REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te no kelimesini içeren 74 kelime bulundu...

acaibat

  • Normale zıt şeyler. Acâib şeyler.

adi / âdi

  • Normal, sıradan.

ala-tarik-il münavebe / alâ-tarik-il münavebe

  • Nöbetleşe, münâvebe yoluyla.

anormal

  • Normal olmayan. İfrat veya tefrit hali.

avarız-ı naks / avârız-ı naks

  • Noksanlık arızaları.

ayb-nak / ayb-nâk

  • Noksan, kusurlu. (Farsça)

cebr-i noksan / cebr-i noksân

  • Noksanı tamamlama, eksiği ikmâl etme.

da'z

  • Noksanlaştırmak.

evsaf-ı adiye / evsâf-ı âdiye

  • Normal, sıradan vasıflar, nitelikler.

gayr-ı kamil / gayr-ı kâmil

  • Noksan, mükemmel olmayan.

hadd-i tabii / hadd-i tabiî / حد طبيعى

  • Normal hal.

hararet-i garize / hararet-i garîze

  • Normal vücut ateşi, ısısı.

harika / hârika

  • Normalin üstünde olup hayret uyandıran şey.

hary

  • Noksan etmek, noksanlaştırmak, eksiltmek.

hıss

  • Noksan, eksik.

hummus

  • Nohut.

hur

  • Noksan, eksik.

ihcaf

  • Noksanlık, eksiklik, kusurluluk.

ıhsar

  • Noksanlaştırmak, eksiltmek.

irtivah

  • Nöbetle çalışma.

ızazat

  • Noksanlık.

kamilen / kâmilen

  • Noksansız, eksiksiz olarak. Tam olarak. Kâmil olarak. Bütünü ile. Tamamen.

kast

  • Noksan, eksik, kusur. (Farsça)

katib-i adl / kâtib-i adl

  • Noter.

kaziye-i tabiiye

  • Normal hüküm, doğal hüküm.

kemalat-ı kudsiye / kemâlât-ı kudsiye

  • Noksanlıklardan uzak mükemmellikler.

meberret

  • Nöbet şekeri.

meşmeşiye

  • Normal göze görünmeyen misalî bir âlem.

mübelliğ-i beliğ

  • Noksansız ve belâgatli bir şekilde tebliğ eden.

mücehhez

  • Noksanları tamamlanarak hazırlanmış, lüzumu olan silâh ve sair şeylerle donanmış. Cihazlanmış.

mühayee

  • Nöbetleşmek.

mukavelat muharriri

  • Noter. Kâtib-i adl.

mukrib

  • Nöbete tutulmuş at.

mümteniat-ı adiye / mümteniât-ı âdiye

  • Normalde imkânsız olan şeyler.

münasebet-i adiye / münasebet-i âdiye

  • Normal, sıradan ilişki.

münavebe / münâvebe / مُنَاوَبَه

  • Nöbetle iş görmek, nöbetleşmek.
  • Nöbetleşe iş görme.
  • Nöbetleşme.
  • Nöbetleşme.

münavebeten

  • Nöbetleşerek.
  • Nöbet ile, nöbetleşerek. Sırayla.
  • Nöbetleşe, sırayla.

müsacele

  • Nöbetleşmek.

mütenakıs / mütenâkıs

  • Noksanlaşan, azalan, miktarı azalmış olan.
  • Noksanlaşan.

nakais

  • Noksanlar, eksiklikler.

nakıs / nâkıs / ناقص

  • Noksan, eksik.
  • Noksan.

nakisa / nakîsa / نَق۪يصَه

  • Noksanlık.

nakise / nâkise

  • Noksanlık, eksiklik.

naks / نَقْصْ

  • Noksanlık, eksiklik.
  • Noksanlık.

nebat / نبات

  • Nöbet şekeri. (Farsça)

nehud

  • Nohut. (Farsça)

nekais

  • Noksanlıklar.

nevakıs

  • Noksanlar, eksikler.
  • Noksanlıklar, eksiklikler.

nevakis / nevâkis

  • Noksanlar.

nevbet

  • Nöbet, sıra. Sıra ile görülen iş.
  • Nöbet, sıra.
  • Nöbet, sıra.

niyabe

  • Nöbet.

nöbetdar / nöbetdâr

  • Nöbetçi.

nöbettar

  • Nöbetçi.

nohudi / nohudî / نخودی

  • Nohut rengi. (Farsça)

noksaniyet / noksâniyet

  • Noksanlık, eksiklik.
  • Noksanlık, eksiklik.

noksaniyetsiz

  • Noksansız, eksiksiz.

nukat / nukât / نقاط

  • Noktalar.
  • Noktalar, hususlar. (Arapça)

nümüvv-ü tabii / nümüvv-ü tabiî

  • Normal şartlar altında büyüyüp gelişme.

pasban

  • Nöbetçi, gece bekçisi, bekçi. (Farsça)

pusula / پُوصُولَه

  • Not yazılı küçük kağıt.

ra-i mühmele

  • Noktalı ze'den ayırmak için "rı" harfine verilen bir ad.

ta'cim

  • Noktalama, noktalatma.

tahşir

  • Noksan etmek, eksiltmek.

tecelli-i etemm / tecellî-i etemm

  • Noksansız tecelli, eksiksiz yansıma.

tefrit / tefrît / تَفْر۪يطْ

  • Normalin altı.
  • Normalin altında kalma.

tenakus

  • Noksanlaşmak. Azalmak. Eksilmek.

tenavüb

  • Nöbetleşme. Nöbet ile çalışma. Münâvebe.

tenayüb

  • Nöbetleşmek.

tenezzehe

  • Noksan sıfatlardan uzak (meâlinde Allah C.C. için söylenen duâdandır.)

tenkıs

  • Noksanlaştırma.

tenkis / tenkîs / تَنْق۪يصْ

  • Noksanlaştırmak. Azaltmak. İndirmek.
  • Noksan gösterme, değerini düşürme.
  • Noksânlıkla suçlama.

tenkit

  • Noktalamak. Yazıda nokta, virgül gibi işaretler koymak.

tevakun

  • Noksan etmek, eksiltmek.

veks

  • Noksan etmek, eksiltmek.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın