Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
muallim
ifadesini içeren
19
kelime bulundu...
amuhte-gah / amuhte-gâh
Muallimler, öğretmenler.
(Farsça)
amuzende
Talebe, öğrenci.
(Farsça)
Muallim, öğretmen. Öğreten.
(Farsça)
amuzkar / amuzkâr
(Amuzgâr) Muallim. Öğretici.
(Farsça)
amuzkari / amuzkârî
(Amuzgârî) Öğretmenlik, öğreticilik, muallimlik.
ders
Tenbih, tâlimat, vazife. Bir şeyi öğrenmek için muallim veya o işi iyi bilen birisinden azar azar alınan vazife.
Akıl.
farabi / farabî
(Mi: 870-950) Aristo felsefesinin İslâm âleminde yayılmasına yol açmış bir filozoftur. Aristo'dan sonra gelen mânasına, kendisine Muallim-i Sâni nâmı verilmiştir. Eserlerinin İbn-i Sina üzerinde büyük te'siri vardır. "Kanun" denilen bir çalgı âletinin mucididir. Asıl adı Ebu Nâsır Muhammed'dir.
hace / hâce
Hoca, efendi, sâhib, muallim, âile reisi.
(Farsça)
hendesehane-i bahri / hendesehane-i bahrî
Bahriye Mektebinin ilk adıdır. Abdülhamid zamanında miladi 1773 yılında Cezayirli Hasan Paşa'nın teşebbüsüyle Tersane içinde açılmıştır. Okulun ilk baş muallimi, Türk riyaziyecisi Gelenbevi İsmail Efendi'dir.Şimdiki ismiyle "Gemi İnşa Mühendisliği" olan Bahriye Mektebi, 1795 senesinde daha muntazam
hıred-amuz / hıred-âmuz
Öğreten, öğretici, muallim.
hired-amuz
Öğretmen, muallim.
(Farsça)
hoca
Muallim. Efendi. Muteber ve büyük zât.
(Farsça)
iz
"Hem, vakt, yevm, hîn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır. Meselâ: Hîneizin: O vakit ki. Yevmeizin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
Mâzi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İzküntü muallimen: Muallim olduğum zaman mânasına geliyor. (iz) Yazılmasa mânası, muallim idim olur
muallimin / muallimîn
Muallimler. Hocalar, ta'lim edenler, öğretenler.
müderris
Ders veren. Ders okutan. Muallim. İlim talebelerine ders veren. Ders vermeğe izinli ve salâhiyetli olan kimse. Profesör.
müderrisin / müderrisîn
(Tekili: Müderrisûn) (Müderris) Müderrisler. Muallimler. Profesörler.
muid / muîd
Yardımcı. Mubassır.
Dersi iade eden, tekrar ettiren. Muallim yardımcısı.
Geri çevirtici.
Bir şeyi âdet edinmiş olan.
Tecrübeli. Hâzık.
Güçlü. Kuvvetli.
Arslan.
Gazâ ve cihad eden kimse.
naci
Kurtulan. Necat bulan.
(Mi: 1849-1892) Muallim Naci diye meşhur olan bir İstanbul'lu şâir. Lügat-ı Naci'yi "Fetva" kelimesine kadar hazırlamıştır.
üstad / üstâd
(Üstaz) İlim veya san'atta üstün olan kimse. Usta, san'atkâr. Muallim, profesör. Bilgide veya san'atta veya amelde meharetli zât.
İlimde ve sanatta üstün olan kimse, büyük muallim.
Muallim, öğretici, rehber.
üstad-ı a'zam
En büyük üstad. Muallimlerin en üstünü ve reisi olan.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
ram olmak
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
-Rah
agvas
salis
kürsi
mukteza-yı hale mutabakat
giran-maye
gaybiyat
ferd-i ferid
rububiyet-i ilah
harf-i cer
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
muallim
DERTLER
Ko
Beyitler
Çeviri
veda etme
lügati
Farsça
harf-i cer
sade