REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te kılınç ifadesini içeren 26 kelime bulundu...

ab-gine

  • Billur. (Fransızca)
  • Ayna. (Fransızca)
  • Kılınç. (Fransızca)
  • Göz yaşı. (Fransızca)
  • Şişe, sürahi, kadeh. (Fransızca)

ab-ı hufte

  • Durgun su.
  • Buz.
  • Billur.
  • Kınında bulunan kılınç.

asma'

  • Uyanık ve gözü açık (adam)
  • Keskin (kılınç).

ateş-i ab-perver / ateş-i âb-perver

  • Mc: Hançer, kama, kılınç.

ezuz

  • Pek keskin olan kılınç veya hançer.

fell

  • (Çoğulu: Fülül - Eflâl) Gedik, rahne.
  • Yaralamak.
  • Cenkte askeri bozmak. Harbdeki askerin bozulması.
  • Kılınç yüzündeki açılan gedik.
  • Susuz kır yer.
  • Güruh, cemaat.
  • Muvakkat delilik.

hillet

  • (Çoğulu: Hillel - Hilâl) Samimi ve cân-ı gönülden olan dostluk. En güzel takdir edici ve samimi arkadaşlık.
  • Kılınç gediği.
  • Nakışlı deri.
  • Ağızda bâki kalan dişler.
  • Dişler arasında kalan yemek artığı.

işhaz-ı seyf

  • Kılınç bileme.

ka'kaa

  • Silâh çatırtısı. Kılınç veya süngü gibi silâhların birbirine çarpmasından çıkan ses.

kabza

  • Kılınç gibi şeylerin tutacak yeri. Sap.
  • El, pençe.
  • Bir tutam, bir avuç şey.

kabza-i tig / kabza-i tîg

  • Kılıncın kabzası, sapı.

madrebe

  • Kılıncın ağzı.

mahamil

  • Deve üzerine konan oturulacak sepetler. Mahmiller.
  • Kılınç bağ askıları.
  • İhtimâller.

me'sur

  • Ecdaddan rivayet edilen.
  • Meşhur.
  • İtibarlı. Beğenilmiş olan.
  • Rivayet yolu ile öğretilmiş meşhur ve mühim haberler.
  • Bir kılınç ismi.

meflul

  • Kınında bulunan kılınç.
  • Kapalı, kilitli.

megavil

  • (Tekili: Migvel) Hançerler. Ufak ve ince kılınçlar.

meslul

  • Çekilmiş. Kınından çıkmış kılınç.
  • Din uğruna kendini fedâ eden kahraman.
  • Tıb: Verem.

mizrak

  • (Çoğulu: Mezârık) Harbe, kısa kılınç.

muaraza-i bis-süyuf

  • Kılınçla, kuvvetle, silâhla mücadele etmek. Silâhla karşı koymak.

mühenned

  • Hint demirinden yapılmış kılınç. Keskin kılınç.

mukabele-i bissüyuf

  • Silâha, kılınca sarılmak suretiyle karşı koymak.

mukaraa

  • (Kur'a. dan) Ad çekişme. Karşılıklı kur'a çekme.
  • Kılınç kullanarak döğüşmek. Cenkte, muharebede kahramanların birbiriyle vuruşmaları.
  • Bir şeyin taksiminde atışmak.

nebve

  • Uzaklaşmak.
  • Ok hedefe varamamak.
  • Bir yerin havasının mizaca uygun olmaması.
  • Kılıncın vurulan şeye saplanmayıp geri sıçraması.
  • Pek çirkin ve kötü suretten gözün kaçması.

perend-aver

  • Çok keskin kılınç, pala veya hançer. (Farsça)

pereng

  • Suyu iyi verilmiş kılınç. (Farsça)

sahib-üs seyf / sâhib-üs seyf

  • Kılınç sahibi. Maddeten kuvvetli olup, maddi cihad ile vazifeli olan.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın