziler.
Çorak, verimsiz yer.
Çorak arazi.
(Farsça)
şuristan / şûristan / şûristân / شورستان
Çorak yerler.
Çorak ve tuzlu yer.
Çorak yerler.
Çorak arazi.
(Farsça)
tahakkümi / tahakkümî
Zoraki ve delilsiz olma.
tarik-i müteassife
Doğru yoldan sapanların yolu; çorak dengesiz ve zalimane yol.
tekellüf
Kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak.
Gösterişe kapılmak. Özenmek.
Yapmacık hâl ve hareket. Zoraki hareket.
Kendi isteği ile bir zorluğa katlanmak.
Gösterişe kapılmak. Özenmek. Yapmacık hâl ve hareket. Zoraki hareket.
tekellüfat / tekellüfât
Zoraki davranışlar.
tekellüfkarane / tekellüfkârâne
Gösteriş hevesiyle bir sorumluluğun altına girme, zoraki davranarak.
tekellüflü
Zahmetli, zoraki.
zemin-i şure / zemin-i şûre
Çorak yer.
Çorak ve verimsiz toprak.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
ÜMANİZM
meşağil-i dünyeviye
Âl-i resûl
nemîd
Âgışte
nihan
Mihval
meşîet-i hâssa-i İlâhiye
endeli
meşçere
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
orak
Çeviri
Gerçek
meş'ale
meş'al
ayrıntı
Haya
ZENGİN
meçh
meâbid