Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
manzara
ifadesini içeren
23
kelime bulundu...
bebr
Kaplana benzer, ondan daha büyükçe ve pek yırtıcı bir canavar ki, Hindistanda ve Afrikada bulunur. Saldırdığı zaman derisindeki tüyleri kabarıp korkunç bir manzara arzeder. Arslanı bile korkutur bir hayvandır.
(Farsça)
elvah-ı alem / elvah-ı âlem
Âlemin görünüşü, manzara ve levhaları.
hey'et-i mecmua
Bir şeyin teferruatına ve cüz'lerine bakılmaksızın bütününün gösterdiği hal ve manzara.
hoşmanzar
Manzarası güzel. Güzel görünen.
(Farsça)
Mc: Güzel yüzlü. Siması güzel olan.
(Farsça)
kehkeşan
Samanyolu. Saman uğrusu. (Gökte sık yıldız ışıklarıyla hasıl olan yol biçimi uzayıp giden ışıklı manzara.)
(Farsça)
kerih-ül manzar
Görünüşü ve manzarası çirkin ve iğrenç.
levh
Görünen ibretli manzara.
Üzerinde yazı veya şekil çizilebilir düzlük.
Seyredilen yerin çizili sureti.
Ayet, hadis veya büyüklerin ders verici sözleri. Yazılı şey.
Şimşek çakmak.
Susamak.
Zâhir olmak.
Çalıp almak.
Levha, yazı, resim, manzara.
levh-i mahv
Mahvolma levhası, bir şeyin harab oluşu ve yıkılışını gösteren manzara.
levh-i mahv ve isbat
Bir tabirdir. Levh: Görünen ve ibret verici bir vaziyeti ifade eder. Mahv ise; o vaziyetin birden ortadan kalkması, mahvolmasını ifade eder. Gökyüzü bulutlarla kaplı, şimşek çakar, yağmur yağar bir levha halinde iken birden hava açılır, hiç bir şey yokmuş gibi, eski manzarayı mahvolmuş hâlde görürüz
levha
Manzara, yazı, resim.
maarif
Tahsil ile elde edilen ilim, malûmat, bilgi.
Meharet. Üstadlık. Hüner.
Marifetler. Mâruflar. Kültürler.
Çehrenin manzarada zâhir olan yerleri.
Bir memleketin okullarını ve tahsil ihtiyacını idâre ve te'mine çalışan bakanlık.
manzar
(Manzara) (Nazar. dan) Bakılan yer, görülen yer. Görünüş.
manzar-ı ala / manzar-ı âlâ
En yüksek bakış yeri. Kudsi ve en yüksek manzara. Cennet manzarası, arş-ı azam.
manzara-i hayal
Hayal manzarası, insanın kafasında tasarlayıp canlandırdığı manzara.
menazır / menâzır / مناظر
Manzaralar. Seyredilecek, görülecek güzel yerler. Güzel görünüşler.
Manzaralar.
Manzaralar.
(Arapça)
menazır-ı sermediye / menâzır-ı sermediye
Devamlı, sürekli manzaralar.
mer'
(Çoğulu: Müru') Er, erkek.
Güzel manzara.
mer'i / mer'î
Görmeğe âid. Görünür olan. Gözle görülen. Manzara.
merae
Hazmetmek.
Güzel manzara.
nikmanzar
(Nîk-manzar) Görünüşü ve manzarası güzel olan.
(Farsça)
sahne
Manzara.
Tiyatro oynandığı yer. Oyun yeri.
seyrangah / seyrangâh
Güzel manzaralı gezinti yeri.
zehv
Bâtıl.
Yalan.
Fahirlenmek, gururlanmak, tekebbürlenmek.
Güzel manzara.
Taze ot.
Otun çiçeği.
Titremek.
Yürümek.
Yel esmek.
Alacalanmış hurma koruğu.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Azımet
magam
kuşa'rire
mesabe
racim
istinad
istihlak
vazife-i teşekküriye
hubu'
hüsn-ü zan
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
manzara
avara
tashih etmek
serar
selim
ŞAİR
İçin
rey_i
Istanbul
dayama