REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te maze ifadesini içeren 14 kelime bulundu...

bahane

  • Gerekçe, mazeret.

bilamazeret / bilâmazeret / بلامعذرت

  • Mazeretsiz, özür bildirmeksizin. (Arapça)

duşize / dûşîze / دوشيزه

  • Kız, matmazel. (Farsça)

esbab-ı muhaffife

  • (Esbâb-ı mazeret) Yapılan bir cürmün ve kabahatın cezasını hafifletici sebebler.

farz

  • İslâmiyette mazeret olmadıkça yapılması mecburi olan, terkedilmesi günah sayılan Tanrı buyruğu.
  • Zarurî, lüzumlu.

keysan

  • Ayakla bir kimsenin dübürüne vurmak.
  • Özür, mâzeret.

ma'zeretmend

  • Özürlü, kusurlu. Mazeretli. (Farsça)

mazeret-i kat'i / mazeret-i kat'î

  • Kesin mazeret, özür.

mazur / mâzur

  • Özürlü, mazeretli.

medar-ı özür

  • Mazeret sebebi.

mu'zir

  • Özürü olan, mâzeretli.

özr

  • Abdesti bozan bir şeyin bir namaz vakti durdurulamayıp, devâm etmesi. İdrârını tutamama, iç sürmesi, yel kaçırmak, burun kanaması, yaradan kan, sarı su akması, ağrı ile göz yaşı akması birer özür olup, özürlü erkeğe mâzûr, kadına ma'zûre denir.
  • Mâzeret. Af talebi, engel.

puziş

  • Özür, mâzeret. (Farsça)

taallül

  • (İllet. den) Vesile ve bahane arama. Bir işten kaçınma.
  • Mâzeret.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın