Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
nüfuz
ifadesini içeren
36
kelime bulundu...
bazudiraz / bâzudirâz
Kolu uzun olan.
(Farsça)
Nüfuzlu, sözü geçer.
(Farsça)
Müdahaleci.
(Farsça)
Zâlim, zulmeden.
(Farsça)
dahl
Karışma, girme.
Nüfuz, te'sir.
Vâridat.
İrâd. İtiraz, ta'riz.
Ayıp, töhmet.
divan
Eskiden yaşamış şâirlerin şiirlerinin toplandığı kitap.
Büyük meclis. Büyük ve idâre işlerine bakan bilgili, nüfuzlu kimselerin toplandıkları yer.
eimme-i ehl-i beyt
Ehl-i Beyt'ten yetişen, saltanata bilfiil girmeyen ve karışmayan en salâhiyetli, mânevi nüfuz ve ilim ve riyaset sahibi imamlar.
enfez
En nüfuzlu, daha tesirli.
erk
Kuvvet, kudret, güç, iktidar, nüfuz.
eyyam
(Tekili: Yevm) Devirler. Günler.
Güç, iktidar, nüfuz.
fahim
(Fahm. dan) İtibâr ve nüfuz sâhibi olan, büyük zât.
fahimane / fahimâne
İtibar ve nüfuz sahibi kimseye yakışır şekilde, fahim olana yakışacak surette.
(Farsça)
fer-i devlet
Devletin kuvveti, devletin nüfuzu.
fiham
(Tekili: Fahîm ve fahm) İtibar ve nüfuz sahibi kişiler, ulu kimseler.
hükm
(Hüküm) Karar. Emir. Kuvvet. Hâkimlik. Amirlik.
İrade. Kumanda. Nüfuz.
Kadılık etmek.
Tesir. Cari olmak.
Makam.
Bir dâvanın veya bir meselenin tedkik edilmesinden sonra varılan karar.
Man: Fikirler ve tasavvurlar arasındaki râbıtayı tasdik veya
hulul / hulûl
İlâhî sıfatların mahlûklar ile bütünleştiği onlara nüfuz ettiği esasına dayalı bâtıl bir görüş.
imam-ı ali naki
(Hi: 212-254) Eimme-i İsnâ Aşer'den onuncu zât olup, manevi büyük nüfuz ve takva sahibi, ehl-i kemal bir zâttır. Ali İbn-i Muhammed Hâdi diye de bilinir. (R.A.)
imam-ı ca'fer-i sadık / imam-ı ca'fer-i sâdık
(Hi: 83-148) Hazret-i Ali'nin (R.A.) torununun torunudur. Medine-i Münevvere'de yaşamıştır. Annesi, Hazret-i Ebu Bekir'in soyundandır. Mânevi nüfuzu çok ileri idi, dine büyük hizmetleri görüldü. Demiştir ki: "Kim nefsi için nefsi ile mücâhede ederse, keramete kavuşur, kim de Allah için nefsi ile müc
irade-i nafize / irade-i nâfize
Her yere ve her şeye tesir ve nüfuz eden İlâhî irade.
karger / kârger
İş yapan, işleyen.
(Farsça)
Etki yapan, tesir eden, nüfuzlu.
(Farsça)
mekin / mekîn
Yüksek rütbe sâhibi. Vakarlı. Temkinli. Nüfuz ve iktidar sahibi.
Yerleşmiş. Oturmuş. Sâkin, Muhkem.
menafiz
(Tekili: Menfez) Delikler. Menfezler.
Nüfuz edecek yerler.
menfez / منفذ
Nüfuz edecek delik, pencere. Delik. Ağız. Yarık. Girilecek yer.
Nüfuz etme yeri, delik, yarık, giriş veya çıkış yolu.
(Arapça)
merk
Kokmuş deri.
Derinin yününü yolmak.
Kazımak.
Nüfuz etmek, içine işlemek.
mezir
Zarif kimse.
Katı kalbli ve cesur.
İşlerinde nüfuzlu olan.
müteneffiz
Nüfuz sahibi, sözü geçer olan. İtibarı cari bulunan.
Zorlu nüfuz sahibi olan.
müteneffizan / müteneffizân / متنفذان
(Tekili: Müteneffiz) Nüfuzlu ve hatırı sayılır kimseler. Sözü dinlenir kişiler.
(Farsça)
Etkili kişiler, nüfuz sahipleri, sözü geçenler.
(Arapça - Farsça)
nafiz / nâfiz / نافذ
İçe işleyen. Delip geçen. İçeri giren.
Sözü geçen, kendine itaat edilen. Te'sirli, nüfuzlu.
Nüfuz eden, içe işleyen.
Etkileyici, nüfuz edici, işleyici.
(Arapça)
nazar-ı dekaik-aşina / nazar-ı dekaik-âşinâ
İnceliklere nüfuz eden bakış.
nüfuz / نفوذ
Etki etme, işleme.
(Arapça)
Etki gücü.
(Arapça)
Nüfuz etmek:
İşlemek, etki etmek.
(Arapça)
ruhaniyun / rûhâniyun
Gayb âlemine nüfuz eden nurânî ve ruhânî kimseler.
ruhaniyyun
(Tekili: Ruhanî) Ruh âlemine mensub olanlar. Âlem-i gayba nüfuz eden çok nuraniyet kazanmış zâtlar.
rükn
Direk. Esas.
Kuvvet.
Bir şeyin en fazla sağlam olan tarafı veya köşesi veya temeli.
Bir cemaatin ileri gelenlerinden olan.
Nüfuzlu, kuvvetli ve ehemmiyetli kimse.
sakif
Nüfuz eden, sözünü dinletip geçiren.
sard
Nüfuz etmek, sözü geçer olmak.
Katıksız, saf, hâlis.
Soğuk.
tecevvüf
İçi boş olma, kovuk olma.
İçine işleme. Nüfuz eyleme.
tedahul
İçine girme, nüfuz etme.
teneffüz
(Nefz. den) Nüfuz sahibi ve sözü geçer olma.
yed-i tula / yed-i tulâ
En uzun el.
Geniş nüfuz.
Tam, çok geniş ilim ve ihtisas.
Büyük kudret.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Bürhan
ilama
ye's
ibram
ihtiyat akçesi
almen
luhu
müfredat
izale
ifsadat-ı azime
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
nüfuz
Uşan
yank
hol
Güneş
edebiyat
bilgisizler
gösteriş
Dair
mutlul