REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te muhter ifadesini içeren 29 kelime bulundu...

abdullah

  • Allah'ın kulu.
  • Bu isim Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın mübarek ve şerefli isimlerindendir. Çünkü, Allah'a itaat ve ibadette, kulluk yapmada devamlı ve en ileride olup bütün ömürlerinde Cenab-ı Hakka maddi manevi bütün hâlâtında itaatttan ayrılmamıştır (A.S.M.). Hem muhterem ba

bab

  • Evlat sahibi erkek. Ata, ecdat. (Farsça)
  • Gemi halatlarının bağlandığı yer. (Farsça)
  • İnşaatta ağırlıkların bindirildiği direk. (Farsça)
  • Mânevi rehber, şeyh. (Farsça)
  • Bektaşi şeyhi. (Farsça)
  • Hayırhah ve muhterem. (Farsça)
  • Daha çok zencilerde olan bir hastalık cinsi.Aile reisi babadır. Babanın hayatt (Farsça)

becil

  • Büyük, itibarlı, muhterem, hatırı sayılan kimse.
  • Şişman.

bişkuh

  • İktidarlı. Kuvvet sahibi. Muhterem ve saygıdeğer kimse. (Farsça)

efahim

  • (Tekili: Efhâm) Büyük zatlar. Pek büyük, muhterem kimseler.

ercmendi / ercmendî

  • Haysiyetli, şerefli, itibarlı, muhterem. (Farsça)

ercümend

  • Muhterem, şerefli. Muazzez. (Farsça)

ezvac-ı tahirat / ezvac-ı tâhirat

  • Hz. Peygamber Efendimizin (A.S.M.) ismetli ve iffetli, pâk zevce-i muhteremeleri (R.A.) "Mü'minlerin anneleri" diye bilinen ve Peygamberimize (A.S.M.) âilelik etmek şerefine ermiş mübârek hanımlar.

girami / giramî

  • Muhterem, aziz, hürmete değer. (Farsça)
  • Ulu, büyük. (Farsça)

hasib / hasîb

  • Muhterem, itibarlı, değerli ve soyu temiz kimse. şahsi meziyet sâhibi insan.
  • Muhâsebeci.

havass

  • Hasseler, duyular.
  • Muhterem ve seçkin kişiler.

havva

  • Hz. Adem'in (A.S.) muhterem zevcesi, eşi.
  • Rengi esmere mâil kadın.
  • Yalancı, kezzab.

izzet

  • Bir kimse zelil iken kavi ve kudret sahibi olmak. Ziyâdelik ve üstünlük.
  • Değer, kıymet. Kuvvet. Muhterem ve mu'teber olmak.
  • Bulunmaz derecede az olan şey.

kerim

  • Her şeyin iyisi, faydalısı. Kerem ile muttasıf olan, ihsan ve inayet sâhibi. Şerefli ve izzetli. Muhterem, cömert, müsamahakâr. (Kur'an-ı Kerim tâbirindeki kerim; muazzez, mükerrem mânâsınadır. Kur'an-ı Kerim'de bu kelime 27 defa geçer ve ancak iki defa Cenab-ı Hak hakkında kullanılmıştır.)

muazzez

  • Çok aziz. Muhterem. Çok sevgili, kıymettâr, izzetlendirilmiş.

mübeccel

  • Yüceltilmiş, muhterem, azîz, büyük saygı gösterilen.
  • Muhterem. Azizlenmiş. Yüceltilen, yükseltilen. Büyük saygı gösterilmiş.

müellif-i muhterem

  • Muhterem, saygıdeğer yazar.

müfehham

  • (Müfahham) Muhterem. Hürmete lâyık. Tazim edilmiş olan.

muhterib

  • (Çoğulu: Muhteribin) (Harb. den) Savaşan, harbeden, muhârib.

muhteribin / muhteribîn

  • (Tekili: Muhterib) Harbedenler, savaşanlar, muhâribler.

muhterife

  • (Bak: MUHTERİF)

muhterik

  • Muhterik olmak: Yanmak.

muhteris

  • (Muhteriz) Sakınan. Çekinen. Çekingen.

mükerrem

  • Hürmet ve tâzim edilen. İkram olunmuş. Muhterem. Kerim olan. (İnsan fıtraten mükerrem olduğundan, hakkı arıyor. Bazan batıl eline gelir, Hak zannederek koynunda saklar. Hakikatı kazarken, ihtiyarsız, dalâlet başına düşer; hakikat zannederek kafasına giydiriyor. Mek.)
  • Muhterem, azîz, saygı değer.

reis-i muhterem

  • Muhterem, saygıdeğer başkan.

tac-ı ser

  • Baş tacı.
  • Mc: Çok sevilip itibar edilen şey veya kimse. Muhterem, aziz.

üstad-ı muazzez

  • Çok azîz, muhterem Üstad.

zevat-ı kiram

  • Muhterem ve değerli zâtlar, büyük şahsiyetler.

zevcat-ı tahirat / zevcât-ı tâhirât

  • Peygamber efendimizin iffetli, pâk, muhterem zevceleri. Mü'minlerin anneleri.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın