aydın

• Aydınlık.
• Açık, âşikâr, açıkça görünen.
• Mübârek, mesut. Bilgili, okumuş, görgülü.Bugün bazı çevrelerde batı ilim ve felsefesini tahsil edip benimseyenlere de "aydın" denilmektedir. Aklı gözüne inmiş, yani herşeyi maddi ölçülerle yorumlamaya alışmış, kalbi maddeci felsefe ile

bahtiyarane

• Bahtiyarcasına, mutlucasına, mesut olana yakışacak şekilde. (Farsça)

başir

• Müjdeci, müjde veren.
• Mutlu, mesut.

bekam

• İsteğine, meramına kavuşan, nail olan. Arzu ettiğine erişen. Mesut, bahtiyar. (Farsça)

es'adekallah / es'adekâllah

• Allah seni mesut etsin, mutlu kılsın.

isad / isâd

• Yükseltme, mesut etme.

kam-binan / kâm-binan

• (Tekili: Kâm-bin) Bahtiyarlar, mesutlar, mutlu kimseler. (Farsça)

mesudane / mesûdâne / مسعودانه

• Mesutça, bahtiyarlıkla. (Arapça - Farsça)

mesudiyet / mesûdiyet

• Mesutluk.

said / saîd

• Mutlu, mesut.

teyemmün

• Uğur sayma. Bir şeyle teberrük eylemek. Bir şeyi mesut ve uğurlu saymak.
• Ölüyü kabirde sağ yanına yatırmak.
• "Ben Yemenliyim" demek.