Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
mezar
ifadesini içeren
101
kelime bulundu...
aramgah / ârâmgâh / آرامگاه
Dinlenme yeri.
(Farsça)
Mezar.
(Farsça)
aramgah-ı ebedi / ârâmgâh-ı ebedî
Ebedi olarak dinlenilecek yer, sonsuz olarak istirahat edilen yer, mezar.
cebban
Sahrâ. Bayram namazını kılacak yer.
Mezarlık.
cedef
(Çoğulu: Ecdâf) Makbere, kabir, mezar.
Yemen diyarından gelir bir otun adı. (Bir kimse bu otu yese su içmeye muhtaç olmaz.)
cedes
Kabir, mezar.
cenen
Mezar, kabir.
cüfre
Bir şeyin ortası. Mezar.
Boşluk. Çukur.
Göğsün içerisi. Sadır.
dahme / ضخمه
Mezar, kabir. türbe.
(Farsça)
Donanma geceleri atılan hava fişeği.
(Farsça)
Mezar.
(Farsça)
Mezarlık.
(Farsça)
Lahit.
(Farsça)
darih
Kabir. Mezar.
defn
Gömmek, gömülmek. Cenazenin mezara gömülmesi.
ebedgah / ebedgâh
Kabir, mezar.
(Farsça)
ebedhane
Kabir, mezar.
(Farsça)
ecdas
(Tekili: Cedes) Kabirler. Mezarlar.
ehram
Mısır'da Firavunların piramit şeklindeki mezarları.
Mısır'daki Firavunların piramit şeklindeki mezarları.
Firavun mezarı.
fercam-gah / fercam-gâh
Son mekân, âkibet yeri.
(Farsça)
Mc: Kabir, mezar.
(Farsça)
fina / finâ
Şehir kenarı, büyük mezarlıklar (fabrika, mektep, kışlalar) ve kasabadakilerin harman yapmak, hayvan koşturmak, eğlenmek için devamlı kullandıkları yerler.
gur / gûr / گور
Kabir, mezar.
Meşhur pehlivan Rüstem-i İraninin lâkabı.
Yaban eşeği.
Mezar.
(Farsça)
Yaban eşeği.
(Farsça)
gur-ken
Mezarcı, mezar kazan.
(Farsça)
guristan / gûristân / گورستان
Mezarlık, türbe. Kabristan.
(Farsça)
Mezarlık.
(Farsça)
gurken / gûrken / گوركن
Mezarcı.
(Farsça)
hafir / hafîr / حفير
Kazılmış yer. Çukur. Mezar.
Çukur.
(Arapça)
Mezar.
(Arapça)
hafir-i kabr / hâfir-i kabr
Mezar kazan, mezarcı.
hak-i mezar / hâk-i mezar
Mezar toprağı.
hazair
(Tekili: Hazire) Duvar veya çitle çevrilmiş ağıl.
Etrafı duvarla çevrili olan mezarlıklar.
hazire / hazîre / حظيره
Etrafında duvar veya çit bulunan ağıl, bahçe.
Mezarlık.
Etrafı çevrili yer (mezarlık vs.)
(Arapça)
herem
Kocamak, yaşlanmak, ihtiyar olmak.
Mısır'da firavunlar zamanından kalmış piramit şeklindeki mezarların beheri.
Geo: Mahrutî şekil, piramit.
hortlak
Bazıların hakikatsız ve batıl inanışına göre mezarda dirilip geceleri çıkarak dolaştığı tevehhüm edilen ölü. Cadı, vampir.
ikbar
Kabre koyma, mezara koyma veya konulma.
kabir / قبر
Mezar.
Mezar, ölünün gömüldüğü yer.
Mezar.
Mezar.
(Arapça)
kabr / قبر
(Kabir) Mezar. Merkad. Ölünün toprağa gömüldüğü yer.
Ölen insanın defnedilmesi, gömülmesi için kazılan yer, mezar.
Kabir, mezar.
Mezar kabir.
(Arapça)
kabr ziyareti / kabr ziyâreti
Ölümü ve âhireti hatırlayıp ibret almak, mezarlıkta medfûn (gömülü) olanlara duâ etmek ve Kur'ân-ı kerîm okumak ve velî olan ölülerin rûhlarından istifâde etmek maksadıyla bir kabre veya mezarlığa gitmek.
kabr-i ekber
Çok büyük mezar.
kabr-i hamuş / kabr-i hâmuş
Sessiz mezar.
kabr-i muhammedi / kabr-i muhammedî
Hz. Muhammed'in (a.s.m.) mezar-ı şerifleri.
kabr-i peygamberi / kabr-i peygamberî
Hz. Muhammed'in (a.s.m.) mezarı.
kabr-i şerif
Şerefli, değerli kabir, mezar.
kabr-i vahşet
Vahşet kabri; yabanilik, vahşilik mezarı.
kabristan / kabristân / قبرستان
Mezarlık.
Mezarlık.
(Farsça)
Mezarlık.
Mezarlık, ölülerin gömüldüğü yer.
Mezarlık.
(Arapça - Farsça)
kitabe / kitâbe / كتابه
Kabartılarak veya oyularak sert levhalar üzerine yazılan yazı. Levha olarak yazılan manzum olmayan nesir halinde levha yazma ilmi.
Mezartaşı yazısı.
Mezar taşı yazısı.
(Arapça)
Yazıt.
(Arapça)
kitabe-i seng-i mezar
Mezar taşı yazısı.
kubur / kubûr / قبور
(Tekili: Kabr) Kabirler, mezarlar, türbeler.
Kabirler, mezarlar.
Mezarlar, kabirler.
Kabirler, mezârlar.
Kabirler, mezarlar.
Mezarlar.
(Arapça)
kurabe / kûrabe
Kubbeli mezar, türbe.
(Farsça)
kut'ül amare / kut-ül amare / كوتول امار
Kut'ül Amare ne demektir?
Yeni kurulan Osmanlı 6. Ordusu'nun Komutanlığı'na atanarak 5 Aralık'ta Bağdat'a varan Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa'nın emriyle Irak ve Havalisi Komutanı Miralay (Albay) 'Sakallı' Nurettin Bey'in birlikleri 27 Aralık'ta Kut'u kuşattı. İngilizler Kut'u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki kolorduyla hücuma geçti ancak, 6 Ocak 1916 tarihli Şeyh Saad Muharebesi'nde 4.000 askerini kaybederek geri çekildi. Bu muharebede 9. Kolordu Komutanı Miralay 'Sakallı' Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa'nın kendisinden bir yaş küçük olan amcası Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.
İngiliz Ordusu, 13 Ocak 1916 tarihli Vadi Muharebesi'nde 1.600, 21 Ocak Hannah Muharebesi'nde 2.700 askeri kaybederek geri püskürtüldü. İngilizler mart başında tekrar taarruza geçti. 8 Mart 1916'da Sabis mevkiinde Miralay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu'ya hücum ettilerse de 3.500 asker kaybederek geri çekildiler. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledilerek yerine General Gorringe getirildi.
Kut'ül Amare zaferinin önemi
Kût (kef ile) veya 1939’dan evvelki ismiyle Kûtülamâre, Irak’ta Dicle kenarında 375 bin nüfuslu bir şehir. Herkes onu, I. Cihan Harbinde İngilizlerle Türkler arasında cereyan eden muharebelerden tanır. Irak cephesindeki bu muharebeler, Çanakkale ile beraber Cihan Harbi’nde Türk tarafının yüz akı sayılır. Her ikisinde de güçlü düşmana karşı emsalsiz bir muvaffakiyet elde edilmiştir.
28 Nisan 1916’da General Townshend (1861-1924) kumandasındaki 13 bin kişilik İngiliz ve Hind askerlerinden müteşekkil tümenin bakiyesi, 143 günlük bir muhasaradan sonra Türklere teslim oldu. 7 ay evvel parlak bir şekilde başlayan Irak seferi, Basra’nın fethiyle ümit vermişti. Gereken destek verilmeden, tecrübeli asker Townshend’den Bağdad’a hücum etmesi istendi.
Bağdad Fatihi olmayı umarken, 888 km. yürüdükten sonra 25 Kasım 1915’de Bağdad’a 2 gün mesafede Selmanpak’da miralay Nureddin Bey kumandasındaki Türk ordusuna yenilip müstahkem kalesi bulunan Kût’a geri çekildi. 2-3 hafta sonra takviye geleceğini umuyordu. Büyük bir hata yaparak, şehirdeki 6000 Arabı dışarı çıkarmadı. Hem bunları beslemek zorunda kaldı; hem de bunlar Türklere casusluk yaptı.
Kût'a tramvayla asker sevkiyatı
İş uzayınca, 6. ordu kumandanı Mareşal Goltz, Nureddin Bey’in yerine Enver Paşa’nın 2 yaş küçük amcası Halil Paşa’yı tayin etti. Kût’u kurtarmak için Aligarbi’de tahkimat yapan General Aylmer üzerine yürüdü. Aylmer önce nisbî üstünlük kazandıysa da, taarruzu 9 Mart’ta Kût’un 10 km yakınında Ali İhsan Bey tarafından püskürtüldü.
Zamanla Kût’ta kıtlık baş gösterdi. Hergün vasati 8 İngiliz ve 28 Hindli ölüyordu. Hindliler, at eti yemeği reddediyordu. Hindistan’daki din adamlarından bunun için cevaz alındı. İngilizler şehri kurtarmak için büyük bir taarruza daha geçtiler. 22 Nisan’da bu da püskürtüldü. Kurtarma ümidi kırıldı. Goltz Paşa tifüsten öldü, Halil Paşa yerine geçti. Townshend, serbestçe Hindistan’a gitmesine izin verilmesi mukabilinde 1 milyon sterlin teklif etti. Reddedilince, cephaneliği yok ederek 281 subay ve 13 bin askerle teslim oldu. Kendisine hürmetkâr davranıldı. Adı ‘Lüks Esir’e çıktı. İstanbul’a gönderildi. Sonradan kendisine sahip çıkmayan memleketine küskün olarak ömrünü tamamladı.
Böylece Kûtülamâre’de 3 muharebe olmuştur. İngilizlerin kaybı, esirlerle beraber 40 bin; Türklerinki 24 bindir. Amerikan istiklâl harbinde bile 7000 esir veren İngiltere, bu hezimete çok içerledi. Az zaman sonra Bağdad’ı, ardından da Musul’u ele geçirip, kayıpları telafi ettiler. Kût zaferi, bunu bir sene geciktirmekten öte işe yaramadı.
Bu harbin kahramanlarından biri Halil Paşa, Enver Paşa’nın amcası olduğu için; diğer ikisi Nureddin ve Ali İhsan Paşalar ise cumhuriyet devrinde iktidar ile ters düştüğü için yakın tarih hafızasından ustaca silindi. 12 Eylül darbesinden sonra Ankara’da yaptırılan devlet mezarlığına da gömülmeyen yalnız bunlardır.
Binlerce insanın kaybedildiği savaş iyi bir şey değil. Bir savaşın yıldönümünün kutlanması ne kadar doğru, bu bir yana, Türk-İslâm tarihinde dönüm noktası olan çığır açmış nice hâdise ve zafer varken, önce Çanakkale, ardından da bir Kûtülamâre efsanesi inşa edilmesi dikkate değer. Kahramanları, yeni rejime muhalif olduğu için, Kûtülamâre yıllarca pek hatırlanmadı. Gerçi her ikisi de sonu ağır mağlubiyetle biten bir maçın, başındaki iki güzel gol gibidir; skora tesiri yoktur. Hüküm neticeye göre verilir sözü meşhurdur. Buna şaşılmaz, biz bir lokal harbden onlarca bayram, yüzlerce kurtuluş günü çıkarmış bir milletiz.
Neden böyle? Çünki bu ikisi, İttihatçıların yegâne zaferidir. Modernizmin tasavvur inşası böyle oluyor. Dini, hatta mezhebi kendi inşa edip, insanlara doğrusu budur dediği gibi; tarihi de kendisi tayin eder. Zihinlerde inşa edilen Yeni Osmanlı da, 1908 sonrasına aittir. İttihatçıların felâket yıllarını, gençlere ‘Osmanlı’ olarak sunar. Bu devrin okumuş yazmış takımı, itikadına bakılmadan, münevver, din âlimi olarak lanse eder. Böylece öncesi kolayca unutulur, unutturulur.
Müşir İbrahim Edhem Paşa’nın oğlu Sakallı Nureddin Paşa (1873-1932), sert bir askerdi. Irak’ta paşa oldu. Temmuz 1920’de Ankara’ya katıldı. Fakat karakterini bilen M. Kemal Paşa, kendisine aktif vazife vermek istemedi. Merkez kumandanı iken Samsun’daki Rumları iç mıntıkalara sürgün ettiği esnada çocuk, ihtiyar, kadın demeden katliâma uğramasına göz yumdu. Bu, milletlerarası mesele oldu. Yunanlılar, bu sebeple Samsun’u bombaladı. Nureddin Paşa azledildi; M. Kemal sayesinde muhakemeden kurtuldu. Sonradan Kürtlerin de iç kısımlara göçürülmesini müdafaa edecektir. Batı cephesinde, kendisinden kıdemsiz İsmet Bey’in maiyetinde vazife kabul etti. İzmir’e girdi. Bazı kaynaklarda İzmir’i ateşe verdiği yazar. I. ordu kumandanı olarak bulunduğu İzmit’te, Sultan Vahîdeddin’in maarif ve dahiliye vekili gazeteci Ali Kemal Bey’i, sivil giydirdiği askerlere linç ettirdi; padişaha da aynısını yapacağını söyledi. Ayağına ip takılarak yerlerde sürüklenen cesed, Lozan’a giden İsmet Paşa’nın göreceği şekilde yol kenarına kurulan bir darağacına asılarak teşhir edildi. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da bir fedainin vursa kahraman olacağı bir insanı, vuruşma veya mahkeme kararı olmaksızın öldürmeyi cinayet olarak vasıflandırıp kınadı. M. Kemal’e gazi ve müşirlik unvanı verilmesine içerleyen Nureddin Paşa iyice muhalefet kanadına geçti. 1924’de Bursa’dan müstakil milletvekili seçildi. Asker olduğu gerekçesiyle seçim iptal edildi. İstifa edip, tekrar seçildi. Anayasa ve insan haklarına aykırılık cihetinden şapka kanununa muhalefet etti. Bu sebeple antikemalist kesimler tarafından kahraman olarak alkışlanır. Nutuk’ta da kendisine sayfalarca ağır ithamlarda bulunulur, ‘zaferin şerefine en az iştirake hakkı olanlardan biri’ diye anılır.
Halil Kut (1882-1957), Enver Paşa’yı İttihatçıların arasına sokan adamdır. Sultan Hamid’i tevkife memur idi. Askerî tecrübesi çete takibinden ibaretken Libya’da bulundu. Yeğeni harbiye nazırı olunca, İran içine harekâta memur edildi. Irak’taki muvaffakiyeti üzerine paşa oldu. Bakü’yü işgal etti. İttihatçı olduğu için tutuklanacakken, kaçıp Ankara hareketine katıldı. Rusya ile Ankara arasında aracılık yaptı. Sonra kendisinden şüphelenilince, Almanya’ya kaçtı. Zaferden sonra memlekete dönüp köşesine çekildi. Politikaya karışmadı.
Ali İhsan Sâbis (1882-1957), Sultan Hamid’i tahttan indiren Hareket Ordusu zâbitlerindendi. Çanakkale, Kafkasya’da bulundu. Irak’ta paşalığa terfi etti. İttihatçı olduğu için Malta’ya sürüldü. Kaçıp Ankara hareketine katıldı. I. batı cephesi kumandanı oldu. Cephe kumandanı İsmet Bey ile anlaşmadı; azledilip tekaüde sevkolundu. M. Kemal’e muhalif oldu. Nazileri öven yazılar yazdı. 1947’de devlet adamlarına yazdığı imzasız mektuplar sebebiyle 15 seneye mahkûm oldu. 1954’te DP’den milletvekili seçildi. Hatıraları, Nutuk’un antitezi gibidir.
lahd / لحد
(Çoğulu: Lühud) Mezar. Üstü yükseltilerek yapılan mezar.
Eğilmek.
Bir tarafına meyilli olan çukur.
Mezar.
Mezar, lahit.
(Arapça)
lühud
(Tekili: Lahd) Çukurlar, kabirler, mezarlar.
lühud-i şüheda / lühud-i şühedâ
Şehitlik. Şehitler mezarlığı.
madca'
Yatılan yer.
Kabir. Mezar.
mağak / mağâk / مغاک
Çukur.
(Farsça)
Mezar.
(Farsça)
mahlul-u mufassal
Tapu usulüne ait bir tâbir olup, köyler ve mezarlar tımarıydı. Berat ile verilirdi.
makabir / makâbir / مقابر
(Tekili: Kabr) Kabirler. Mezarlar.
Mezarlar.
Mezarlar, kabirler.
(Arapça)
makber / مقبر
(Çoğulu: Mekabir) Mezar. Kabir.
Mezar.
Mezar.
Mezar.
(Arapça)
makbere / مقبره
Mezar.
(Arapça)
makbere-i şüheda / makbere-i şühedâ
Şehidlerin mezarı. Şehidlik.
makberistan / makberistân
Mezarlık.
Mezarlık.
matamir / matamîr
(Tekili: Matmure) Mezarlar, kabirler.
Bazı şeyleri saklamak için kullanılan toprakaltı yerler.
matmure
Toprak altında bazı şeyleri saklamağa mahsus yer.
Kabir, mezar.
mazacı'
(Tekili: Mazca) Kabirler, mezârlar.
mazca'
(Madca) Yatılacak yer. Mezar, kabir.
mazrac
(Çoğulu: Mezaric) Eski elbise.
medafin / medâfin / مدافن
(Tekili: Medfen) Mezarlar, kabirler. Gömülecek, defnolunulacak yerler.
Mezarlar.
(Arapça)
medfen / مدفن
Mezar. Defnedilen, gömülen yer.
Mezar.
Mezar, defin yeri.
(Arapça)
megak
Mezar, kabir, çukur.
meğak / meğâk / مغاک
Çukur.
(Farsça)
Mezar.
(Farsça)
melhud
(Lahd. dan) Mezara sokulmuş, kabre konulmuş. Lâhid içine konulmuş.
merakid
(Tekili: Merkad) Merkadlar, kabirler, mezarlar.
merkad / مرقد
Uyku yeri. Yatacak yer.
Mezar, kabir.
Mezar.
(Arapça)
merzegan
Cehennem.
(Farsça)
Mangal.
(Farsça)
Kabristan, mezarlık.
(Farsça)
meşhed
Bir kimsenin şehid düştüğü yer. Şehidlerin mezarlığı olan yer.
İnsanların cemaat olarak hazır olacakları yer.
Şehâdet yeri. Hz. Hüseyinin (R.A.) Kerbelâdaki şehid düştüğü yer.
İranda bir şehir adı.
mezar
Ziyaret yeri. Ziyaretgâh.
Mezar. Kabir. Ölünün gömüldüğü yer. Makber.
mezar-ı ekber
En büyük mezar.
mezar-ı müteharrik
Hareketli mezar; yaşayan ölü.
mezar-ı zar / mezar-ı zâr
Ağlayan mezar.
(Farsça)
mezarat
(Tekili: Mezar) Kabirler. Mezarlar.
mezargah / mezargâh / مزارگاه
Mezar yeri.
(Arapça - Farsça)
mezaristan / mezâristân
Mezarlık.
(Farsça)
Mezarlık.
Mezarlık, ölüler ülkesi.
mezaristan ehli
Mezardakiler.
minu-yu hak / minu-yu hâk
Mezar, kabir.
mizra
(Çoğulu: Mezâri) Yaba, kürek.
mizrak
(Çoğulu: Mezârık) Harbe, kısa kılınç.
münker
Allah'ın (C.C.) râzı olmadığı şey.
İnkâr edilmiş olan.
Şeriatın kabâhat ve haram diye bildirdiği şey. Makbul ve müstehab olmayıp, günah ve kabahat olan.
Mezardaki suâl meleklerinden birisinin ismi. Diğerinin ise "Nekir" dir.
münkir
İnkâr eden, kabul etmeyen.
Mezarda sual soracak iki melekten biri. Münkir-Nekir.
musalla
Namaz kılmaya mahsus açık yer. Cami veya mezarlık civarında cenaze namazı kılınan yer.
nebbaş
Mezar soyucu, kefen soyucu.
nekir
Bilinmemiş olan. Muayyen olmayan.
Mezarda iki sual meleğinden birisinin adı. (Diğerininki; münkerdir)
pehle
Mezar sandukalarının yan taşlarına verilen ad.
(Farsça)
ravza-i mutahhara / روضهء مطهره
Hz. Muhammedin mezarının bulunduğu yer.
rems
(Çoğulu: Rumus) Mezar, kabir.
revak-ı uhreviye
Âhirete açılan yer, mezar.
Cennet bahçesi. Âhiretin mukaddemesi.
rumus
(Tekili: Rems) Mezarlar, kabirler.
şahide
(Müe.) Kadın şâhid.
(Farsça)
Mezar taşı.
(Farsça)
Mezara dikine dikilen ve üzerinde yazı ve çiçek motifi bulunan baş ve ayak taşları.
(Farsça)
Dilber, güzel.
(Farsça)
said
Yukarıdaki temiz toprak, pislikten uzak pâk toprak. Yeryüzü.
Yol, tarik.
Mezar, kabir.
Yüksek.
Yukarı çıkan.
sanduka
Türbelerde mezarların üzerine tahtadan sandık şeklinde yapılan ve üstüne yeşil çuha örtülen yerin adıdır. Kadın sandukaları düz olduğu halde, erkek sandukalarının baş tarafına bir ağaç konarak üzerine kavuk, taç, sikke gibi sağlığında giydikleri başlık konurdu. Açık mezarlıklarda sandukalar taştan y
seng-i kabir
(Seng-i mezar) Mezar taşı.
sükunetgah / sükûnetgâh
Dinlenme yeri.
(Farsça)
Mc: Kabir, mezar.
(Farsça)
telhid
(Lahd. dan) Mezar çukuru kazma. Kabire lâhid yapma.
Gömme.
tengna
Dar yer. Geçit, boğaz. Sıkıntılı yer.
(Farsça)
Mezar.
(Farsça)
terbi' / terbî'
Dörtleme, yâni cenâzenin omuz üzerinde tabutun tahta kolundan el ile tutarak dört kişinin taşıması.
Mezârı düz yapmak.
tezekkür-i mevt
Ölümü hatırlamak. İnsanın kendini ölmüş, teneşir tahtası üzerinde yıkanmış, kefene sarılmış ve tabuta konulmuş ve mezâra gömülmüş olarak düşünmesi.
türbe
Mezar üzerine yapılan yapı. Mezar. Ölmüş büyük zâta mahsus mezar.
Büyük bir zât için yapılan mezar.
Mezar.
vadi-i hamuşan / vadi-i hâmuşan
Kabristan, mezarlık.
zarih
(Darih) Mezar, kabir. Türbe.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Tedliye
CENAB
deymu
diktatorya
tebyiz
Şuun
gunne
ab-ı dehan
esbab-ı mucibe
uzletg
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
mezar
bahset
Sahtiya
Morfo
e bile
Geriye kalan
Kapta
Dusunce
averde
okla