REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te nihayetsiz ifadesini içeren 43 kelime bulundu...

acz-i mutlak / عَجْزِ مُطْلَقْ

  • Nihâyetsiz güçsüzlük.

adalet-i mutlaka / adâlet-i mutlaka / عَدَالَتِ مُطْلَقَه

  • Nihâyetsiz, kusursuz adâlet.

ayat-ı binihaye / âyât-ı bînihâye

  • Nihayetsiz âyetler, sonsuz deliller.

bi-hasıl / bî-hasıl

  • Ebedî, sonsuz, nihayetsiz, bâki. (Farsça)
  • Verimsiz, faydasız. (Farsça)

bi-intiha / bî-intiha

  • Sonsuz, nihâyetsiz. (Farsça)

bi-nihaye / bî-nihaye

  • Sonsuz, nihayetsiz, ebedi, bâki, tükenmez. (Farsça)

binihaye / bînihâye

  • Nihâyetsiz, sonsuz.

cemal-i mutlak / cemâl-i mutlak / جَمَالِ مُطْلَقْ

  • Nihâyetsiz güzellik.

cemil-i zülcelal / cemîl-i zülcelâl / جَم۪يلِ ذُوالْجَلَالْ

  • Nihâyetsiz güzellik ve haşmet sâhibi olan (Allah).

cenab-ı kadir-i mutlak / cenâb-ı kadir-i mutlak

  • Nihayetsiz kuvvet ve kudret sahibi, şeref ve azamet sahibi olan Cenâb-ı Allah.

fakr-ı mutlak

  • Mutlak fakirlik. Mü'min bir kulun Cenâb-ı Hakka karşı mutlak muhtaç halde olduğunu bilişi. Nihayetsiz muhtaç olduğu Allaha (C.C.) ve emirlerine tam teslimiyyetle sığınması hâleti.

feza-yı ıtlak / fezâ-yı ıtlâk

  • Hudutsuz gökyüzü. Nihayetsiz feza.

ganiyy-i alel'ıtlak / ganiyy-i alel'ıtlâk / غَنِيِّ عَلَي الْاِطْلَاقْ

  • Nihayetsiz zenginlik sâhibi olan (Allah).

ganiyy-i mutlak / غَنِيِّ مُطْلَقْ

  • Nihâyetsiz zenginlik sâhibi olan (Allah).

gayetsiz / غَايَتْسِزْ

  • Nihayetsiz, sonsuz.
  • Nihayetsiz, pek çok.

gına-yı mutlak / غِنَايِ مُطْلَقْ

  • Nihayetsiz zenginlik.

hakem / حَكَمْ

  • Nihâyetsiz hikmet ve hüküm sâhibi (Allah).

hakim-i mutlak / hâkim-i mutlak / حاَكِمِ مُطْلَقْ / hakîm-i mutlak / حَك۪يمِ مُطْلَقْ

  • Nihayetsiz hüküm sâhibi (Allah).
  • Nihayetsiz hikmet sâhibi (Allah).

hamd-i binihaye / hamd-i bînihaye

  • Nihayetsiz hamd, sonsuz şükür.

ile-l-ebed

  • Ebede kadar. Nihayetsiz.

ism-i kadir / ism-i kadîr / اِسْمِ قَدِيرْ

  • Nihâyetsiz kudret sâhibi (Allah)'ın ismi.

izzet-i ilahiye / izzet-i ilâhiye

  • Cenab-ı Hakkın nihâyetsiz izzeti, şeref ve yüceliği.

kadir / kadîr

  • Mukaddir. Muktedir. Kudreti mutlak olan ve her hususa muktedir olan. Nihayetsiz kudret sahibi. (Allah C.C.)

kādir / قَادِرْ

  • Nihâyetsiz kudret sâhibi (Allah).

kadir / kadîr / قَدِيرْ

  • Nihâyetsiz kudret sâhibi (Allah).

kadir-i ezeli / kadîr-i ezelî / قَد۪يرِ اَزَل۪ي

  • Başlangıcı olmayan nihâyetsiz kudret sâhibi (Allah).

kadir-i hakim / kadîr-i hakîm / قَد۪يرِ حَك۪يمْ

  • Nihâyetsiz kudret sâhibi ve her işi hikmetli olan (Allah).

kadir-i mutlak / kadîr-i mutlak / قَد۪يرِ مُطْلَقْ

  • Nihâyetsiz kudret sâhibi (Allah).

kadir-i rahim / kadîr-i rahîm / قَد۪يرِ رَح۪يمْ

  • Nihâyetsiz kudret ve rahmet sâhibi (Allah).

kadir-i zülcelal / kadîr-i zülcelâl / قَد۪يرِ ذُو الْجَلَالْ

  • Nihâyetsiz kudret ve haşmet sâhibi (Allah).

kerim-i mutlak / kerîm-i mutlak / كَر۪يمِ مُطْلَقْ

  • Nihayetsiz ikrâm edici (Allah).

kubh-u mutlak / قُبُحُ مُطْلَقْ

  • Nihâyetsiz çirkinlik.

kudret-i mutlaka / قُدْرَتِ مُطْلَقَه

  • Nihâyetsiz kudret.

latenahi

  • Nihayetsiz. Sonsuz. Bitip tükenmeyen.

layetenahi / lâyetenahî

  • Sonsuz. Nihayetsiz.

layetenahiyet / lâyetenahiyet

  • Lâyetenahilik, sonsuzluk, nihayetsizlik.

ma'bud-u cemil-i zülcelal / ma'bûd-u cemîl-i zülcelâl / مَعْبُودُ جَمِيلِ ذُوالْجَلَالْ

  • İbâdete yegane lâyık, nihâyetsiz güzellik ve haşmet sâhibi olan (Allah).

malanihaye

  • Sonsuz, nihâyetsiz. Uçsuz bucaksız.

na-mütenahi

  • Sonsuz, ucu bucağı olmayan. Nihâyetsiz. (Farsça)

rahim-i mutlak / rahîm-i mutlak / رَح۪يمِ مُطْلَقْ

  • Nihâyetsiz rahmet edici (Allah).

şekavet-i dünyeviye

  • Dünyanın nihayetsiz belâ, sıkıntı ve ıztırabı.

suhulet-i mutlaka / suhûlet-i mutlaka / سُهُولَتِ مُطْلَقَه

  • Nihâyetsiz kolaylık.

vüs'at mutlaka / وُسْعَتِ مُطْلَقَه

  • Nihâyetsiz genişlik.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın