Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
nakletmek
ifadesini içeren
16
kelime bulundu...
celb-i suret ve savt
Görüntü ve sesi nakletmek.
ev-kema kal
Söylediği gibi. Söylendiği gibi.
Hadis-i Şerifi lâfzı ile aynen nakletmekte bir hata olmuşsa, mes'uliyetten kurtulmak için bu kelâm söylenir. "Bu naklettiğim hadisin metninde yanlışım varsa Peygamber (A.S.M.) aslında nasıl söylemiş ise aynen onu kastediyorum" demektir.
intikal
Bir yerden bir yere nakletmek. Tebdil-i mekân etmek.
Göçmek, geçmek.
Sirâyet. Bulaşmak.
Bir şeyin miras olarak kalması.
Bir mes'eleden diğer bir hususu veya neticeyi anlamak.
istitrad
Edb: Bir söz söylerken o fıkra içinde başka bir bahis nakletmek.
münaseha
Bir şeyi diğerine nakletmek.
Döndürmek.
Tebdil etmek, değiştirmek.
Huk: Bir vârisin, kendine bırakılan mirası alamadan ölmesi.
nakl / نقل
Nakil, anlatma.
(Arapça)
Taşıma.
(Arapça)
Nakletmek:
(Arapça)
Anlatmak.
(Arapça)
Taşımak.
(Arapça)
Nakledilmek:
(Arapça)
Anlatılmak.
(Arapça)
Taşınmak.
(Arapça)
naks
Nakletmek.
İfsad etmek, bozmak.
Evmek. Acele etmek.
Kimseye lâkap takmak.
Ayıplamak.
Kilise çanını çalmak. Çan çalmak, çana vurmak.
nefy
Sürgün etmek. Birisini kendi rızası olmadan, bir yerden başka bir yere nakletmek, sürmek.
Gr: Bir şeyin olmadığını ifade eden (olumsuzluk) edatı. Müsbetin zıddı, menfi olan. Bir şeyin yokluğunu veya olmadığını iddia.
nesh
Ist: Şer'i bir hükmü yine şer'i bir emirle kaldırmaktır. (İtikada ait olan ve zamanla değişmeyen hükümlerde nesih olmaz, bunlar sabit birer hakikattırlar.)
Bir şeyin aynını kopya etmek, aynını çoğaltmak.
İbtal etmek, hükümsüz bırakmak, değiştirmek.
Nakletmek, kaldırma
neva
Bir yerden bir yere nakletmek.
Hıfzetmek, korumak.
Sohbet etmek.
rivayet / rivâyet
Bir şeyi haber vermek veya haber verilen şey.
Nakletmek, bildirmek.
ta'rib
Bir kimseden söz nakletmek.
Çirkin etmek.
Arabî olmayan kelimeyi arabi lügatına nakletmek.
te'vilat / te'vilât
(Tekili: Te'vil) Te'viller. Zâhiren yakın mâna ve delil nakletmek sebebiyle başka mâna vermeler.
tenezzül
(Çoğulu: Tenezzülât) İnme, düşme. Aşağılama.
Gönül alçaklığı. Karşısındakinin seviyesine göre tevâzu ile konuşmak.
Yavaş yavaş inmek. Mekânını yukarıdan aşağıya nakletmek.
tenkil
Mübâlağa ile nakletmek.
üsre
Seleften gelen şan şeref.
Söz veya hadis nakletmek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
helc
Uşşâk
Ehval-i Muhavvıfane
SERGERDAN
neş'e
Letafet-i ta
Safa-ender
tecnis
hevamm
iptida
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
nakletmek
Serş
musarra
müzi
Yanık
Psiko
muhamme
tebs
muhsenat
gidi