Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
mes
kelimesini içeren
207
kelime bulundu...
abadile-i seb'a / abâdile-i seb'a
Meşhur olan yedi Abdullah isimli sahabe-i kiram (R.A.) (Abdullah İbn-i Abbas, Abdullah İbn-i Ömer, Abdullah İbn-i Mes'ud, Abdullah İbn-i Ravâha, Abdullah İbn-i Selam, Abdullah bin Amr bin As, Abdullah bin ebi Evfâ (R.A.) (Asr-ı saadette Abdullah ismiyle anılan ikiyüz yirmi sahabe-i kiram hazerâtı va
adem-i iştigal
Meşgul olmamak, ilgilenmemek.
adem-i mes'uliyet
Mes'uliyetsizlik, sorumsuzluk.
allame-i meşhur / allâme-i meşhur
Meşhur büyük âlim.
arzu
Meşhur halk hikâyelerinden olan Arzu ile Kamber hikâyesinin kadın kahramanı.
aşiyan / âşiyân
Mesken, yuva.
ayet-i meşhure / âyet-i meşhure
Meşhur âyet.
babü's-selam / bâbü's-selâm
Mescid-i Nebevî'nin kapılarından biridir.
be-nam
Meşhur. Namlı. Mütemayiz. Seçkin. Mâlum bir isimle tesmiye edilen.
(Farsça)
beyavar
Meşguliyet, meşgul olma, uğraşma, iş.
(Farsça)
beytü'l-makdis
Mescid-i Aksa, Kudüs'teki meşhur mukaddes mâbed.
bezirgan / bezirgân
Mesleğini sadece kazanç için kullanan kimse, tüccar.
bu'd-u mesafe / bu'd-u mesâfe
Mesafe uzaklığı.
cemaat-ı meşhure
Meşhur cemaat, topluluk.
ceşm
Meşakkatli iş buyurmak, zor bir iş söylemek.
cihan-gir
Meşhur, cihanı zabteden, fâtih.
(Farsça)
dabs
Mesrur ve mütekebbir olmak. Sevinçli ve kibirli olma hâli.
darb-ı mesel
Meşhur söz, atasözü.
devr-i meşrutiyet
Meşrutiyet Devri.
durub-u emsal
Meşhur sözler. Darb-ı meseller. Ata sözleri.
ebu firas el-hamedani / ebû firâs el-hamedânî
Meşhur Arap şâirlerindendir. 932 yılında Musul'da doğdu. Hamedan devleti hükümdarı Seyfü'd-Devle'nin himâyesinde yetişti. Arap milletinin asâleti ve Seyfü'd-Devle'yi öven çok sayıda kaside ve mersiye yazdı. 968 tarihinde öldü.
edib-i şehir / edib-i şehîr
Meşhur edebiyatçı, yazar.
ehadis-i meşhure / ehâdis-i meşhure
Meşhur hadis-i şerifler, ilk asırda âhâdî hadis iken (yani bir Sahabî tarafından rivayet edilmişken), ikinci asırda meşhur olan ve yalanda birleşmeleri mümkün olmayan topluluk tarafından rivâyet edilen hadisler.
ehl-i meşrutiyet
Meşrutiyet ehli, meşrutiyetçi.
eş-şehir / eş-şehîr
Meşhur, bilinen.
eşakk
Meşakkatli, zahmetli.
eşşehir / eşşehîr
Meşhur, ünlü, tanınmış.
evliya-yı meşhure
Meşhur evliyalar, Allah dostları.
eyyam-ı meşhure / eyyâm-ı meşhure
Meşhur günler.
ezcümle / از جمله
Meselâ, örneğin.
Meselâ, bunun gibi.
Mesela.
ferah-engiz
Meşhur bir cins lâle.
(Farsça)
ferhunde
Mes'ut, saadetli, mutlu, mübarek. Uğurlu.
(Farsça)
ferhundegi / ferhundegî
Mes'utluk, mutluluk, mübareklik, kutluluk. Uğurluluk.
(Farsça)
firuzende
Meşhur bir cins lâle.
(Farsça)
gavr-ı mes'ele
Mes'elenin esası, mevzuun künhü.
gayr-ı mes'ul
Mes'ul olmayan, sorumlu tutulmayan.
gayza
Meşelik.
gazve-i meşhur
Meşhur savaş.
gazve-i meşhure-i bedir
Meşhur Bedir Savaşı.
gül-i zemin
Meşveret meclisi.
hadd-i meşru
Meşrû sınır, helâl daire.
hakaik-i meşrutiyet
Meşrutiyetin hakikat ve esasları.
halal / halâl / خلال
Mesafe, aralık, açıklık.
(Arapça)
hall-i mes'ele
Mes'elenin halledilmesi.
hamse
Mesnevi şekliyle yazılmış beş kitabdan ibaret bir takım demektir ki, böyle eser meydana getirmiş olanlara "Hamsenüvîs", yâhut "Hamseci" denilir. XII. yüzyıla kadar hamse-nüvîslik mutâd değildi. 1195'de vefat etmiş olan Genceli Şeyh Nizamî, manzum olarak beş kitab yazmış ve hepsine birden "penc genç"
hamşek
Mestin üstüne vurulan parça.
handan / handân
Mesrur, mutlu, gülen, huzurlu.
hatib-i fasih / hatib-i fasîh
Meseleleri çok net ifadelerle muhataplarına veciz şekilde anlatan hatip.
hayr
Meşru iş. Faydalı, nurlu ve sevablı amel. Halkın rağbet ettiği akıl, ilim. İbadet, adalet, ihsan, mal gibi nimet.
hemkar / hemkâr / همكار
Meslektaş.
(Farsça)
hevaperest / hevâperest
Meşru olmayan lezzet ve heves peşinde olan.
hey'urur
Meşakkat, zahmet.
hiref / حرف
Meslekler.
(Arapça)
hirfet / حرفت
Meslek.
(Arapça)
hükumet-i meşruta / hükûmet-i meşruta
Meşrutiyet idaresi, Meşrutiyet hükûmeti.
Meşrutiyetle idare olunan hükûmet.
hurc
Meşinden veya çadır bezi gibi şeylerden yapılmış büyük heybe ve sandık. Meşinden yapılan bu heybe ve sandıklar arka taraflarındaki meşin kollarla hayvanların semerine bağlanır ve iki hurc bir hayvana yüklenirdi. Eski zamanın uzun yolculuklarında kullanılırdı. Eskiden İstanbulun meşhur yangınlarında
hurremi / hurremî
Mesruriyet, sevinç, sürurlu ve sevinçli olma.
(Farsça)
hürriyetin başı
Meşrûtiyet yönetiminin ilk ilân edildiği dönem.
huruc alessultan
Meşru hükümete karşı kıyam ve isyan etme.
ibn-il cella / ibn-il cellâ
Meşhur kişi. Namlı ve şöhretli adam.
idare-i meşruta
Meşrutiyet idaresi, meşrutiyetle idare.
ihtilaf-ı meslek / ihtilâf-ı meslek
Mesleklerin farklılığı.
ihtiyac-ı ifham
Meselenin anlaşılmasına olan ihtiyaç.
iki mekteb-i musibetin şehadetnamesi
Meşrutiyet ve hürriyet dönemlerine ait musibet sınavının diploması.
is'ad
Mes'ud etmek. Mübarek eylemek. İâne, yardım etmek.
işgüç
Meşguliyet, vazife, memuriyet.
(Türkçe)
ism-i meşrutiyet
Meşrutiyet ismi.
iştigal / iştigâl
Meşgul olma, uğraşma.
Meşguliyet, uğraşma.
iştigāl / اِشْتِغَالْ
Meşgul olma.
iştigal etme
Meşgul olma, uğraşma.
iştigal etmek
Meşgul olmak, uğraşmak.
iştigalat / iştigalât
Meşguliyetler, çalışmalar, uğraşmalar.
iştihar / iştihâr / اشتهار / اِشْتِهَارْ
Meşhur olma.
Meşhur olma. Tanınma. Ün alma.
Meşhur olma.
(Arapça)
İştihâr etmek:
Meşhur olmak.
(Arapça)
Meşhur olma.
iştihar eden
Meşhur olan; bilinen.
istişare
Meşveret etmek. Fikir danışmak. Müşâverede bulunmak.
kaide-i meşhure / kâide-i meşhûre
Meşhur ve yaygın kâide, kural.
Meşhur kaide, herkes tarafından bilinen kural.
karir
Mesrur, sevinmiş, memnun. Beşâret ve müjde sebebi ile parlayan göz.
kaside-i ercüze-i meşhure
Meşhur Ercûze kasidesi.
kaside-i meşhure
Meşhur, bilinen kaside.
kasub
Mestler.
kavl-i meşhur
Meşhur söz.
kazaya / kazâyâ / قضایا
Meseleler, problemler.
(Arapça)
keud / keûd
Meşakkatli sarp yokuş.
keyfiyet-i meşhure
Meşhur olan keyfiyet, durum.
kısas-ı meşhure
Meşhur kıssalar, hikâyeler.
kıssa-i meşhure
Meşhur ibretli hikâye.
kurtum
Mestin burnu.
lameşru / lâmeşru
Meşru olmayan, şeriata uymayan, umumi nizam harici.
lasiyyemalar / lâsiyyemalar
Mesnevî-i Nuriye isimli eserde yer alan bir bölüm.
layüs'el / lâyüs'el
Mes'uliyetsiz. Mes'ul tutulamaz. Sorumsuz.
leyali-i meşhure / leyâli-i meşhure
Meşhûr, mübârek geceler.
lezaiz-i meşrua / lezâiz-i meşrûa
Meşru, helâl lezzetler.
limited
Mes'uliyetleri, koydukları sermayeye göre hudutlu olan ortaklık.
luka
Meşhur olmuş dört İncil kitabından birisidir. Hz. İsa Aleyhisselâm'dan sonra mühim Hristiyan doktorlarından birisi olan Luka adındaki zatın yazdığı İncil'dir. Bu Zâtın (Mi: 70) yılında vefât ettiği yazılıdır.
luka incili / luka incîli
Meşhûr dört İncîl'den biri. Antakyalı papas Luka tarafından yazıldığı için bu ad verilmiştir. Şimdi elde bulunan İncîllerin en yanlış olanıdır.
makasıd-ı meşrua
Meşru gayeler, hedefler.
mana-yı meşrutiyet / mânâ-yı meşrutiyet
Meşrutiyetin anlamı özü.
meda
Mesafe, nihâyet. Son.
medar-ı mes'uliyet / medâr-ı mes'uliyet
Mesuliyet, sorumluluk sebebi.
mehasin-i meşrutiyet / mehâsin-i meşrutiyet
Meşrutiyet sisteminin ortaya çıkardığı güzel neticeler.
memnuniyyet
Mesrur oluş. Şâdlık. Mesruriyet.
memsun
Mesâne hastalığına tutulmuş kimse.
menkabe
Meşhur kimselerin ahvâline dair hayat hikâyesi. Kıssa. Hikâye. Menkıbe.
menkıbe
Meşhur kimselerin hallerine dair hayat hikâyesi; kıssa.
meş'al / مشعل
Meşale.
(Arapça)
meş'alkeş
Meş'aleci.
(Farsça)
mes'udiyet
Mes'udluk, kutluluk, bahtiyarlık.
mes'uliyet
Mes'ul olma hâli. Yaptığı iş ve hareketten hesap vermeğe mecbur oluş.
mesacid / mesâcid / مساجد
Mescidler. Namazgâhlar. Küçük namaz yerleri.
Mescidler, camiler.
Mesçitler.
(Arapça)
meşagil / meşâgil
Meşguliyetler ve çalışmalar.
Meşguliyetler. İşler. Meşgaleler.
Meşguliyetler.
meşağil / meşâğil
Meşguliyetler, uğraşlar.
meşahir / meşahîr / meşâhir
Meşherler. Teşhir olunan yerler.
Meşhurlar. Çok kimselerce tanınanlar.
Meşhurlar, ünlüler.
Meşhurlar, ünlüler.
meşahir-i enbiya / meşâhir-i enbiya
Meşhur nebiler, peygamberler.
meşahir-i mu'cizat / meşâhir-i mu'cizat
Meşhur mu'cizeler; Allah'ın izniyle peygamberler tarafından ortaya konulup bir benzerini yapmakta başkalarını âciz ve hayrette bırakan olağanüstü hallerin, mucizelerin meşhurları.
meşahir-i üdeba / meşahir-i üdebâ
Meşhur edibler.
meşai / meşaî
Meşşaiyyundan olan kimse.
mesail / mesâil / مسائل
Mes'eleler.
Meseleler.
Meseleler.
Meseleler.
(Arapça)
meşail / meşâil / مشاعل
Meşaleler.
(Arapça)
mesakin / mesâkin
Meskenler. Oturacak yerler.
Meskenler, evler.
meşakk
Meşakkatler, güçlükler.
mesalik / mesâlik
Meslekler, tutulan yollar.
Meslekler, ekoller, yollar.
mesanid / mesânîd
Meşhûr ve çok kıymetli hadîs kitablarından; İmâm-ı Ahmed bin Hanbel'in "Müsned'i", Ebû Ya'lâ'nın "Müsned'i", Abdullah Dârimî'nin "Müsned'i" ve Ahmed Bezzâr'ın "Müsned'i"nin hepsine birden verilen isim.
meşarib / meşârib
Meşrebler; yollar, metodlar, hareket tarzları.
Meşrepler, anlayışlar, gidişatlar.
mescid / مسجد
Mesçit.
(Arapça)
mescid-i seadet / mescid-i seâdet
Mescid-i Nebî.
mescid-i şerif / mescid-i şerîf
Mescid-i Nebevî; Peygamberimizin mescidi.
Mescid-i Nebî.
meşegah / meşegâh
Meşelik. Meşe ağaçlarının bulunduğu yer.
(Farsça)
Meşelik.
Meşelik.
meserretefza / meserretefzâ
Meserret. Sevinç ve süruru arttıran.
(Farsça)
meşgale
Meşguliyet.
meşgalesiz
Meşguliyetsiz.
meşguliyet
Meşgul olma, uğraşma.
meşhure
Meşhur, herkes tarafından bilinen.
meşiet
Meşiyyet. Dilemek. İrade. Arzu. Matlub. Murad. İstek.
meskeniyet
Mesken oluş. Sâkin olup durulacak yer olmak.
meşlah
Meşlehe. Maşlah. Altı üstü bir olan ve kol yerine yarıkları bulunan bir çeşit elbise.
mesnevi sahibi / mesnevî sahibi
Mesnevî isimli edebî eserin müellifi olan Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî.
mesnevihan / mesnevîhan / مثنوی خوان
Mesnevi okuyan.
(Arapça - Farsça)
meşreb / مَشْرَبْ
Meşrep, gidişat.
Meslek, yol.
meşreben
Meşrepçe, metot olarak.
meşruiyet
Meşruluk, meşru olma, kanuna, şeriata uygun olma.
meşruiyyet
Meşruluk. Meşru' olma. Kanuna, şeriata uygun bulunma. Yasak olmayış.
meşrutiyetperver / meşrûtiyetperver
Meşrutiyet taraftarı, meşrutiyetsever.
Meşrutiyeti seven.
meşşaiyyun
Meşşâiler. Derslerini gezerek veren, peygamberlere uymayarak yalnız akıl ve fikir ile hakikatı bulmaya çalışan ehl-i dalâlet. Dinsizlik yolunu açanlar, sadece akla itimad eden ve vahye tâbi olmayan imânsızlar.
mesudane / mesûdâne / مسعودانه
Mesutça, bahtiyarlıkla.
(Arapça - Farsça)
mesudiyet / mesûdiyet
Mesutluk.
mevlana / mevlânâ
Mesnevî adlı kitabın da yazarı olan ünlü velî ve şair.
meyvedar / meyvedâr / ميوه دار
Meşveli.
(Farsça)
mihrab / mihrâb
Mescid, câmi vb. ibâdet yerlerinin kıble tarafında imâmın namaz kıldığı yer.
mişin / mîşîn / ميشين
Meşin.
(Farsça)
Meşin.
(Farsça)
mücterin / mücterîn
Mesleğinde mâhir ve tecrübeli olan.
müddet-i mesai / müddet-i mesâi
Mesâi, çalışma süresi.
muhaddis-i meşhur
Meşhur hadisçi; hadis ilmini bilen, çok sayıda hadis ezberleyen, yazan veya aktaran meşhur hadis âlimi.
muhakkikin-i sofiye / muhakkikîn-i sofiye
Meseleleri delilleriyle araştırıp bilen tasavvuf erbabı kimseler.
mükadebe / mükâdebe
Meşakkat çekme, bir işten zorluk görme.
münacat-ı meşhure / münâcât-ı meşhure
Meşhur münâcât, dua.
münasebat-ı meşhure / münâsebât-ı meşhûre
Meşhur ilgiler, bağlar.
münif / münîf
Meşhur, âli, yüksek, büyük, ulu, bülend.
Meşhur, yüce, büyük.
müs'id
Mes'ud eden, bahtiyar eden.
müsemma-i meşrutiyet / müsemmâ-i meşrutiyet
Meşrutiyetle isimlendirilen yönetim, devlet.
müsemma-yı meşrutiyet / müsemmâ-yı meşrutiyet
Meşrutiyet diye isimlendirilen.
Meşrutiyetin "meşrutiyet" olarak isimlendirilmesi, mânâsı, özü, gerçeği.
müştehir
Meşhur olma, bilinme.
muttali / muttalî
Meseleyi bilen.
na-mes'ud
Mes'ud ve mübârek olmayan. Uğursuz.
(Farsça)
nebiyyü'l-haram
Mescid-i Haram Peygamberi, Hz. Muhammed'in (a.s.m.) isimlerinden biri.
nebiyyü-l haram
Mescid-i Haram Nebisi meâlinde. Resül-i Ekremin (A.S.M.) bir ismi.
neşide / neşîde / نَشِيدَه
Meşhur beyit.
nikah / nikâh
Meşru evlenme.
nimet-i meşrutiyet
Meşrutiyet nimeti.
reşhalar
Mesnevî-i Nuriye isimli eserde yer alan bir bölüm.
ruh-u meşrutiyet
Meşrutiyetin ruhu, özü.
saadet / saâdet
Mes'ud oluş. Talihi iyi olmak. Mutluluk. Said olmak. Allah'ın rızasına ermiş olmak. Her istediğine kavuşmuş olmak.
saray-ı meşhure
Meşhur saray.
sebeb-i mes'uliyet
Mesuliyet sebebi.
şecere-i meşhure
Meşhur ağaç.
şecra'
Meşelik.
şerhu'l-mevakıf / şerhu'l-mevâkıf
Meşhur kelâm âlimlerinden Seyyid Şerif Cürcânî'nin eseri.
seyyah-ı meşhur / seyyâh-ı meşhur
Meşhur gezgin.
sıfat-ı meşhure / sıfât-ı meşhure
Meşhur sıfatlar, özellikler.
silsile-name
Meşhur ve mühim kimselerin soyunu, silsilesini gösteren cetvel.
(Farsça)
silsilename
Meşhur ve mühim kimselerin silsilesini, soyunu gösteren liste.
şivar
Meşveret etmek, konuşmak, istişâre etmek, danışmak.
şöhret
Meşhûr olma, ün, şân, adı duyulup yayılma.
şöhretşiar
Meşhur, ünlü.
staj
Mesleki bilgisini artırmak maksadıyla başka birinin nezareti altında yapılan çalışma.
(Fransızca)
şu'le
Mesnevî-i Nuriye isimli eserde yer alan bir bölüm.
sükut-u mesti / sükût-u mestî
Mest olup susmak.
tabakat-ı meşhure / tabakât-ı meşhure
Meşhur, bilinen sınıflar.
tabakat-ı meşhure-i sahabe
Meşhur sahabilerin kendi aralarındaki farklı dereceleri.
tarik-i gayr-ı meşru
Meşru ve kanunî olmayan yol.
tavus
Meşhur bir süslü kuşun adı.
tebayün-i mesalik
Mesleklerin farklılığı.
tehalüf-ü meşarib / tehâlüf-ü meşârib
Meşreplerin, metotların birbirinden farklı oluşu.
tehiyyet-ül-mescid
Mescide girince, oturmadan önce, mescidin sâhibine yâni Allahü teâlâya ta'zîm ve hürmet için kılınan iki rek'at nâfile namaz.
tendid
Meşhur etmek.
tesrir
Mesrur etme, sevindirme.
tevağğul eden
Meşgul olan, uğraşan.
tiryak-ı meşrutiyet / tiryâk-ı meşrutiyet
Meşrutiyet ilâcı.
ulema-i muhakkik / ulemâ-i muhakkik
Meseleleri çok ince ayrıntılarına kadar inceleyerek hüküm veren âlimler.
üşkür
Mest içine dikilen astar.
vahdet-i mes'ele / وَحْدَتِ مَسْئَلَه
Meselenin birliği.
vakıa-i meşhure
Meşhur, bilinen olay.
vakıa-i meşhure ve meşhude
Meşhur ve bilinen olay.
veled-i zina / veled-i zinâ
Meşru olmayan birleşmeden doğan çocuk, nikah dışı birleşmeden doğan çocuk.
vemye
Meşakkat, sıkıntı. Belâ, musibet.
verze
Meslek, san'at, iş.
(Farsça)
zaman-ı meşrutiyet
Meşrutiyet dönemi.
ze're
Meşelik.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
lugat
evliya
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Deccal
bizatihi
mefail
Ya vedud
lika
Haysu
Hāşa
Arap
çelipa
zaman
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
mes
Çeviri
kaçan
toprak
irde
BENDİ
bul
Gereksiz
İçki
zaman