Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
lamalar
ifadesini içeren
125
kelime bulundu...
adat-ı küfriye ve zalimane / âdât-ı küfriye ve zâlimâne
İnkâra ait ve zâlimlere yakışan âdet ve uygulamalar.
ameliyat / ameliyât / عمليات
Uygulamalar, tatbikler, pratikler.
İşlemler, uygulamalar.
(Arapça)
Ameliyat.
(Arapça)
ameliyat-ı dahiliye
İç operasyon, sıkı yönetim uygulamaları.
bakaya
Artıklar, fazlalıklar.
Ask: Son yoklamaları yapıldıktan sonra istenildiklerinde gelmeyen veya gelip de kıtalarına varmadan savuşanlar. (Bakayadan sayılmak suçtur.)
beyan-ı mu'ciz / beyân-ı mu'ciz
Mu'cizevî açıklama; açıklamaları mu'cize olan ve bir benzer açıklamayı yapmaktan başkalarını âciz bırakan Kur'ân'ın beyanı.
beyanat / beyânat / beyânât / بيانات / بَيَانَاتْ
(Tekili: Beyan) Nutuklar, izahlar, açıklamalar, beyanlar.
Açıklamalar.
Açıklamalar, demeç.
(Arapça)
Açıklamalar.
beyanat-ı ayat-ı kur'aniye / beyanat-ı âyât-ı kur'âniye
Kur'an'ın âyetlerinin açıklamaları.
beyanat-ı furkaniye
Hak ile batılı birbirinden ayıran Kur'ân'ın açıklamaları, izahları.
beyanat-ı harika
Hayranlık veren açıklamalar, izahlar.
beyanat-ı kevniye
Yaratılışa âit açıklamalar.
beyanat-ı kur'aniye / beyânât-ı kur'âniye
Kur'ân'ın açıklamaları.
beyanat-ı medhiye / beyânât-ı medhiye / بَيَانَاتِ مَدْحِيَه
Övgü dolu ifadeler, açıklamalar.
Övgülü açıklamalar.
beyanat-ı muhammediye
Hz. Muhammed'in (a.s.m.) açıklamaları.
beyanat-ı sabıka
Geçmiş açıklamalar, önceden yapılan izahlar.
bid'at
Aslen dinde olmayıp sonradan ortaya çıkan yeni âdet ve uygulamalar.
bid'atkarane / bid'atkârâne
Aslen dinde olmayıp sonradan ortaya çıkan ve dine zarar verici yeni âdet ve uygulamaları dine mal etmeye çalışarak.
bid'iyyat / bid'iyyât
Bid'alar; aslen dinde olmayıp sonradan ortaya çıkan ve dine zarar verici yeni âdet ve uygulamalar.
cemre
(Çoğulu: Cimâr) Şiddetli karanlık.
Ateşli kömür parçası, kor.
İlkbaharda suya, yere, havaya düştüğü söylenen sıcaklık.
Hacıların Mina Vâdisinde şeytan taşlamaları.
cerre çıkma
Eski zamanda medrese talebelerinin, mübarek üç aylar olan Receb, Şaban ve Ramazanda köylere dağılıp halka, ahaliye dini nasihatlarda bulunmak, namaz kıldırmak veya müezzinlik etmek suretiyle para ve erzak toplamaları.
cibayat
(Tekili: Cibâyet) Vergi, câbilikler, gelir toplamalar.
dirayet tefsiri / dirâyet tefsîri
Resûlullah'tan sallallahü aleyhi ve sellem gelen rivâyetler (açıklamalar) esas alınarak, Kur'ân-ı kerîmin lisan bilgilerine ve zamanın fen bilgilerine, aklî ilimlere göre yapılan açıklaması. Bu tefsîre ma'kul, re'y tefsîri ve te'vîl de denir.
efham / efhâm
Anlayışlar, zihinler, anlamalar.
Anlamalar, en iyi anlayan.
efrah
Ferahlamalar. İç açılmaları. Sevinmeler.
ehl-i bid'a
Dinin aslında olmadığı halde, sonradan çıkarılan zararlı âdet ve uygulamaları dine mal etmeye çalışanlar.
ehl-i bid'a ve ilhad / ehl-i bid'a ve ilhâd
Dinin aslında olmadığı halde, sonradan çıkarılan zararlı âdet ve uygulamaları dine mal etmeye çalışanlar ve inkârcılar.
ehl-i dalalet ve bid'a / ehl-i dalâlet ve bid'a
Dinin aslında olmadığı halde, sonradan çıkarılan zararlı âdet ve uygulamaları dine mal etmeye çalışan, doğru ve hak yoldan sapmış olanlar.
eşvat
(Tekili: Şavt) Sıçrayışlar, zıplamalar, koşmalar, koşuşmalar.
Kâbe-i Muazzama'yı yedi defa tavaf etme, etrafını dolaşma.
fiiliyat
Fiiller, uygulamalar.
garaib-i icraat
Alışılmışın dışında garip uygulamalar, faaliyetler.
harahir
(Tekili: Harhara) Tıb: Akciğerden gelen hırıltılar.
Uykuda iken horlamalar.
havaşi
(Tekili: Hâşiye) Bir yazının kenarına eklenen not veya açıklamalar. Hâşiyeler, derkenarlar.
Maiyet adamları.
hezeliyat
Ciddi olmayan sözler, saçmalamalar.
hezeyanat
(Tekili: Hezeyan) Sayıklamalar.
Saçma sapan ve mânâsız konuşmalar.
hissiyat-ı cumhur
Genel halk kitlelerinin hisleri, algılamaları.
hornito
İsp. Küçük fırın.
Jeo: Genellikle patlamalar neticesinde meydana gelen, lâv fışkırmalarının volkan selleri yüzeyinde meydana getirdiği kabarcık.
ibramat
(Tekili: İbram) Yalvarmalar, ısrar etmeler, rica etmeler, zorlamalar.
icraat / icrâât
Uygulamalar, yapmalar.
iddianame / iddiânâme
İddia yazısı; savcının, yapılan soruşturmalar neticesinde tutuklu hakkındaki suçlamalarını bildirmek üzere mahkemeye sunduğu yazı.
iddiharat / iddihârât
Biriktirmeler, depolamalar.
ihzarat / ihzârât
Hazırlamalar.
Hazırlamalar.
ilcaat / ilcaât / ilcâât
Zorlamalar.
Lüzumlu şeyler.
Gereklilikler, zorlamalar.
Mecburiyetler, zorlamalar.
ilcaat-ı zaman
Zamanın zorlamaları ve mecburiyetleri. Yaşanılan zaman içinde meydana gelmiş bazı sebeplerin neticesi olarak karşılanan mecburiyetler.
ilhahat
(Tekili: İlhah) Direnmeler, zorlamalar.
ilham-ı fıtri / ilham-ı fıtrî
Cenâb-ı Hakkın ihtiyaçlarını karşılamaları için varlıklara yaratılışta vermiş olduğu duygu.
iştialat / iştialât
(Tekili: İştial) Parlamalar, alevlenmeler, yanmalar, tutuşmalar.
Mc: Şiddetlenmeler.
istihrac-ı cifri / istihrac-ı cifrî
Cifirle ilgili hesaplamalar, cifir ilmiyle elde edilen sonuçlar.
istihzarat / istihzarât
Hazırlamalar.
izafat
(Tekili: İzâfet) İzafetler, isim takıları, isim tamlamaları.
Gr: Zincirleme isim tamlaması.
izahat / izâhât / îzâhât / ایضاحات / ا۪يضَاحَاتْ
(Tekili: İzah) İzahlar, açıklamalar.
İzahlar, açıklamalar.
Açıklamalar.
Açıklamalar.
Açıklamalar.
(Arapça)
Îzâhât vermek:
Açıklamada bulunmak, açıklama yapmak.
(Arapça)
Açıklamalar.
kervansaray
Büyük yollarda kervanların konaklamaları için yapılmış büyük hanlar.
Büyük yollarda kervanların konaklamalarına mahsus büyük hanlar. (Selçuklular ve Osmanlılar devrinde hayır eseri olarak yaptırılmışlardı.)
kur'an-ı azimü'l-beyan / kur'ân-ı azîmü'l-beyan
Açıklamaları pek yüce ve benzersiz olan Kur'ân.
kur'an-ı hakim-i mu'cizü'l-beyan / kur'ân-ı hakîm-i mu'cizü'l-beyan
İfade ve açıklamalarıyla mu'cize olan ve sayısız hikmetleri içinde bulunduran Kur'ân.
kur'an-ı mu'cizi'l-beyan / kur'ân-ı mu'cizi'l-beyân
Açıklamalarıyla benzerini yapmaktan akılları âciz bırakan Kur'ân-ı Kerim.
kur'an-ı mu'cizü'l-beyan / kur'ân-ı mu'cizü'l-beyân
Açıklamalarıyla mu'cize olan, benzerini yapmakta akılları âciz bırakan Kur'ân.
kur'an-ı mu'cizü'l-beyan-ı azimüşşan / kur'ân-ı mu'cizü'l-beyân-ı azîmüşşân
Açıklamalarıyla benzerini yapmaktan akılları aciz bırakan, şan ve şerefi yüce olan Kur'ân.
kur'an-ı mucizü'l-beyan / kur'ân-ı mucizü'l-beyân
Açıklamalarıyla mu'cize olan, benzerini yapmakta akılları âciz bırakan Kur'ân.
kur'an-ı vazıhü'l-beyan / kur'ân-ı vâzıhü'l-beyân
İfade, üslûp ve açıklamaları açık, anlaşılır olan Kur'ân.
kuyud
Kayıtlar, sınırlamalar.
lisan-ı kur'an-ı mu'cizü'l-beyan / lisan-ı kur'ân-ı mu'cizü'l-beyan
Açıklamaları mu'cize olan Kur'ân'ın dili.
manzumat
Düzenlemeler, sıralamalar.
meal / meâl
Tefsîr âlimlerinin yaptıkları tefsirlerin (açıklamaların) ışığı altında, âyet-i kerîmelere verilen mânâ, açıklama.
meşruhat / meşrûhât / مشروحات
Açıklamalar, izahlar.
Açıklamalar.
(Arapça)
mu'cizü'l-beyan
Açıklamaları mucize olan.
muahezat
(Tekili: Muâheze) (Ahz. den) Tenkid ve itirazlar.
Azarlama ve paylamalar. Çıkışmalar.
muamelat-ı zahiriye / muâmelât-ı zâhiriye
Görünürdeki uygulamalar.
muhakemat / muhâkemat / محاكمات
Hüküm yürütmeler.
(Arapça)
Yargılamalar.
(Arapça)
muktatafat
(Tekili: Muktataf) (İktitaf. dan) Derlemeler, toplamalar. Derlenmiş şeyler.
müsveddat
(Sevvad. dan) Müsveddeler, karalamalar, taslaklar.
niseb
Nisbetler, kıyaslamalar ve ölçüler.
nüfuş
Yabana yayılmak.
Davarların geceleyin yayılıp çobansız otlamaları.
nüzul
İniş, inmek, aşağı inmek, konaklamak.
Nüzül, felç hastalığı.
Hacıların Mina'ya gelip konaklamaları.
ragabat
Rağbetler, istekler, istekle karşılamalar.
rejim-i bid'akarane / rejim-i bid'akârâne
Bid'aları, dinin aslından olmayan zararlı âdet ve uygulamaları getiren rejim.
rücum
(Tekili: Recm) Taşa tutmalar, taşlamalar.
sademat
(Tekili: Sadme) Vuruşlar, patlamalar.
Ansızın başa gelen belâlar.
şems-i mu'cizbeyan
Mu'cizeli açıklamalarıyla varlık âlemini aydınlatan güneş, Kur'ân-ı Kerim.
sevkiyat / sevkiyât
Göndermeler, yollamalar.
siyasat / siyâsât
Siyasetler, siyasî uygulamalar.
sürub
(Tekili: Serb) İçyağları.
Çekiştirmeler, azarlamalar.
şüruh / şürûh / شروح
(Tekili: Şerh) Şerhler, açıklamalar.
Şerhler, açılamalar.
(Arapça)
ta'mirat / ta'mirât
(Tekili: Tamir) Noksanları gidermek. Eksik ve bozukları düzeltmeler ve tamamlamalar. Ta'mirler.
ta'nifat / ta'nifât
(Tekili: Ta'nif) Şiddetle azarlamalar, darılmalar.
ta'yibat / ta'yibât
(Tekili: Ta'yib) Ayıplamalar.
ta'zirat
(Tekili: Ta'zir) Azarlamalar, ta'zirler, tekdirler.
tafsilat / tafsilât / tafsîlât / تَفْص۪يلَاتْ
(Tekili: Tafsil) Açıklamalar, izahlar.
Geniş açıklamalar.
Açıklamalar.
tahdidat / tahdidât / tahdîdât / تحدیدات
Sınırlamalar, kısıtlamalar.
Tahditler. Sınırlamalar.
Sınırlandırmalar, kısıtlamalar.
(Arapça)
tahdişat
(Tekili: Tahdiş) Tırmalamalar. Kurcalamalar.
tahkirat / tahkirât
Hakaretler, aşağılamalar.
Aşağılamalar.
tahşidat / tahşidât
Birikmeler. Toplamalar. Yığınaklar.
Konuşarak fazla üzerinde durma.
tahşidat-ı kur'aniye / tahşidat-ı kur'âniye
Kur'ân'ın tahşidatı; Kur'ânın bazı konular üzerinde yaptığı vurgulamalar.
tahsinat
Alkışlamalar. Güzelleştirmeler. Beğenmeler.
takbihat / takbihât
(Tekili: Takbih) Ayıplamalar, çirkin görmeler.
takriat / takriât
(Tekili: Takri') Azarlamalar, paylamalar, başa kakmalar.
takrir / takrîr
Anlatma, anlatım, bir âlimin kitâbdan okuyarak îzâh ve açıklamalarda bulunması.
takyidad / takyidâd
Sınırlamalar, bağlamalar.
tasarrufat-ı beşeriye / tasarrufât-ı beşeriye
İnsanların gerçekleştirdikleri tavır, davranış, faaliyet ve uygulamalar.
tasavvurat / tasavvurât
Tasarlamalar.
tasdikat / tasdîkât
(Tekili: Tasdik) (Ka, uzun okunur) Tasdikler, onaylamalar, doğrulamalar.
Tasdikler, onaylamalar.
taskilat / taskilât
(Tekili: Taskil) Cilâlamalar. Cilâ yapmalar.
tatbikat / tatbîkat / تطبيقات
Uygulamalar.
Uygulamalar.
(Arapça)
Tatbikat.
(Arapça)
Tatbîkat yapmak:
Uygulama yapmak.
(Arapça)
tavzihat / tavzîhat / توضيحات
Açıklamalar.
(Arapça)
tazyikat
(Tekili: Tazyik) Tazyikler. Sıkıştırmalar. Baskılar. Zorlamalar.
Basınçlar.
te'vil / te'vîl
Yorumlamak, açıklamak.
Ehl-i sünnet âlimlerinin, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemden ve Eshâb-ı kirâmdan bildirdikleri tefsirlere (açıklamalara) bağlı kalarak âyet-i kerîmeleri açıklamak veya bu şekilde yapılan açıklamalar ve îzâhlar.
teamülat / teâmülât / تعاملات
Alışılagelmiş uygulamalar.
(Arapça)
teberruat / teberruât
(Tekili: Teberru') Teberrular, bağışlar, bağışlamalar.
tebrikat / tebrikât / tebrîkât / تبریكات
Mübârek kılmalar, kutlamalar.
Kutlamalar.
(Arapça)
tedenniyat / tedenniyât
(Tekili: Tedenni) Gerilemeler, tedenniler, aşağılamalar.
tefehhümat / tefehhümât
(Tekili: Tefehhüm) Farkına varmalar, yavaş yavaş anlamalar.
tefsirat
Tefsirler; açıklamalar, yorumlamalar.
tekatir
(Tekili: Taktir) Damlamalar.
tekdirat / tekdirât
Uyarmalar, azarlamalar.
(Tekili: Tekdir) Tekdirler, azarlamalar.
tekrarat
Tekrarlamalar. Aynı şeyi bir kaç defa yapma.
telakkiyat / telâkkîyât
Anlayışlar, anlamalar.
telkihat
Aşılamalar.
telkinat
Aşılamalar.
terakib / terâkib
(Tekili: Terkib) Terkibler.
Gr: İki veya daha çok kelimeden meydana gelen birleşik kelimeler. Tamlamalar.
Tamlamalar.
tertibat / tertîbat / تَرْت۪يبَاتْ
Sıralamalar.
tertibat-ı mukaddeme / tertibât-ı mukaddeme
Başlangıçtaki sıralamalar, tertib ve düzenler.
teşniat / teşniât
Ayıplamalar, çirkin bulmalar.
(Tekili: Teşni') Ayıplamalar, çirkin bulmalar.
teşrihat
Şerhler, açıklamalar.
Açıklamalar.
tevbihat
(Tekili: Tevbih) Azarlamalar, tekdirler.
tevbihat-ı şedide
Şiddetli tekdir ve azarlamalar.
tevkifat
Tutuklamalar.
tuluat / tulûât / طلوعات
Doğaçlamalar.
(Arapça)
zaazi'
(Tekili: Za'zaa) Sarsmalar, ırgalamalar.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
mana
dilpesend
divanhane
-i ilahi
sehem
gülşen
Ma'rüz
skun
Uyūn
masiyet
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
lamalar
merhem
bilgil
Acma
isim koyma
Ucret
Aciklamak
Kaymak
Yorgun ve bitkin
Pec