REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te meyletmek ifadesini içeren 35 kelime bulundu...

adl

  • Hakkaniyet. Adâlet üzere oluş. Cevr ve zulüm etmeyip nefislerde ve akıllarda istikameti kaim ve mâlum olan emir ve hâleti icra etmek. Doğruluk.
  • Her şeyi yerli yerince yapmak, beraber etmek.
  • Meyletmek.

agmak

  • Yukarı kalkmak, yükselmek, yukarıya meyletmek.
  • Buhar olup yukarı kalkmak, buharlaşmak.

atfetmek

  • Meyletmek. Sevgi beslemek.
  • Gr: Mânâyı birbirine bağlamak.

cenef

  • Hata ve cehilden dolayı haktan meyletmek.
  • Zulmetmek.

dagn

  • Meyletmek, yönelmek.
  • Kin tutmak.

dayf

  • (Çoğulu: Ezyâf-Zuyuf-Zayfân) Misafir.
  • Meyletmek, yönelmek.

dünya hırsı / dünyâ hırsı

  • Dünyâya lüzûmundan fazla meyletmek. Şiddetli mal, mülk arzusu, isteği.

fecr

  • Tan yerinin ağarması. Şafak. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel şarkta hâsıl olan kızıllık.
  • Bir şeyi genişçe ikiye ayırmak.
  • Günah işlemek. Fücur ve fısk işlemek. Yalan söylemek.
  • Tekzib eylemek.
  • İsyan ve muhalefet eylemek.
  • Haktan sapmak. Meyletmek.
  • <

hadl

  • Meyletmek, yönelmek.

hayde

  • Meyletmek, yönelmek, eğilmek.
  • Hakdan ve doğru yoldan ayrılmak.

hıns

  • Bâtıldan hakka veya haktan bâtıla meyletmek. Yeminini bozmak. Günah.

ıhlad

  • Meyletmek, yönelmek, eğilmek.
  • Sonsuzlaştırmak, ebedi kılmak.
  • Geç ihtiyarlamak.

ihtiyac

  • Çaresiz kalıp istemek. Muhabbetle meyletmek. Acz, fakr ve yoksulluk. Zaruret hali.

ısba'

  • Tulu etmek, meyletmek.

lügaz

  • (Çoğulu: Elgâz) Meyletmek, eğilmek, yönelmek.
  • Yaban fâresinin delikleri.
  • Yolcuya zahmet veren çapraşık yol.
  • Bilmece.

meyd

  • Deprenmek. Sallanmak.
  • Ziyaret etmek.
  • Hareket etmek.
  • Kırağı çalmak.
  • Meyletmek.
  • Neşv ü nemâ bulmak.
  • Başı dönüp midesi bulanmak.

müzzemmil

  • Tezmil eden, sarınan. Elbise içine sarınan.
  • Bazıları, "Yükü yüklenen" şeklinde mânalandırmışlardır.
  • Mc: Gizlemek. Zayıf davranmak, işe pek kıymet vermemek.
  • Büyük bir hâdise karşısında başını içeri çekmek, kaçınmak, rahata meyletmek.
  • Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) Ce

nekb

  • Musibet ve kedere uğrama.
  • Meyletmek, eğilmek.
  • Udul etmek, vazgeçmek, haktan dönmek.

nev'

  • Çeşit, sınıf, cins.
  • Taleb etmek. Meyletmek, eğilmek. İki yana sallanmak.

ney'

  • Susuzluk.
  • Meyletmek, eğilmek.

ragn

  • Meyletmek, yönelmek, eğilmek.

rahcen

  • Ağırlık, sıklet.
  • Meyletmek, eğilmek, yönelmek.

rekn

  • Meyletmek, yönelmek, eğilmek.

revg

  • Talep etmek, istemek.
  • Yönelmek, eğilmek, meyletmek.

riman

  • Eğilip meyletmek.

sagg

  • Meyletmek, yönelmek, eğilmek.

sagy

  • (Sagv) Meyletmek, yönelmek.
  • Güneşin batmaya meyletmesi.

sugv

  • Meyletmek, yönelmek, eğilme.

ta'ric

  • Meyletmek, eğilmek.
  • Bir nesne üzerinde durmak.
  • Çıkıntı. Tümsek peyda etme.

tazayyüf

  • Meyletmek, eğilmek, yönelmek.

tecanüf

  • Meyletmek, eğilmek, yönelmek.

techiye

  • Meyletmek, eğilmek, yönelmek.
  • Ondan yana sürmek.

temayüc

  • Meyletmek, eğilmek, yönelmek.

temayül

  • (Çoğulu: Temayülât) Meyletmek. Bir cihete iltifat etmek. Bir tarafa eğilmek.
  • Bir yana çarpılmak.
  • Bir yana veya bir kimseye fazla taraftarlık ve sevgi göstermek.

za'r

  • Meyletmek, eğilmek.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın